Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Motorlu taşıt lastiğinde sağlamlık-güven önemli. Çünkü taşıtın markası Mercedes de olsa aracın güvenilirliği 4 tekere bağlı. Kamyon, otobüs, minibüs, otomobil fark etmiyor. İşte bu nedende yerli üretimde ve özellikle ithal lastikte denetim şart.
Bundan 5 yıl önce Çin lastiği ucuz geliyor diyerek damping vergisi uygulaması başlatılmıştı. Vergi süresi doldu. Şimdi tehlike Çin’den markasız lastik ithalatının artması ve ucuzluğu nedeniyle bu lastiklerin güvenlilik ve dayanırlığının dikkate alınmadan kullanımının yaygınlaşması.
Türkiye’de yabancı sermayeli, küresel marka ile üretim yapan 4 büyük lastik fabrikası var. Bunların ilki 1962 yılında kurulan Pirelli’dir. Daha sonra Goodyear ve Uniroyal kuruldu. Goodyear Uniroyal’ı satın aldı. İzmit ve Adapazarı’nda 2 fabrikası oldu. Derken 1978 yılında Lassa açıldı. 1988 yılında Bridgestone Lassa’ya ortak oldu.
Bir de yüzde yüz Türk sermayeli Petlas var. 1974 Kıbrıs ambargosunda uçak lastiği üretmek amacıyla devlet sermayesi ile kuruluşuna karar verildi. 1976’da Kırşehir’de üretime başladı. 1997’de Kombassan’a satıldı. 2005’te Abdulkadir Özcan satın aldı.

Teknoloji önemli
Türkiye’de “dünya kalitesinde” lastik üretilebilmektedir. Ancak bu üretimi sürdürebilmek için Türkiye’de üretim yapan lastik tesislerinin mutlaka ve mutlaka dışarıdan devamlı teknoloji yardımı almaları zorunluluğu vardır.
Dünyada lastik teknolojisini sayıları beşi geçmeyen dev kuruluşlar geliştirmektedir. Bu teknoloji devamlı değişmektedir.
Lastiğin, kauçuğu tabaka halinde Uzak Doğu’dan ithal ediliyor. Betonu tutan demir misali, tekerlek lastiğinin kauçuğunu tutan kord ise Türkiye’de üretiliyor.
Lastik üreten fabrikalar, kord kullanarak tekerlek lastiğinin iskeletini çatıyor, bunun üzerine kauçuğu kaplayıp, lastiği şekillendiriyor ve sıcakta pişiriyorlar. Kord ise sentetik elyaftan ve çelikten yapılıyor.
Lastik yapımında kullanılan kadron karasını eskiden Tüpraş ve Petkim üretirdi. Şimdi üretmiyorlar. Ana girdilerinin yüzde 85-90’ı ithal ediliyor. Toplam maliyetinde işçiliğin payı yüzde 10, enerjinin payı yüzde 15 dolayında.
Şimdilerde (yaklaşık olarak) Pireli, Goodyear, Lassa fabrikalarının her biri yılda 10 milyon adet dolayında Petlas 1 milyon adet dolayında lastik üretiyor. Gene yaklaşık olarak otomotiv sanayinin 6-7milyon adet lastik talebi var. 10 milyon adet lastik ihraç ediliyor. İç piyasa talebi ise 10 milyon dolayında. İthalat 4-5 milyon adedi buluyor.

Lastik tesisi önemli yatırım
Bizde ilk ciddi yabancı sermaye yatırımları ve de ilk ihracata dönük sanayi yatırımları lastik sanayindeki yatırımlardır. Lastik fabrikalarının özelliği küresel pazara kendi markaları ile üretim yapmalarıdır. Bu nedenle yatırımın yeri sadece maliyet bakımından önemlidir:
Türkiye’de yatırımı bulunan lastik üreticileri, işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle Avrupa’daki tesislerini kapatarak, üretimi Asya ülkelerine taşımaya başladılar. Bizde lastik işçilerinin yıllık ortalama maliyeti daha önceleri önde koşan ilaç sanayindeki işcilik maliyetinin de üzerine çıkarak 72 bin TL’ye yükseldiği için Türkiye’nin de üretim üssü olarak cazibesini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya geldiği söyleniyor.
‘Türkiye’ye yabancı sermaye gelir mi? Yabancı sermaye Türkiye’de neden doğrudan yatırım yapmaz, fabrika kurmaz? Yabancı sermayeli sanayi kuruluşları Türkiye’yi üretim üssü yaparak, küresel pazara neden ihracat yapmaz?’ sorularına cevap ararken öncelikle bundan 50 yıl önce Türkiye’ye yatırım yapan dünyanın ünlü lastik kuruluşlarının, Türkiye’deki durumlarını incelemek gerekir.
Bunlar yatırım yaptıkları için mutlu ise, büyümeyi ve ihracatı artırmayı sürdürebiliyorlar ise bu başkalarına (yeni yabancı sermaye yatırımlarına)
davetiye çıkarır.