1994 yazında bir
Haitili'ye
Amerikalı gazeteci sormuş:
"Hangisi daha önemli...Dünya Kupası'nı Brezilya'nın kazanması mı, yoksa Haiti'yi ABD'nin işgali mi?.."
Cevap:
"Biz hergün açız. Bir yığın sorunumuz var.
Amerikalılar hergün ülkemizi işgal edeceklerini söylüyorlar.
Ama Dünya Kupası yalnızca 4 yılda bir düzenleniyor"(1).Ankara'da lider turları atılsa da, güncel konu,
Galatasaray - Leeds...
Yani...
Siyaset sürekli güncel.
Ama...
Yüzyıllık yalnızlık sonrası, ilk kez bir Türk takımı, Avrupa şampiyonu olmanın eşiğinde.
Masada ve sahada
Bu tarihi konumu sahalarda yakalayan
Türkiye'yi masada mahkum etmeye çalışıyorlar.
Osmanlı'yı harita üzerinde cetvelle çizilen devletlere bölen
İngiliz siyaseti, UEFA'ya da egemen oldu.
Galatasaray, aç aslanların önüne atılan gladyatörler gibi
Leeds arenasına bırakılacak.
Fatih Terim'in ve yedeklerin arkasında, ırkçı ve saldırgan
Leeds seyircisine karşı onları koruyacak bir tel örgü bile yok.
57 bin kişilik sahaya pasaport ve kimlik kartı kontrolü ile sadece
1800 Türk alınacak.
Böylesine cehennem alevlerinde
Galatasaray, ateşle imtihandan geçecek.
Ama unutmasınlar...
Bir tek
Galatasaray yedeğinin, futbolcusunun ya da
Fatih Terim'in ve onun yardımcılarının tenine değerlerse, maç o anda durdurulur.
Galatasaray hükmen galip ilan edilir.
Kopenhag finalinin vizesi
Galatasaray'a çıkarılmış olur.
Medya nereye koşuyor?
İngiliz medyası, tiraj ve reyting uğruna, bu gerçeği
Leeds seyircisine duyurabilmiş değil.
Duygulara ve tepkilere tetikçilik yapıyor.
Aslında...
İngiliz medyası, Leeds'i
UEFA Kupası'na gömmek üzere çukur açmakta.
Gene
İngiliz medyasının ve
Leeds yöneticilerinin bilmedikleri bir boyut daha var.
Galatasaraylılar, uzun süredir psikolojik eğitim alıyorlar.
Psikolojinin temel söylemi şudur:
"Sözler, tavırlar, kelimeler kurşun değildir. Tene erişmez. Ruhu ise sadece siz isterseniz yaralar."Meditasyon seanslarında olgunlaşan
Galatasaraylılar bu gerçeğin bilincindeler.
Psikolojileri, artık ıslığa, küfüre, tehdide, kötü söyleme geçirgen değil.
Sadece alkış ve
Galatasaray'a olan tezahüratla motive oluyorlar.
Son tahlil
Keşke centilmence bir karşılaşma olsa.
Sonuç, zorbalıkla değil, futbol ustalığı ile skor levhasına işlense...
Galatasaray'ın
Kopenhag'a vizesinin, taşkınlıkla, tecavüzle iptal edilen bir maçla değil, elbette terle gerçekleşmesini yeğleriz.
Ama...
Keskin sirke, küpüne zarardır.
Siyasetin çevre yolu
Galatasaray, Türkiye'nin yüzyıllık yalnızlığının sonunda
Avrupa finaline uzanmak üzere.
Yazının büyük bölümü o nedenle futbola ayrıldı.
Ama...
Yedi yılda bir gündeme gelen cumhurbaşkanlığı için de birkaç satır...
Ecevit, neyin olacağını göstermek için nelerin olmayacağını,
Türkiye kamuoyuna, ortak hükümet partilerinin tabanlarına ve belki de kendi iç dünyasına gösteriyor.
Hatta...
Kendilerinin bu seçimin dışında olmadıklarını belirten duyarlı çevrelere de...
Neyin olabileceğini görmek için önyargılardan arınmak ve birkaç gün daha beklemek gerek.
Siyaset, henüz çevre yollarında.
.............
(1): FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR, Simon Kuper.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr