Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, Anayasa Mahkemesi'nin RP'yi kapatma kararı açıklanmadan 48 saat önce bir genelge yayınlandı. Türkiye'deki bütün iç güvenlik birimlerine gönderildi.
Anayasa Mahkemesi'nden kapatma kararı çıkması halinde alınacak önlemler tek tek sıralanıyordu.
Ayrıca...
Daha 28 Şubat Milli Güvenlik Toplantısını izleyen aylarda Türkiye'de İslami Terör uygulayabilecek odakların bir tür kadastrosu yapılmıştı.
Duyarlı bazı camii cemaatleri...
Bunların arasına sızarak provakasyon yapabilecek kişiler...
Cemaatlerin arkasındaki bazı silahlı şahıslar...
......
Bu ya da buna benzer konular ve olası hadiselere müdahale edecek güvenlik güçleri öngörülmüştü.
Bunun yanı sıra...

Anayasa Mahkemesi kararının Cuma namazı sonrası oylanması ve açıklanması sanıyorum rastlantı değil.
Sonraki iki günün tatile gelmesi ve okulların, işyerlerinin tatil olması da herhalde güvenlik kaygılarının izlerini taşıyor.
Öte yandan...
Kapatılan Refah Partisi'nin yöneticileri de bu konuda duyarlı davranıyorlar.
Kararı eleştirirken söylemleri sert...
Ancak...
El altından örgüte mesajları "kesinlikle karışıklık çıkarılmaması" yolunda.
RP, disiplinli bir parti.
Yukarıdan gelen işaret tabanda aynen uygulanıyor.
Bu durumda, gene de eylemler konabilir.
Fakat...
Bunlar bulanık havadan yararlanmak isteyenlerin, dış kaynaklı yeraltı örgütlerinin "nokta eylemleri" olabilir.
Bu bakımdan, güvenlik birimlerinin istihbarat çalışmaları büyük önem taşıyor.
Kitlesel taşkınlıklar değil, ses getirebilecek bireysel ve stratejik hedefler seçilebilir.
Tabii...
Bu tür eylemler kapatılan RP'nin boşluğunu doldurabilecek, meşru ve yasal politik çalışmalara zarar verir.
Demokrasiyi de tehlikeli çizgilere sürükleyebilecek böyle eylemlere karşı ulusça uyanık olmalıyız.

Gündemdeki bir diğer soru; RP'nin yerini hangi partinin alacağıdır.
Anayasa'nın eski hükmü bu sorunun cevabını ve çözümünü kolaylaştırmıştı.
"Kapatılan bir siyasi partinin yerine aynı üyelerin çoğunluğunu teşkil ettikleri yeni bir parti kurulamaz" deniyordu.
Böyle olunca, ceketi ters yüz edercesine aynı parti isim ve tabela değiştirip faaliyetini sürdürüyordu.
Milli Nizam Partisi kapanınca, yerine Milli Selamet Partisi...
O kapanınca, yerine Refah Partisi...
Şimdi Refah Partisi kapandı.
Yola aynı kaptan ve yolcularla Fazilet Partisi'nde mi devam edilecek?
Eskiden olsa bu sorunun cevabı kolaydı.
Fazilet Partisi'ne RP'li üyelerin yarısından azı alınır, siyaset yapmaları yasaklanmış bir kaç kişi dışında aynı yöneticiler, milletvekilleri ve örgütle devam edilirdi.
Zaten...
RP kapatıldıktan sonra Necmettin Erbakan'ın "tabelaları değiştirir, devam ederiz" sözleri bu alışkanlığın yansımasıdır.
Oysa...
Artık, hadise böylesine yalın değil.
1995'te yapılan değişiklikle Anayasa'nın 69. maddesi bu konuyu "parti hüllesi" yapmayı önleyecek bir hükme bağlamış; "Temelli kapatılan bir parti başka bir ad altında yeniden kurulamaz... "
Bu durumda, ne olur?
Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş ile konuştum.
Söyledikleri şöyle:
"Anayasa'nın bekçisiyim. Eğer bir başka partide RP'nin devam ettirilmek istendiğini saptarsam, o parti için de kapatma davası açarım."
Yani...
Savaş bakacak.
Yeni partide eski tas eski hamam görüntüsü varsa...
Kapatılan RP'nin yönetiminde bir kaç değişiklik dışında kurmayları, milletvekilleri, örgütü yeni kurulacak ya da kurulmuş bir partide yola devam ediyorlarsa kapatma davası açacak.
Bu durumda Anayasa Mahkemesi'nin aylar sürecek "laiklik" araştırmasını yeniden yapması gereksiz.
Sadece kapatılması istenen partinin RP'nin devamı olup olmadığını inceleyecek ve süratle kararını verecek.
Bütün bu nedenlerle, Erbakan'ın "tabelaları değiştiririz, aynen devam ederiz" sözü, eski Anayasa'dan kalma bir alışkanlık.
Oysa...
Artık, tabela değiştirip, ceketi ters yüz edip, yola devam kolay değil.
Yargıtay Başsavcısı ve Anayasa Mahkemesi yeni partinin üyelerinin çoğunluğunun kapatılan parti üyelerinden oluşması gibi bir ölçütle bağımlı değiller.
Nitekim...
Kapatılan RP'nin kurmayları üstüste toplantılar yapıyor, çözüm arıyorlar.
Henüz bulabilmiş değiller.

Oysa, çözüm zihniyetin değişmesidir.
Çok partili, özgürlükçü, demokratik, laik, hukuk devletinin...
Batılı demokrasi sisteminin benimsenmesidir.
Laisizm, demokrasinin temel taşıdır.
Bu taş çekilirse sistem çöker.
O halde...
Takiyyesiz olarak, tıpkı Batıdaki Hıristiyan Demokrat Partiler gibi sistemle barışık bir Muhafazakar parti oluşturmak aranan çözümdür.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr