Dünya Kadınlar Günü’nde bir sınır ötesinden bir de bizden iki “gözlem...”
1- Afganistan Başkanı Karzai “erkeklerin gerekli gördüğünde eşini dövmesine izin veren” yasayı onayladı.
Kâbus gibi...
Yasa çıkararak “eşinin eti de kemiği de senin, ister döv ister söv” dercesine yasa çıkarıyor.
Bunu Taliban’a hoş görünmek için yapıyor.
Hem de şeriat adına...
ABD ve koalisyon güçlerinin çekilme sürecinde ayakta kalabilmek için Karzai Taliban’la dirsek temasında.
“İktidarı paylaşmak” işaretleri veriyor.
Afganistan’ı Taliban’dan kurtarmak için oraya gitmiş değil miydi Amerika?
Amacın Afganistan’a demokrasiyi getirmek olduğu yolundaki açıklamalar üzerine sünger mi çekiliyor?
Kadına şiddet karşıtı ana akım ivme kazanırken “dayak caizdir” fetvası verilen ilkelliğe dönüş bu.
2- Dünya Kadınlar Günü’nde Ukraynalı “FEMEN” grubu İstanbul’a çıkarma yaptı.
Çıplak olarak Sultanahmet’te düzenledikleri gösteriyle “kadına şiddet karşıtı” gösteri yaptı.
Ve...
Onlara şiddetin daniskası uygulandı.
Yerde sürüklenerek polis aracına götürüldüler.
Yorum yapmıyorum.
Fotoğraflar zaten konuşuyor.
Euro News kanalı böyle görüntüleri “no comment (yorum yok)” başlığıyla ekrana taşımayı sever.
Bu arada, Ukraynalı kadınlara müdahale edenlerin kadın polis olduklarını, içeride bunlara kötü davranılmadığını da not olarak belirteyim.
......................
Parlamento’da kadını korumaya alan bir yasa üzerinde çalışılırken bu görüntüler “kara mizah!..”
PKK’DA YENİ PERDE
GAZETELERDE, PKK liderlerinin yakalanmasını sağlayacak ihbarda bulunacaklara 4 milyon liraya kadar çıkan ödüller verileceği yolunda haberler yayımlandı.
Bildiğim kadarıyla devletten bir yalanlama -henüz- yok.
ABD’nin “WANTED” başlığıyla suçluları bildirene mükâfat afişlerini hatırlatıyor.
Sadece bu “arananlara” odaklanan profesyonel “insan avcıları” vardır.
Özellikle “adi suçluların” yakalanmasında bu yöntem genellikle sonuç verir.
Ama...
Siyasi, ideolojik örgütlerde ve bunların özellikle şiddete dayalı organizmalarında para karşılığı içeriden ihbar çok ender sonuç veriyor.
El Kaide’nin başındaki Usame Bin Ladin için de milyon dolarlık ödüller açıklanmıştı.
Ama adam yıllarca saklanabildi.
“Aidiyet” bağlılığı bir izah olabilir ama daha da geçerli olan neden “korkudur.”
İhbarcı teşhis edildiği anda öldürülür.
Teşhis edildiği halde yakalanamazsa ailesi, en yakınları “infaz” tehdidi altındadır.
Örgüte bir kez girmiş olana çıkışlar kapalıdır.
Çıkışı olmayan ve sonu bilinmeyen bir yolun yolcularıdır.
Bu tür örgütlerde her sabah “hain!” infazları yapılır.
“Hain” oldukları kuşkusu kurşunlanmaları için yeterlidir.
Ve bu infazların diğerlerine “caydırıcı” psikolojik etkisi olacağı düşünülür.
“Dehşet” şiddet örgütünün yasasıdır.
Ancak “ödül” açıklamaları örgütte kuşkuları tetikler, paranoya kabarır, stabiliteyi sarsar.
İçe dönük kaygılar yaşanır.
Elbette “ödül” açıklamasının sonuç verme şansı “sıfırdır” denemez.
Belki bir faydası da Kandil kuşatmasına diğer etkenlerin yanı sıra bu da bir katkı olabilir.
PKK’yı silahsızlandırma görüşmeleri için düşünülmesi ihtimal dışı değil.
“İnsan haklarına dayalı, barışçıl ve demokratik” formüllerin pişmekte olduğunun işareti kokular geliyor.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025