Yarısı eksik ağız...
ERGENEKON’da akut rejim ufunetine neşter vurulduğu bir gerçek...
Ama!..
Yargıya saygılarımla ya bu “ama”ların ardından sıralanan ve çoğalarak sıralanacak gibi görünen soru işaretleri?
“Tiyatro bazen hayattan daha gerçektir. Çünkü seçilmiş sahnelerdir” söylemini, iri puntolarla yazıp “adalet terazisi” arkasında fonmuş gibi düşünün.
“Kantarın topuzunda ölçüsü kaçması” kuşkularını dünya demokrasileri de paylaşıyor.
Fakat “tek göz kapalı” bir paylaşım mı bu?
İtirazlarda ve eleştirilerde ses desibeli “düşük” tutulmakta.
Bunun nedenleri için bir işareti yansıtayım.
WIKILEAKS SIZINTILARI
BAKIN 29 Ocak 2009 tarihli belgede ABD Ankara Büyükelçilik Siyasi Müsteşarı Daniel O’Grady Washington’a ne yazmış?
“AKP, kendisini Ergenekon soruşturmasının kazançlısı olarak görüyor. Ama uzun vadede kazançlı Türk toplumunun kendisi olabilir. Savcının eskiden tabu olan bu konuya el atma kararlılığı, Türkiye’yi tam hesap verilebilirlik kavramıyla tanıştırıyor.”
Belgede muvazzaf ve emekli yüksek mertebedeki komutanların, polislerin tutuklanması ile güç dengesinin değiştiği belirtiliyor ve şöyle satırlarla sürüyor:
“Bu durum, Türklerdeki ordunun, Cumhuriyetin koruyucusu ve bekçisi olduğu şeklindeki kutsal inancın sonuna gelindiğini göstermekte.”
Ve sonuca gidiyor:
“Ergenekon’un doğurduğu tartışma olgunlaşan Türk demokrasisinin kanıtıdır.”
OLGUNLAŞAN DEMOKRASİ
TV’de bir dizi izliyordum.
Düğün sahibi olan aileden bir hanım, komşusuna davetiye veriyor, isteksizce “bekleriz” diyor.
Komşunun cevabı şöyle:
“İyi hoş da ağzınızın yarısı eksik gibi geldi bana...”
Güzel mizah...
“Yarım ağız” demenin yaratıcı türevi...
Hafta sonunda “hapisteki arkadaşlarımız” için yürüyen gazetecilere birileri “olayın olgunlaşan demokrasi bağlantısını” anlatsaydı!!..
Anlaşılan “ağzının yarısı eksik” anlatılmış.
PAMELA, MEGAN’A KARŞI
Birinin yüzü Megan Fox... Türkiye’ye geldi.
Reklam filminde oynadı.
Ekranlarda görünerek, en çok izlenen programlara çıkarak, gazetelere röportajlar vererek tanınırlığını daha da yükseltti.
Reklamın, pazar payı olarak dönüşü süper.
Aynı türde rakip ürün markasının yüzü ise Pamela Anderson...
O da Türkiye’ye geldi.
TV ekranları, gazete sayfaları... Söyleşiler, röportajlar, Kapalı Çarşı’da alışverişler ve tarihi mekân gezilerinden görüntüler... İstanbul gecelerine akış, Black’te onuruna düzenlenen şampanyalı parti.
Pamela Anderson reklamının da pazar payı olarak dönüşü “ışıltılı...”
Reklamın başarısı “getirdiği sonuçtur.”
Her iki markanın reklam ve PR şirketleri iyi iş çıkardılar.
Onların jargonuyla “good job...”
Bu 2 “başarı öyküsü (succes story)” kafamda ampuller yaktı.
Pamela ya da Megan siyasette de etkili formül olabilirler mi?
İlk prova yerel seçimler.
Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışmada Pamela’nın göğüslerine karşı Megan’ın gözleri...
Ya Adriana Lima?
“Artık çok fazla oluyor” dedirten “Jean” markasına kanat isim.
O da ıskalanmasın...
