Moskova... Şu satırları Moskova’ya uçarken yazıyorum. Akşama Avrupa Şampiyonlar Şampiyonu’nu belirleyecek finali izleyeceğim.
İzlenimlerim tadını çıkara çıkara yarına... Gelelim yazının başlığına...
Vodafone’un Genel Müdürü (Londra’ya dönüyor) Attila Vitai damardan Manchester United’lı.
Bu final maçında onun konuğuyuz.
Chesna tipi özel bir jet kiralanmış. 7 kişiyiz.
Keyfimiz yerinde.
Uçağın kime ait olduğunu merak ettim. Hostesimize sordum.
Reşit Sinanlı’nın olduğunu öğrendim. Uçak pırıl pırıl. Yediğimiz içtiğimiz kaliteli. Servis güzel. Reşit Sinanlı’nın asıl işi ithalat. “Çikita muzlarını” eski FB yöneticisi Hakan Kutlualp ile birlikte ithal ediyorlarmış.
“Çikita muz” ithalatını ne de çok tartışmıştık.
Merhum Özal döneminde “serbest ekonomi” eksenli polemiklerde “çikita muz” simge olmuştu.
Şimdi, yadırgayan kaldı mı? Bırakın “çikita muzu” bir yana “özel uçak” lafı da artık kulak tırmalamıyor.
Kişilere, kurumlara ait yüzlerce özel uçak var.
Kullanmadıkları zamanlar kiralıyor, masrafını çıkartıyor, hatta para kazanıyorlar.
(A+) turistlere de hizmet veriyorlar. Bir başka -artık doğal gelen- seyahat notu daha... Moskova’da Swissotel’de kalacağız. Kentin en gözde otellerinden biri.
Peki onun sahibi kim?
Enka’nın patronu Şarık Tara...
Onun için “Zaten Moskova Şarık Tara’nın” diyorlar. Yüzü güldüren bu satırlardan sonra... Güneşi gölgeleyen fırtına bulutlarına dalalım.
Aşağıda...
“İNECEK VAR” başlığının altında.
İNECEK VAR
22 Temmuz seçimlerini “sandviç” yapan 2006 ve 2007 “kayıp yıllar” oldu.
2008’in de “kayıp yıl” olacağı kabak gibi ortada.
AKP için kapatma davası... Önümüzdeki yerel seçimler nedeniyle kamu harcamalarında muslukların açılması... Anayasa Mahkemesi’nden “kapatma kararı” çıkarsa yerel seçimlerle birleştirilecek genel seçimler... Ekonomide “Hele bir ortalık durulsun” bekleyişi... Durgunluk içinde enflasyon baş kaldırısı... Ve bütün bu tabloyu kapkara çerçeveleyen, dünya ekonomisinde kriz.
2008 kayıp yıl olmaz da ne olur?
Sonrasında suların durulacağı da sanılmasın. Bu sarsıntının artçıları olacaktır. Hele erken genel seçimlerin yerel seçimlerle birleştirilerek 2009’a sarkması halinde bir “kayıp yıl” daha...
Bir de “AKP’nin kapanması” halinde, başlatılacağı şimdiden görünen “Çankaya’nın meşruiyeti” sorgulaması... Gül’e “istifa” zorlamaları... Cumhurbaşkanı bunalımı olasılığı...
AB mengenesinde sıkışmak... Şu belalı coğrafyada Türkiye’nin önüne açılacak dosyalar...
Şarkıyı mırıldanıyorum. “Titrerim mücrim gibi ben
baktıkça istikbalime...”
İyi hoş da... Şarkıdaki “ben” sözcüğünü koyun bir yana, gerçek “mücrim” kim/kimler?..
Hangi adam gibi demokraside böyle manzaralar var?
Durdurun inecek var.