Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Temmuz-ağustos-eylül döneminde ekonominin en az yüzde 6.6 büyümesi bekleniyordu. Yüzde 5.5 büyüdü. Beklentinin altında bir büyüme var ama... Gene de iyidir. (1) 2010 yılının ilk 9 aylık milli geliri kriz öncesi dönemdeki rakamın 2008 yılındaki 9 aylık rakamın üzerine çıktı. Açık anlatımıyla kriz dönemi öncesi üretim çizgisine döndük. (2) Bu gidişle 2010 yılının tamamında büyüme yüzde 7.5-8.0 olarak gerçekleşebilir. 2011 büyümesi yüzde 8’in üzerine çıkabilir.

Büyüme nasıl hesaplanıyor?
Milli gelir belli bir dönemdeki (nihai) mal ve hizmet üretiminin parasal (katma) değeridir. Katma değer, bir mal veya hizmetin girdi fiyatı ile çıktı fiyatı arasındaki farktır.
Örnek olarak bir kunduranın katma değerini hesaplayalım: Kunduranın çıktı fiyatı 100 TL diyelim. Kundura üretilirken kullanılan derinin, köselenin, ipliğin, yapıştırıcının, elektriğin toplamı 80 TL ise, kundura üreticisinin yarattığı katma değer 100-80=20 TL’dir. (Bir ara açıklama: Üretim girdilerinin her birinde de benzer şekilde katma değer hesabı yapılır.)
Girdi fiyatı ile çıktı fiyatı arasındaki fark büyüdükçe katma değer, sonuçta da ekonomi büyür.

İmalat sektörü neden önemli?
Bizim milli gelirimizde imalat sektörünün payı (sabit fiyatlarla) yüzde 25 dolayındadır. İmalat sektöründeki büyüme, ekonominin büyümesinin dinamiğidir.
Yılın ilk üç aylık döneminde imalat sanayi endeksindeki büyüme (katma değer artışı) yüzde 20.0 iken milli gelire bu büyüme yüzde 21.2 olarak yansıdı. İkinci üç aylık dönemde endeksteki büyüme yüzde 14.9 iken milli gelir hesabında imalat sanayi büyümesi yüzde 15.2 oldu. Üçüncü üç ayda imalat sanayi endeksi yüzde 10.2 büyüme gösterdi.
Daha önceki örneklere dayalı tahminler yapıldı. İmalat sanayinin milli gelir hesabına yansıyacak büyüme oranının yüzde 10.2’nin üzerinde olabileceği ve bunun sonucu da milli gelirde yılın üçüncü üç aylık döneminde yüzde 6.6’nın üzerinde bir büyüme gösterebileceği bekleyişi ortaya çıktı.

Değişen nedir?
Ama beklenen olmadı. İmalat sanayi endeksi yüzde 10.2 büyüme gösterirken, milli gelir hesabında imalat sanayi büyümesi yüzde 8.7 olarak belirlendi. Demek ki, (1 ) İmalat sanayinde çıktı ve girdi fiyatları arasındaki fark daraldı. Ya girdi fiyatları yükseldi ya çıktı fiyatları geriledi. Katma değer küçüldü. (2) Belki de imalat sanayinde verimlilik artışı çabalarının sonuna gelindi. Verimlilik artışına dayalı olarak katma değeri bundan sonra yükseltmek zorlaştı.
İmalat sanayinde bu beklenenin altındaki büyümeye bir de tarımı ekleyelim. Bu yıl tarımda üretimin iyi olduğunu sanıyorduk. Üçüncü üç aylık dönemde tarım yüzde 0.8 oranında küçülmüş.
İnşaatta büyüme var ama, inşaatın milli gelir oluşumundaki ağırlığı sadece yüzde 5.5 oranında. Bütün bunların sonucu üçüncü üç aylık büyüme yüzde 5.5 olarak gerçekleşti.

Geliri nasıl harcadık?
Gelelim üçüncü üç ayda oluşan milli gelirin nasıl harcandığına.
Ülkenin milli geliri (katma değer yaratma gücü/kabaca üretimi) yüzde 5.5 oranında artarken hane halkının tüketimi yüzde 7.6 oranında arttı. Oluşan milli gelirin yüzde 67.6’sını hane halkı tüketti. Oluşan gelirin yüzde 22’si yatırıma gidebildi.
Hane halkının tüketim harcamalarının yaklaşık yüzde 27’si gıdaya gidiyor. Gıdadan başka harcama yapamayanların durumu parlak değil.
Üçüncü üç aylık dönemde milli gelir artışı yüzde 5.5, halkın tüketim harcamaları artışı yüzde 7.6 iken, halkın gıda harcamalarındaki artış sadece yüzde 3.5 oldu. Demek ki alt gelir grubunda olan ve toplam harcamaları içinde gıda harcamasının payı büyük olan kesim, büyümenin nimetlerinden göreceli olarak daha az yararlanabilmiş..
(Uyarı: Büyüme, kalkınma, gelişme, gelir dağılımı farklı kavramlardır. Bu yazıda sadece büyümeden söz edilmektedir.)