SİLAHLI örgütlerle bir çözüme varma görüşmelerinin temeli “karşılıklı güvendir.”
Hatta...
Müzakerelere paralel işleyecek “güven artırıcı adımlar” planlanır.
Takvime bağlanır.
Müzakerelerde her aşamaya eşlik edecek bu adımlar hem çözümün basamaklarında yükseliştir hem de sürece psikolojik besindir.
......................
TÜRKİYE’de 40 bin dolaylarında insanımızı kaybettiğimiz, binlerce insanımızın engelli kaldığı PKK ile müzakerelere bakınız...
“Karşılıklı güven” temeli üzerinde mi yükseliyor süreç?
Sürecin aşamalarına eşlik etmek üzere planlanan ve takvime bağlanan “güven artırıcı adımlar” var mı?
Hayır...
Tam tersine...
“Güvensizlik” kaygan zemininde sallantıda yalpalayarak atılmaya çalışan sarsak adımlar.
.....................
‘GÜVENSİZLİK’ öyle gizli saklı da değil. Apaçık dile getiriliyor.
Abdullah Öcalan’ın “bahar aylarında silahlı mücadeleden demokratik sürece geçiş için PKK’ya büyük kongre toplama çağrısı”nın Dolmabahçe Sarayı’nda HDP heyeti adına Sırrı Süreyya Önder tarafından açıklanışı önemliydi.
Üstelik, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın yanında okundu bu çağrı.
“Tarihi” diye nitelendi.
Ama...
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ne dedi?
“Çözüm için hükümete zerre kadar güvenmiyoruz...”
Bir defayla da kalmadı.
Bir kaç kez tekrarladı.
En son da dün HDP grubunda konuşurken altını çize çize “Evet... Hükümete zerre kadar güvenimiz yok” diye vurguladı.
Demirtaş’a göre “Bu tarihi çağrı geçen ağustos ayında yapılacaktı. Fakat AK Parti 7 ay erteletti.”
Bu ertelemenin nedenini Demirtaş şöyle açıkladı:
“Hükümetin niyeti çözüm değil çözüm varmış gibi yapmak...
Seçimlere çok yakın bir tarihte çağrının yapılmasını amaçladı, çünkü, içinde bulunduğumuz mart ayının sonunda Meclis tatile girecek. Milletvekilleri seçim bölgelerine dağılacaklar.
Peki...
Çözüm için gerekli yasal düzenlemeler nasıl ve ne zaman yapılacak?
Mart ayı iç güvenlik paketi dedikleri 132 maddeyi görüşmekle geçecek, sonra da Meclis kapıları kapanacak.
Amaçları seçim öncesi topluma sanki barış için algı yaratmak...”
......................
HÜKÜMET adına özellikle HDP için “kuşku” yüklü söylemler artık “günlük ritüel” haline geldi.
Hatta...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç alenen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın sürece karşı olduğunu, “bunun için elinde bilgiler bulunduğunu” bile söyledi.
Temeli karşılıklı “güven” değil, “güvensizlik” olan bu kaypak zemin üzerinde süreç nasıl ayakta kalabilir, yükselebilir?
Önce taraflar “yaptıklarının doğruluğuna” inanmalı.
......................
KARAMSAR mıyım? Bütün bunlara rağmen hayır.
Çünkü...
Kanın durmasını, çözümü halk istiyor.
Doğusu, batısı, Türk’ü, Kürdü, tüm mezhepleri barış ve huzur istiyoruz.
Ve...
Umut eşikleri yüksek.
Geriye dönüş psikolojisi yok.
O nedenle belki bu süreçte ama olmazsa mutlaka başka süreçlerde “barış” gelecektir.
Dünya dinamikleri de bunu gösteriyor.
Bir süredir yerküredeki “ayrılıkçı şiddete dayalı” mücadeleler tek tek noktayı koydular / koyuyorlar.
Demokratik çözümle barışı yaşamaya geçiyorlar.