Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Harbiye Açık Hava Tiyatrosunun anfisinde oturan tek kişi yok.Binlerce İstanbullu ayakta... Çılgınca alkış.Bu sahnenin yaşandığı Türkiyenin gündemine, yıllar önce tarih hurdalığına atılmış "zinaya ceza" hükmünü sokuşturma çabaları ve "istemezük" sesleri ne hazin.Tarih boyu kazananlar, geriye çekmek isteyenler değil, ileriye bakanlar oldu.AKP de, seçimleri, Erbakanın paslanmış zincirlerini kırarak kazandığını unutmamalı. Fazıl Sayın parmakları piyano tuşlarında uçuşuyor... Eurovizyon birincisi, yani Avrupa vizyonunda 2004ün en iyi dereceye sahip olanı Sertab Erener, "kristal" gibi sesiyle ona eşlik ediyor. Mozartın "Alla Turca" adlı, piyano sonatı Fazıl Sayın tuşlarında caz derlemesi ve Sertabın yorumuyla heyecan verici. Fazıl Say, "Uzun ince bir yoldayım"ı, Aşık Veyselin anısına piyano - şan ve orkestra için rapsodi haline getirmiş. Fazıl Say, parmakları ile müzik büyüsü yaratır.Ama... Onu gözle izlemek de başka zevktir. "Uzun ince yolda" sağ elinin parmakları tuşlarda gezinirken, sol elini kuyruklu piyanonun kapağından içeri sokar, tellerden parmaklarıyla bağlama sesi üretir. Kutsal bir aşk yaşar/ yapar gibidir."Uzun ince yol" Türkiyenin Avrupa Birliğine yolculuğunun simgesi olmuştur. 1987de, Brükselde Özalın "ABye tam üyelik için başvuru" yaptığı günü anımsıyorum.Özal "İnce uzun bir yola girdik. Çok yıllar alacak" demişti.Haklı çıktı. Bakınız... Artık, görüşme için tarihin verileceği, neredeyse "Kesin" gibi.Aşık Veyselin "Uzun ince yolu" hep ileriye yürüyüşün fon müziği.ABden tepkiyle karşılanan ve "AB hukukunda böyle bir düzenleme olamaz" dedirten "zinaya hapis cezası" gibi bir kabile / aşiret hükmünü hortlatmak geri adımdır. 2004 Türkiyesinde sahne bulmamalı. Veyselden mesaj Fazıl Say, "İpek Yolu" adlı piyano konçertosunu, Berlinde bestelemiş. Sarı at kuyruğu saçlı Şef İbrahim Yazıcının, paçaları şalvar gibi büzülmüş tulum içinde farklı bir görünüm ve dinamik yönetimi, çağın öncüsü izlenimini veriyordu. Bilkent, konservatuvar kökenli orkestraya, İpek Yolunda bir kervan gibi yol aldırıyordu.Naftalinlenmiş ve tavan arasına kaldırılmış bir sandığın kapağını açarcasına "zinaya hapis" hükmünü, onlar kim bilir, ne eğlenceli söylemlerle "Ti"ye alıyorlar."İpek Yolu" aslında "Uzun ince yol"un başlangıcı. Türklerin Orta Asyadan başlayıp, Hindistan, Mezopotamya üzerinden Ankaraya varışlarını anlatıyor.Çinin simgesel olarak gongu ile başlıyor. Piyano ve yaylı sazlar, yol boyu medeniyetlerin ses renklerini yansıtmak üzere alışılmışın dışında çeşitli efektler elde etmek için kullanılıyor.Örneğin, Hint entstrümanı "Sitar" ve "tabla" sesleri, "yağmur efekti" ve "rüzgâr efekti", dünyanın dönüşümünün "do diyez"le örtüşen sesi üretiliyor.Yapıt, Fazıl Sayın piyanonun tellerine metal mızrap çekerek seslendirdiği "Ankaranın taşına bak" türküsünden notalarla noktalanıyor. Bu da ileriye bir yürüyüş. Ankaranın başkent oluşu ve Atatürk devrimleri...Sonrası ise artık ucu görülmeye başlayan "Uzun ince yol" ...O yol üzerinde "zinaya hapis" geriye dönüştür.Türkiyeyi ABye taşımak performansını gösteren Erdoğan ve arkadaşları, Ekim raporu öncesi, olumsuz imaj çizecek bu yanlış adımdan vaz geçmeli.Not:İki gün önceki yazımda, "hayvanlar kadar sevişme özgürlüğü" sözcükleri baktım da amacını hayli aşmış. O kelimeleri siliyorum. g.civaoglu@milliyet.com.tr İpek yolu