Yimpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar hakkında Almanya-Mannheim Savcılığı'nın "dolandırıcılık" suçlamasıyla yakalama istemi var. 8 Şubat 2005 tarihinde çıkardığı "difüzyon" ile bu istem, Türkiye makamlarına ulaştırılmış.Daha hangi "kanıt" aranacak?Difüzyon, "Bu adamı yakalayın, bize teslim edin" yazısıdır.........................Değil yakalamak... Adam 4 bakanın yanında yer alıyor.Dahası... 1 gün sonra "difüzyonla aranan adam" Vali ve Emniyet Müdürü ile bayramlaşma törenine katılıyor.Televizyonlarda ve gazetelerin birinci sayfalarında bu "muhabbet" görüntüleri yayımlanıyor.Dünyanın hangi uygar ülkesinde böyle bir şey yaşanabilir?..Almanya'dan "difüzyonu" destekleyen dosyanın gönderilmesi istenmiş.Dosya bir formalite ama o formalite sürecinde nasıl olur da 4 bakan, "dolandırıcılıktan aranan kişiyle" aynı fotoğraf karesinde yan yana yer alabilir?..Nasıl Emniyet Müdürü ve Vali, o adamın elini sıkarak bayramını tebrik eder?..Gösterilecek tek ilgi, dosya gelinceye kadar kaçmasını önlemek için onu yakın gözetimde tutmaktır. Nefes aldığını bile dinlemektir.Bir hukukçu olarak belirteyim ki... Suç, yargıda kesinleşinceye kadar kimse suçlu değildir ama suça karine oluşturabilecek unsurlar da elbette dikkate alınmalıdır........................Yozgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Dursun Uyar ve Yimpaş'ın 10 yönetim Kurulu üyesi hakkında "yasaya aykırı olarak yurttaşlardan para toplamak" suçunu işledikleri için 3'er yıl hapis ve 15'er milyar lira para cezası vermiş.Önümüzdeki 8 ay içinde ceza, Yargıtay'da kesinleşmezse, suç, zaman aşımına uğrayacak.Böylesine duyarlı bir hukuk sürecinde, Uyar'ın 4 bakanla yan yana bayram tebriki kabul etmesi, Vali ve Emniyet Müdürü'yle tokalaşırken yayımlanan fotoğrafları, "yargıyı etki altında bırakmak" olmaz mı?........................Savcılar neden, yayınları "ihbar" kabul ederek harekete geçmezler?Yoksa...Devlet büyükleriyle birlikte görüntüleri ona dokunulmazlık kalkanı mı oluşturuyor kuşkuları doğmaz mı?........................Daha vahimi... Almanya'nın saygın Die Welt gazetesinin Boris Kalnoky imzalı haberidir.Bu haberde "Yimpaş'ın Avrupalı Türklerden topladığı paraların bir bölümünü tarikatlara aktardığı" iddia ediliyor.Paralar Sydney üzerinden Milli Görüş'e yakın kurum ve yayın kuruluşlarına gitmiş.Tarikatın da, liderinin de adı, gönderilen para tutarı, bu yayında açık açık veriliyor.Acaba...O bayramlaşma görüntülerinden de öte, Uyar'a tarikat ilişkileri mi "dokunulmazlık" sağlıyor?Tarikat hiyerarşisi öyledir ki, sosyal statüsü ya da kariyeri daha düşük olan bir mürit, eğer yüksek mertebedeyse üstün statüde olabilir.Sonradan bakan olan bir tarikat mensubu, yıllar önce taşra kaymakamıyken yurtdışına çıkıyordu, İzmir Havaalanı'nda onu dönemin valisi ve belediye başkanı geçirmişti.Çünkü...Kaymakamın mertebesi daha yüksekti.........................Yimpaş Yönetim Kurulu Başkanı Uyar için İsviçre'de de "yüksek kâr vaat ederek para topladığı ve insanları aldattığı" iddiasıyla soruşturma başlatılmış.........................Ne var ki...Uyar için her şey "uyarına gelmiş" görünüyor."Uysa da uymasa da..." g.civaoglu@milliyet.com.tr Bu hükümetin "Kanıtı olan göstersin, yakalarına yapışalım" söylemine bir yanıt...