Yargıda ‘yetmez ama evet’

100 yaşına yaklaşmış Kenan Evren’in tutuklanmasını, duruşmalara kafes içinde getirilmesini isteyenlere hâkim “hayır” dedi.
Ragıp Zarakolu tahliye edildi.
Mustafa Balbay hücreden çıkarıldı.
Artık yalnız yatmayacak.
Üstelik bu sonuca -sanırım- Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in devreye girmesiyle ulaşıldı.
Yasamanın bu tavrı olumludur.
Bir diğer milletvekili Mehmet Haberal vefat eden annesinin cenazesine gidebildi.
Bu gelişmelere bakarak “yetmez ama EVET” diyoruz.
Çıtayı yükseğe kaldıracak daha pek çok beklenti var.

SURİYE AÇMAZI
SURİYE’DE zaman sınırı 12 Nisan’a kaydı.
Ateşkes -tuttuk ki- dört dörtlük sağlandı.
Silahlar gerçekten sustu.
Esad herkesi şaşırtan bir çizgide sözünü tutmakta.
Bunun Türkiye için yararı ne?
Muhalifleri öldürmeyecek ama süründürecek.
Mimlenmiş olacaklar.
Ne iş bulacaklar, ne iş alacaklar.
Devletin çekici kafalarına inecek.
Suriye eskisi gibi PKK’nın diğer üssü ve lojistik ülkesi olacak.
Kuzey Irak’ın yanı sıra eskiden olduğu gibi Suriye’den giriş yapacaklar.
Gerekçelerini şimdiden ve resmi olarak açıkladılar bile:
“Silahlandırılmış muhalifler Türkiye’den giriyorlar!”
Karşılıklı diplomatik misyonlar çekilmiş...
Resmi iletişim yok.
Artık daha yakın zamana kadar sınır ticareti patlamasıyla başta Gaziantep ve Hatay olmak üzere Güney’deki illerimize akan parayı yani ekonomik boyutu koyalım bir yana, mülteci kamplarının maliyetini düşünün.
Sınırlarımızda “sıfır sorun” derken “sunturlu soruna” yatay geçiş yaptık.
Tam tersini düşünün...
Esad rejimi çökerse bela daha da büyür.
Sınırın tam yanında özerk bir Kürt yönetimi doğar.
Tam bir açmaz...
Askeri müdahaleyle Suriye içinde “tampon bölge” ya da “insani yardım koridoru” kurmak projeleri!
“Geliyorum” diye bas bas bağıran bir bela.

GALATASARAY ŞAMPİYON
BANA göre bu sezonun şampiyonu Galatasaray’dır.
“Nevzuhur (sonradan üretilen)” ve nedeni “sudan” play off şampiyonu da olursa elbette çift kat kaymaklı kadayıf ama “olmazsa olmaz” değil.
Açık fark yaparak ipi göğüsledi.
Bir Galatasaraylı başka türlü düşünemez.
Öte yandan...
1 ay süreyle her hafta derbi heyecanını yaşamak da bir futbol tutkunu olarak hiç fena değil.
Hele bu play off’u da GS alırsa tadından yenmez.

MELO SORUNU
ARIZALI bir adam olduğu bilinerek alınmıştı Melo.
Bütün bir sezon boyunca gene de yol kazası yapmadan gelebildi.
Bu otoriteyi ancak Fatih Terim kurabilirdi Melo üzerinde.
Ne var ki...
Sonunda genlerinde olanı daha fazla engelleyemedi.
Soyunma odasında kapıyı kilitleyerek Viera’yı yumrukladı.
Kaşını patlattı.
Bildiğim böyle bir olay hiç yok.
Şimdi bu “nevzuhur” ikinci aşamada Melo’nun durumu bir soru işareti çiziyor.
Futbolcuların toplu ricasıyla, Fatih hoca onu bağışlayacak mı?
Eğer sızıntılar doğruysa “Fatih Terim ikisini birden soyunma odasına yolladığında, Melo hocaya da tavır koymuş...”
Yıllardır tanıdığım Terim işte bunu affetmez.
Bağışlarsa bilin ki bu söylenti gerçeği yansıtmıyor.
Bir de Galatasaraylılık ilkeleri var.
Fatih hoca bu ilkeleri vurguladı.
Buna karşılık “kadronun derinliği yok” söylemini Melo için “yeşil ışık” diye algılamak da mümkün.
.......................
Ligin başında galiba Fenere “stepne şans” diye üretilen play off öncesi “Melo sakatlansaydı ya da çekip gitseydi ne olacaktı? Koca Galatasaray kaderini tek bir topçuya mı bağlayacaktı” diye düşünüyorum.