Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

New Yorkta taksi şoförleri genelde Hintli veya Pakistanlıdır. İlk defa bir Amerikalının hem de ileri yaşına rağmen boyu ile posu ile doğru dürüst bir Amerikalının kullandığı takside ilginç şeyler dinledim. Taksi şoförü "Irak savaşına evet mi diyorsunuz, hayır mı?" diye sordu. "Hayır" deyince başladı. Anlatmaya... "Bir haftadır taksiye her binene soruyorum. Sadece iki yolcu evet dedi. Ama Bush savaş da, savaş diyor. Ekonomi rezil. İnsanlar işsiz. Parası olan para harcamıyor. Ama Bushun ne umurunda? O petrolcülerin adamı. Zaten nasıl seçildiği de malum! Ben Vietnamda savaştım. Savaşa giderken bize oradaki insanları kurtarmaya gidiyorsunuz, dediler. Biz de inandık. Kurtaracağımız insanları öldürdük. Onlar da bizim arkadaşlarımızı öldürdü. Bizim oralarda ne işimiz vardı? Şimdi aynı senaryo Irak için sahneleniyor. Amerikan halkı savaş istemiyor. Savaş demek sadece Irak askerinin ve halkının değil, Amerikan gençlerinin de yok yere ölmesi demek. Bakmayın büyük gazetelerin, TV kanallarının Bushu desteklemesine. Amerikalılar Irakta savaş istemiyor." Sokaktaki insan savaş istemiyor Amerikan üniversitelerinde savaş karşıtı gösteriler başlamış durumda. Gösterilerle ilgili haberlerde 35 eyalette 135 üniversitede savaş karşıtı gösterilerin düzenlendiği veya düzenlenmekte olduğu belirtiliyor.New York Times, Washington Post gibi büyük gazeteler genelde Bushun Irak politikasını destekler durumda ise de, savaş karşıtı yazı ve haberlere de yer veriliyor. Ama bu gazeteler dışındaki gazete ve dergilerdeki yazı ve haberlerde genelde karşı görüşler yer alıyor. New York Times - CBS News anketine göre, Amerikan halkının yüzde 70i politikacıdan Irak sorunu yerine ekonomi konusunda bir şeyler söylemesini bekliyor. Türkiyenin konumu "garanti"! Gazeteler, "ordunun seçilmişlerin üzerinde güce sahip olması nedeniyle, demokrasi ve insan hakları konularında ABnin beklentilerini yerine getirmekten uzak olmasına rağmen, ABD yönetiminin Türkiyenin üyeliği için AB ülkelerine baskı yaptığını" yazdı.Gazetelerdeki değerlemelerde "Türkiyedeki bu durumun ABDyi rahatsız etmediği, ABD yönetiminin önceki yıllar Türkiyenin Rusya karşısındaki stratejik konumu ve de şimdiki yıllar Irak ve Ortadoğuya dönük ABD politikaları bakımından kilit rolü nedeniyle ordunun gücünden rahatsızlık değil memnunluk duyduğu" gündeme getirildi.Bu tür haberler ve yorumlar olası bir Irak savaşında Türk askerinin ön saflarda Iraka gireceği konusunda ABD kamuoyunda "oluşan" inancı ve güveni ortaya koyuyor.Buna karşı ABD kamuoyu ABD askerinin can kaybına karşı aşırı ölçüde duyarlılık gösteriyor. Irakta savaşa "evet" diyenler böyle bir savaşın Irakta savaşın Amerikan askerinin can kaybı olmadan gerçekleştirilebileceğini sanıyor.Afganistan örneğindeki gibi hava bombardımanı ile ABD ordusunun duruma hakim olacağı, kara savaşı ile sokak savaşlarının Türkiye gibi "dost ve müttefik" ülke askerlerince başarıya ulaştırılacağı düşünülüyor. Geçen hafta Avrupa Birliğinin (AB) Türkiyeye tam üyelik için tarih vermeyeceğine ilişkin haberler nedeniyle ABD yönetiminin Türkiyeyi nasıl gördüğüne ilişkin değerlemeler gazetelerde yer aldı. Bizim rolümüz biçilmiş durumda Onlar "can derdinde" iken biz "mal derdinde" Irak savaşının ne kadar dolar getirip ne kadar dolar götüreceğinin hesabını yapıyoruz. Harp nedeniyle ticari kayıplarımızın ne olacağını, harpten sonra kime ne mal satacağımızı düşünüyoruz.Olası bir savaşın bize getireceği can kayıplarını unutuyoruz. Veya umursamıyoruz. guras@milliyet.com.tr ABDye gelerek bunları okuyunca, duyunca, tartışınca "saf ve bakir bir TC vatandaşı olarak" aklım karıştı. Kendi askerlerinin kıymetli canlarının nasıl korunacağı tartışılır ve Amerikan askerlerinin kara ve sokak savaşlarından uzak tutulması için planlar yapılırken, bizim dışımızda bize roller biçiliyor.