YASAKLARI YASAKLAYIN

Pazar kahvesi

Zagnat’a göre Madrid’in en iyi restoranının önündeyiz. Mehmet Yılmaz, Kaya Demirer, Hıncal Uluç, Barış Tansever, Güneri Cıvaoğlu, Can Buharalı. (Soldan sağa)

Madrid izlenimleri... İnsan hakları bağlamında küresel flamaya dönüşen “yasakları yasaklayın” söylemi, İspanya’da“tütün” ekseninde başarıya ulaştı.
Sigara içmeyenler gibi içenler de korumaya ulaştılar.
İspanya’da 100 metreye kadar mekânlarda“duman yasağı” mekân sahibinin özgür iradesine bırakılmış.
100 metrekareden büyük mekânlarda sigara içilen ve içilmeyen alanlar cam bölmelerle ayrılıyor.
İspanya’da sigara içenlerin oranı yüzde 30. O nedenle yüzde 30 alan sigara içenler için.
Sigara içilen alanda havalandırmanın“emme” gücü daha yüksek.
Ayrım yapan cam bölme kapısı açıkken bile hava sigara içilen mekâna doğru esiyor, emiliyor.
Dumanı kapan ve iyonize eden bir aygıt da var.
AB üyesi ülkelerden sadece 4’ünü oluşturan İngiltere, İrlanda, Fransa ve İtalya’da kesin yasak uygulanıyor.
İspanya ve diğerlerinde ise farklı “melez yasak” türleri üretilmiş.
31 Temmuz 2009’dan itibaren Türkiye’de de kesin yasak uygulanması başlayacak.
“Melez yasak” modeli, turistlere cazip.
Türkiye için de tartışılmalı.
Demokrasi, azınlığın da haklarını koruyan sistemse, Türkiye nüfusunun bırakın azınlığı bir yana çoğunluğu sigara içiyor. Onların da hakları gözetilmeli.
Madrid’de bu görüşte olan bir parlamenterle de konuştuk. “Tütünü bıraktırmanın yolu, inandırmaya dayalı metot olmalı” dedi.

SMOKING+FLIRTING = SMORTING

“sigara içmek” anlamına gelen “smoking” ve “flört” eylemini yansıtan “flirting” sözcüklerinin birleşimi olan“SMORTING”i unutmayın. İleri de çok kullanılacak.
İspanya’da mekânların sadece tütün kullanmak için ayrılan, şık, özel ve etrafı camla çevrilmiş bölmelerinde yaşam “SMORTING...”
Yemek masasından kalkıp özel bölüme gidenler çakmak istemek, sigara ikram etmek, ayaküstü söyleşmekle başlayan flört sürecine geçiyorlar.
Katı yasaklar yerine sigara içenlerin de hakları gözetilirse 31 Temmuz 2009’dan itibaren Türkiye’de “ SMORTING” yaşanabilir.
Madrid’e gezimiz TURYİD (Turizm, Restaurant ve Kulüp Yatırımcıları, İşletmecileri Derneği) organizasyonu kapsamındaydı.
Dünyanın moleküler lezzet uygulayan en iyi iki restoranından biri El Bulli’dir. Şefi Ferran Adria’nın yardımcısının mutfağının başında olduğu La Terraza del Casino’da ve Zagnat’a göre, Madrid’in en iyisi Zalacain’de yedik.
Yemekler de, şaraplar da enfesti.
El Bulli’nin bir çılgın olduğuna, moleküler bilim teorileriyle lezzet ürettiğine işaret edeyim.
Örneğin... Mojito sorbesi eksi 100 derecenin aşağısında kutup buharları çıkararak önümüzde yapıldı.
Ve o iki iddialı restoranda da sigara içilen ve içilmeyen bölmeler ayrılmıştı.

CANDAN ERÇETİN: VURURUM
ŞU ÇILGIN TÜRKLER’ in yazarı Turgut Özakman anlatıyor: “Balkan Savaşı’nda demiryolları Fransa’nın mülkiyetindeydi... Cepheye ne silah, ne yiyecek, ne ilaç göndermemize izin veriyorlardı.
Yaralıların taşınmasına bile izin yoktu.”
Atatürk Haftası bağlamında Özakman’la birlikte ŞEFFAF ODA’nın konuğu olan Candan Erçetin; “Balkan Savaşı’nda Osmanlı subayı olsaydım bunu yapan Fransızı çeker vururdum” dedi.
Özakman benzer bir dramın İstiklal Savaşı’nda da yaşandığına işaret etti:
“İstiklal Savaşı’nda trenleri kullanabilecek makinistimiz yoktu.
O işi yapanlar Ermeniler ve Rumlardı.
Kaçamayan ve aileleri Eskişehir’de veya Ankara’da kalan Rum ve Ermeni makinistler silah tehdidiyle çalıştırıldı.
Cepheye asker, silah, yiyecek böyle taşınabildi.”
Candan, bilinçli bir Atatürk kadını...
Galatasaraylılar Derneği Başkanı olarak Anıtkabir’deki deftere yazdığı satırlar, bu çizgisinin nasıl da derin ve kalıcı olduğunu gösteriyor.
10 Kasım 2008 sabahını da, beraberindeki 160 Galatasaraylıyla birlikte Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evde geçirdi.
Onun karakter oluşumunda babasının katkısı büyük.
Atatürk’ün en önemli yapıtlarından biri olan Köy Enstitüsü mezunu. (Hasanoğlan)
Enstitüde piyano ve keman çalmayı öğrendi.
Müzik öğretmeni olarak yetiştirildi.
Aydın köy lideri olacak Atatürkçü gençlerden biriydi.
O nedenle tarımın, hayvancılığın, tesisatçılığın, marangozluğun eğitimini de almıştı.
Candan’ın baba evinde hiç tamirci çağrılmamış, dışarıya ayakkabı boyattırılmamış.
Ayrıca... Candan, kütüphane müdürü olan babasından kitap tutkusunu da almış.
Candan’ın sağlam kişiliği, böyle bir kültür temeli üzerinde yükselmiş.