Bayramda okumak için ayırdığım kitaplardan biri Elia Kazan'ın UZLAŞMA'sı* idi. Nazar Büyüm'ün güzel Türkçesiyle akıp gidiyor. 40 yaşını aşmış ve kalplerinde -macera ateşi- alevlenen tüm erkeklerin ve de o heyecanların akıntılarına daha önceden hazırlıklı olmak isteyen tüm genç erkeklerin okumaları gereken bir kitap.Ege'nin pastırma yazında saatleri unutturdu. Bitirince "erkek milletine dersler ve önerileri" ayrıca yansıtacağım. Aslında kadınların da zirvelerdeki erkeklerin gen haritalarını çıkarmaları için tatlı bir öğreti. New York Times'a göre "seks lezzeti" de yerinde. .....................................Diğer kitap ise Salim Kadıbeşegil'in İTİBAR YÖNETİMİ.**Üst üste vuran iki depremden sonra kitapta anlatılanları bir de o gözle düşünüyorum.Önce "İtibar" nedir:Türkiye'nin köklü, büyük ve güçlü kurumlarından biri olan Ziraat Bankası dramatik bir olayla sarsıldı. 2001 krizi sonrası yenilenmekte olan bilgisayar sistemi ansızın arızalanmış, 48 saat durmuştu. Kaos yaşanıyordu.Bankanın tüm şubelerinde uzun kuyruklar oluşmuştu. Bankanın Genel Müdürü Can Çağlar'ın kamuoyuna yansıyan şu sözleri "İtibar" olabilir:"Para ile alınamayacak bir şeyimizi kaybettik."....................................Kadıbeşegil'in kitabında ilginç örnekler sıralanıyor. Özü..."Etik" değerleri de kucaklayan "itibar", çağımız ekonomisinde şirketlerin kalbini oluşturuyor. Nike'ın sürdürebilirlik raporunda aynı deyim kullanılıyor."21. yüzyılda başarılı olmak için şirketlerin, kurumsal sorumluluğu, işlerinin kalbine yerleştirmesi gerekir..." Bu rapor daha önceleri kötü koşullarda, çocuk işçiler çalıştırarak itibarını aşındıran, boykotlarla sarsılan Nike'ın bir tür "günah çıkarmanın" ötesinde "doğru yolu seçtiğinin" iddiası. Üretim sürecini, koşullarını, insan kaynaklarını, üretim bileşenlerini her yıl şeffaf olarak açıklamak iyi bir örnek. Etik konusunda bir diğer örnek Edun adlı yeni markanın lansmanı. Edun'un arkasındaki felsefenin "saygı" olduğu açıklanıyor. Edun, organik maddelerle az gelişmiş coğrafyalarda üretim yapmayı ilke edinmiş. U2'nun solisti Bono da bu markayı giyeceğini açıkladı. Çünkü, Bono, markaların ticari sorumlulukları içine global "etik" anlayışın damgasını vurmuştur........................................Gerçekten,Bono, "Kırmızı" konseptini, "etik" üretimin ekseni haline getirmiştir. Toplumda "itibarı" ilke edinen binlerce şirket, ürünlerine, Bono'nun "kırmızı" etiketlerini koymuştur. Özel şirketler ve sivil toplam kuruluşlarının el ele vermesiyle bu eksende oluşturulan "global fund", itibar arayışı içinde olan şirketlerden yoğun ilgi görmüştür.Fona, son iki yılda 4.5 milyar dolar toplandı.Bu para AIDS, tüberküloz ve sıtmayla mücadele projelerinde kullanılıyor..........................................Kitabın depremle ilişkisine gelince...Tüm Türkiye nefesini tutmuş, İstanbul'u yakıp yıkacak, yüz binlerce kişinin ölümüne neden olacak büyük depremi bekliyor. Ve her şey devlete bırakılmış. Devletin de kaynakları "yok denecek" kadar az. Okullar, yollar, köprüler, alarm sistemleri, doğalgaz, su ve elektrik hatları... Hiçbiri depreme hazır değil.Bir deprem sonrası İstanbul'da olacakları düşünmek bile istemiyorum.Türkiye'nin sanatçıları, aydınları, büyük şirketleri, gazeteleri, televizyonları, U2'nun solisti Bono gibi "depreme karşı önlem projelerini gerçekleştirme" girişimini başlatsalar diye düşünüyorum."İnsan hayatı kadar öncelikli hangi hizmet var?"* Adam Yayınları. Ekim 2006.** MediaCat Kitapları. Eylül 2006. g.civaoglu@milliyet.com.tr Türkiye'nin sanatçıları, aydınları, büyük şirketleri, gazeteleri, televizyonları "depreme karşı önlem projelerini gerçekleştirme" girişimi başlatmalı...