Güner CİVAOĞLU
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel "devletle yurttaşı barıştırmaya çalışıyoruz" dedi
Bu sözleri,
"medya sayfalarında ve ekranlarında, maliye terörünün ayak seslerini duyuran yayınlar" üzerine söyledi.
Üstelik... Bu yayınlar da birbiriyle çelişkiliydi.
Doğru olanı neydi?
Temizel ile bu konuları söyleştik.
Önce gerçekleri sıralayalım:
1 - Önceki akşam geç saatlerde bakanlara imzalatılan ve üzerinin
"kara para" aklanması ile ilgili olarak doldurulacağı söylenen boş kağıtta
"Kara Para Yönetmeliği" uygulamasının
1 Ocak 1998 tarihine ertelenmesini öngören hükümet kararı yeralacak.
O tarihe kadar yeni bir yönetmelik hazırlanacak.
Maliye Bakanı Temizel, bu yeni yönetmeliğin, dürüst vatandaşı rahatsız etmeyecek, piyasalarda tedirginlik yaratmayacak, bankalar sisteminden para kaçışını zorlamayacak, sağduyulu, makul ve ılımlı bir düzenleme olacağını belirtiyor.
Hiç kimse, normal parasal işlemlerinin ne hacimde olursa olsun denetleneceği gibi bir kaygıya kapılmasın.
2 - Beş milyar TL'den yukarı bütün parasal işlemlerin,
Mali Suçları Araştırma Kurumu'na bildirileceği gibi bir uygulama yok. Daha önceki yönetmelikte yeralan bu hüküm ve
Türkiye'ye giriş yapan
TC yurttaşı ya da
yabancı herkesin, yanında
5 bin dolar değerinden fazla döviz bulundurması halinde bunu bildirmesini, eğer bildirmeden yakalanırsa
1 yıla kadar hapislerini öngören hüküm de uygulanmayacak.
Bunlar ve benzeri çok katı hükümler,
Çiller hükümeti tarafından hazırlanan,
"kara para" yönetmeliğinde yer almıştı.
Oysa...
Türkiye'de hergün
5 milyar TL'nin üzerinde yüzbinlerce işlem yapılıyor. Bankalar, banker kuruluşları, inşaatçılar, tapu idareleri, vs. bu yüzbinlerce işlemi, hergün
Mali Suçları Araştırma Kurumu'na bildirmeye kalksalar, kurul, bunalır. Çalışamaz hale gelir.
O nedenle, sadece şüpheli işlemlerin bildirilmesi sözkonusudur.
Ayrıca...
32 sayılı yasaya göre, yurtdışından gelen herkesin beraberinde istediği kadar para ya da döviz getirmesi zaten serbesttir. Yasa hükmünü yönetmelikle değiştirmek mümkün değil.
3 - "Şüpheli işlemlerin neler olduğunun" tanımı henüz yapılmış değil. Maliye, Hazine, Para Kredi Kurulu ve devletin çeşitli ilgili birimlerinin müsteşarları, bir çalışma yapıyorlar, bu şüpheli işlemlerin neler olabileceğini tanımlayacaklar. Yönetmeliğe koyacaklar.
Ayrıca... Türkiye ekonomisini sarsmayacak,
Türkiye'nin koşullarıyla uyumlu olacak... Fakat,
"kara para" suçlularını da takipsiz bırakmayacak bir yönetmelik hazırlığı yapıyorlar.
Yıl sonuna kadar tamamlanacak ve
1 Ocak'da yürürlüğe girecek.
Bu çalışmanın gerekçesine de işaret edeyim...
4 - Türkiye'de yakın zamanlara kadar
"kara para" suçu düzenlenmiş değildi.
Örneğin...
Hollanda da, uyuşturucu işi yaparken yakalanan bir
Türk, bu işten elde ettiği parayı
Türkiye bankalarına göndermişse... Yapacak bir şey yoktu.
Hollanda Devleti, Türkiye'yi uyardığında, mevzuata göre
Türkiye'nin bu paraya el koyamayacağı cevabı veriliyordu.
Tabii böyle cevaplar, batıda tepkiler yaratıyordu.
Avrupa, Türkiye'ye bazı yaptırımlar uygulamaya yöneldi.
En basit ve sıradan akreditifler bile
"kara para yıkaması mı" kaygısıyla incelemeye alınıyor ve işlemler geciktiriliyordu.
Yaptırımlar daha yaygın ve daha sert hale gelmek üzereydi.
Nihayet,
4208 ve
19 Kasım 1996 tarihli
"kara para" aklama yasası çıkarıldı. Böylece, daha önce suç sayılmayan
"kara parayı aklama eylemi" Türk Hukuk sistemine girmiş oldu.
Böyle işlemler sonucu elde edilen para ve o paranın sistemde nemalandırılması üzerine artık
devlet el koyabiliyor.
Ancak, bunun için mahkeme kararı gerekiyor.
Kimsenin malına kuşku ve ihbar üzerine el konulmayacak.
Araştırma Kurulu, gerekirse araştırmalarını mahkemeye sunacak, eğer yasa dışı suçlardan elde edilmiş bir para varsa bu para ve sisteme sokularak elde edilen nemalarına el konulabilecek. Tabii araştırma kurulunun da çalışmaları taktiri ve keyfi olmayacak. Bu kurul ciddi ve ağırlıklı çalışacak.
Temizel, bu düzenlemenin vergi gelirlerini arttırmakla hiçbir ilişkisi olmadığı görüşünde.
Elde edilen bilgiler, vergilendirme için de kullanılamayacak.
Buna karşın... Vergi gelirlerinin yaygınlaştırılması ve kayıt dışı paranın izlenebilmesi için de çalışmalar var.
Geniş bir
vergi reformu hazırlığı sürmekte.
Vergi suçlarının hapis cezasına çevrilmesi yolundaki yasa hükümlerine uygulama sağlamak için, bazı boşlukları dolduracak hükümler getiriliyor.
Ancak... Bütün bunlar
çatık kaşlı, ceberrut ve vatandaşın canını burnundan getirecek şekilde olmayacak.
Cadı kazanları da kaynatılmayacak.
Temizel bir bakıma,
DSP'nin imaj sicilini düzeltiyor.
DSP'yi kazanca, kara, sanayiye, ticarete ve çifte çubuğa, bağa bahçeye karşı gibi gösteren imaj değişmekte.
1970'li ilk yıllardan beri oluşan
"Demokratik Sol" toplumun bütün katmanlarıyla diyaloga giren yeni bir görünüm almakta.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr