Son vergi uygulaması için küresel bir yaklaşım:
"ABD'de devlet kararları, yıllık ortalama geliri 120 bin dolar olan kesimin tercihleri gözetilerek alınır."Çünkü...
Onlar, ortalama yurttaştır.
Çoğunluktur.
En büyük oy deposudur.
Toplumun omurgasıdır.
Bu örneği, bütün gelişmiş demokrasiler, kendi ekonomik gerçeklerine göre saptarlar.
Dolaylı
Ancak...
Orta sınıfa endekslenen ekonomik karar tercihlerinin, alttakileri ve üsttekileri dolaylı olarak nasıl etkileyeceği de göz önünde tutulur.
Örneğin...
Büyük sermaye çok zarar görüyorsa, ekonomi daralacaksa, ülkenin ihracatta rekabet gücü zayıflayacaksa, borsa düşecek ve kitleler bundan zarara uğrayacaksa, işten çıkarmalar çoğalacaksa, ücretler düşürülecekse, devletin vergi gelirleri azalacaksa, kremayı ekşitmezler.
X ışınları
Bu gerçeklerin
x ışınları ile son vergi yasasının röntgenini çıkartalım.
Ama sağduyulu ve çekirdekten maliyeci
Sümer Oral'ı bazı yanlışlara iten siyasi baskıları da dikkate alarak...
1- Başbakan Bülent Ecevit, "rantiyeler vergilendiriliyor" söylemi ile paketi açıkladı.
Erbakan da
"rantiyeciler" deyimini kullanırdı.
Bu, yapay tatlandırıcısı olan ve son yılların farklı
Ecevit görüntüsüne yakışmayan bir popülist söylemdir.
Herhalde
Ecevit'i yanıltmış olmalılar.
2- Yasa, faizle geçinen bir krema sınıfını hedef almış gibi görünüyor ve orta sınıfı kolluyor izlenimi veriyorsa da, aslında zaten zor durumdaki kurumları büsbütün daralmaya zorlayacaktır.
Ekonomideki büzülme nedeniyle, şirketler, kıymetli devlet kağıtlarına yönelmişlerdi.
Satış gelirlerindeki düşmeyi ve zararlarını bir ölçüde böyle karşılıyorlardı.
Makinaları susturmamak, kepenkleri indirmemek ve çalışanlarının bir kısmını işten ayırmak zorunda kalmamak için bu formülü uyguluyorlardı.
Şimdi kıymetli devlet kağıtlarına
yüzde 19'a kadar ek vergi gelmesi sonucu ile şirketler
yüzde 72 oranına kadar vergi ödeyeceklerdir.
3- Yeni yasayla, ilk bakışta sadece düşük ücretlilerden ek gelir vergisi alınmıyor gibi görünebilir.
Çünkü...
Sadece yıllık geliri
12 milyar lirayı aşan ücretlilerden deprem vergisi alınması öngörülüyor.
Bu rakamları aşan ücretli
- resmi olarak - sayısı azdır.
Ama...
Gerçekte ücretler bordrolarla
- genellikle - olduğundan düşük gösterildiği için gerçek ücretleri daha üst düzeyde olanlar da muafiyetten yararlanacaklar.
4- Hukukun o temel ilkesi, yasaların geriye yürümemesidir.
Bu yeni yasa, ne yazık ki hukukun temel ilkesine aykırı görülebilir.
Özellikle...
Kıymetli devlet kağıtlarını alırken, mevcut olmayan bir vergiyi, şimdi koymak başka nasıl izah edilir?
Anayasa Mahkemesi'nin bu hükmü iptal etme olasılığı az değildir.
Enflasyon canavarı
5- Yeni yasa, devletin uzun vadeli borçlanma politikasıyla da çelişmektedir.Devlet, mümkün olduğunca uzun vadeli borçlanmak istiyor.
Ama vade uzadıkça faizleri artırarak, uzun vadeyi göze alan yurttaşı da bir bakıma cezalandırıyor.
Acaba kendi bindiği dalı kesmiyor mu?
6- Yeni yasayla, Akaryakıt Tüketim Vergisi yüzde 300'den
yüzde 500'e çıkmakta.
Aradaki oran farkı, tüm mal ve hizmet fiyatlarına dalga dalga yansıyacaktır.
Enflasyonla böyle mücadele olur mu?
7- KDV oranlarının yükseltilmesi
Bakanlar Kurulu'na bırakılmış.
KDV oranları yükseltildikçe, alışverişlerde fatura isteme oranı düşmektedir.
Keşke
Vergi İadesi aylık yapılsa ve bütün kesimlere yayılsa, belki
KDV'deki bu kanama önlenebilir.
Herkes belgesini ister.
8- Cep telefonları konuşmalarından alınan
yüzde 25 vergi bekleneni vermeyebilir.
Düşük gelir gruplarında konuşmalar azalacaktır.
Oysa...
Fatura yekunu yükseldikçe, artan basamaklı vergi oranları uygulanabilirdi.
Sonuç...
Çözüm, yüksek faizle, iç borçlanma zorunluğunu ortadan kaldıracak dış kaynaklardır.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr