Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kuzey Irak'ta, adı henüz belli değil...
Ama...
Bir Kürt devletinin doğum sancıları var.
Ankara'da, önce KDP lideri Barzani'nin basın toplantısında bulundum.
Sonra, baş başa yemek yedik.
Edindiğim izlenime göre, ABD, Barzani ve Talabani'ye, Washington'da barış antlaşması imzalatırken, şu çerçeveyi çizmiş:
"1- Türkiye'ye rağmen bir yönetim oluşturamazsınız.
2- Bölgede, sınırlar kesinlikle değişmeyecektir.
Kuracağınız yönetim, Irak sınırları içinde olacaktır.
3- Seçimleri yapıp, yönetiminizi kurarken, bunun Irak merkezi yönetimine bağlı bir federasyon olacağını net olarak bildirmelisiniz.
O sırada...
Bağdat'ta hangi yönetimin bulunacağı, ayrı bir konu."
Bu çerçevenin içini, Barzani ve Talabani dolduruyorlar.
Türkiye'nin, İngiltere ve Almanya gibi büyük Avrupa ülkelerinin, Kürt nüfusa sahip İran ve Suriye'nin de itirazları olmaması için başkentlere ziyaretler yapılıyor.


Talabani yandaşları, Ocak 1999'da, idari birimlerde temsil edilmeye başlanacak.
Mart ayında, Kuzey Irak'ta nüfus sayımı yapılıyor.
Parlamentonun milletvekili sayısı ve seçmenler belirlenecek.
Temmuz ayında ise, genel seçimler yapılacak.
Sayımda ve seçimlerde, Türkiye'den ve İngiltere'den gözlemciler bulunacak.
Amaç, uluslararası tanınmayı sağlamak ta olabilir.
Parlamento, başkent Erbil'de toplanacak.
Barzani basın toplantısında, Türkiye'nin şu 3 konuda kaygıları olduğunu ve bunları yanıtladığını söyledi.
1- Washington mutabakatı ile Türkiye'nin dışlandığı görüntüsünün sakıncaları...
"Barzani, Washington Antlaşması'nın, Ankara sürecinin devamı olduğunu, antlaşmanın uygulanması için Türkiye'nin desteğine ihtiyacı olduğunu" söylüyor.
2- Güvenlik konularının Ankara'da, siyasi konuların Londra'da görüşülecek olması nedeniyle Ankara'nın siyasi süreçten koptuğu yolundaki tepkilerimiz...
Barzani "Güvenlik konularına, Türkiye daha çok önem verdiği için böyle yaptık, Ama siyasi konuları da Ankara'da görüşebiliriz" diyor.
3- Antlaşmada, federatif bir yapıdan bahsedilmesinin Ankara'da yarattığı tedirginlik...
Basın toplantısında, Barzani, federasyon deyiminin 1992'de açıklanan toplumsal bir dilek olduğunu belirtti.
Sadece, "Bağdat'taki merkezi yönetimle birlikte uygulanabilir" dedi.
Türk yetkililere de bunu söylemiş.
Bana, yemekte yukarıda da belirttiğim gibi, federasyon ilanının, Bağdat'ın onayı olmazsa ertelebileceğini, ama gerçekten özgür ve Bağdat'ın otoritesi altında olmayan bir yönetim kurulacağını...
Seçimlerin mutlaka yapılacağını söyledi.
Yani, çocuğun ismi federe olmasa bile doğum var.
Bu arada, "Kuzey Irak Kürdistan'ı deyiminin daha önceki Anayasa'da yer aldığına işaret ettiğini vurgulaması, dikkat çekiciydi."


Bağdat onaylamazsa, ufukta bağımsızlık mı var?
Barzani açık konuşuyor:
"Halkımız bağımsız devlet ister.
Bunu inkar edemem. Fakat, gerçekçiyiz. Bütün komşularımızın karşı olacağı böyle bir formüle kalkışamayız. Elimizdeki imkan ne ise o kadarı ile yetineceğiz. Irak sınırları içinde bir yönetim kuracağız. Komşularımıza hiçbir zaman bir tehdit oluşturmayacağız, rahatsızlık vermeyeceğiz."
Peki...
Bu yönetimin bir devlet başkanı olacak mı?
Bu yönetimin ortak bir ordusu ve komutanı olacak mı?
Cevabı, henüz verilememiş iki duyarlı soru...
Örneğin...
Devlet başkanı olup olmayacağı, başkanın sembolik kalıp kalmayacağına bağlı.
Barzani ve Talabani kuvvetlerinin birleştirilip, tek bir orduya bağlanması ise, daha yıllarca olası değil.
Beraberliğin yumuşak karnı, işte bu güvensizlik.
Şimdilik, bütçeler bile ayrı.
Barzani, Habur Sınır Kapısı gelirlerinden bir kısmıyla, Talabani tarafına yardım edecek.



Barzani'ye göre, "PKK, silahlı kuvvet olarak gücünü yitirmekte ve çözülmekte.
Kuzey Irak'ta kalmakta direnirse, Türkiye ile ortak operasyonlar sürecek.
Talabani'de, anlaşmada yer alan PKK ile mücadele sözünü tutumazsa, yeni bir durum değerlendirmesi yapılır."
Barzani, bunları basın toplantısında söyledi.
Yemekte, bana şunları ilave etti:
"Apo Rusya'da mı bilmiyorum. Ama, orada kalması resmen kabul edilirse daha tehlikeli olabilir. Çünkü, Suriye'de varlığı resmen ilan edilmediği için açıkça ortaya çıkamıyordu. Rusya'da daha fazla siyasi etkinlik kazanabilir. Silahlı güçlerini ise, zaten hayatı boyunca alana çıkmadan hep telefonla yönlendirdi. Pek birşey farketmez."
Barzani
bir de "Durumun duyarlığı nedeniyle ABD'nin Irak'ı vurmasını onaylamadığını, barışçı yöntemleri yeğlediğini" tekrarladı.
Böyle söylemesi gerekirdi(!)



Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr