Belli çevreler bizim kamuoyumuzu oluşturdu: "Ekonomik suça, ekonomik ceza verilir. Ekonomik suç nedeniyle kimse hapsedilemez. Hayali ihracat yapan, bilerek bilmeyerek yanlış belge düzenleyen, banka batıran suçlu ise bile bu suç ekonomik suçtur. Para cezası verilir. O kadar!.." denildi. Bu hava ile kanunlardan hapis cezaları ayıklanmaya başlandı... Ama şimdi bakıyoruz, ABD gibi kapitalizmin öncüsü ülkelerde tam tersi oluyor. Ekonomik suçlarda hapis cezaları kaldırılmıyor. Ağırlaştırılıyor.
ABD Senatosu bilanço oyunu yapan şirket yöneticileri için yeni ceza düzenlemeleri yaptı. Cezalar artırıldı. Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili senatörler, şirketlerde usulsüzlük yapan yöneticilere 10 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören değişiklik tasarılarına onay verdi.
ABD’de ekonomik suçlarda hapis cezalarının ağırlaştırılmasına hisse senetleri borsada işlem gören büyük şirketlerin bilançolarında kar rakamlarının şişirilerek halkın kandırılması, bu şirketlerin güç duruma düşmesi sonucu çalışanların işsiz kalması, hisse senedi sahiplerinin zarara uğraması, borsaya güvenin sarsılması yol açtı.
Şimdi dönelim Türkiye’ye... Türkiye’de olan bitene bakalım:
Hayali ihracat olmuş... Sahte belge ile devletten vergi iadesi alınmış... Sahte beyan ile döviz kredisi kullanılmış... Burada şirket sahibinin, yöneticinin ne suçu var?... Bunun için işadamını, yöneticiyi mahkemede süründürmek özel sektör düşmanlığıdır. İhracat yapılmasa daha mı iyi idi? Şimdi ihracat yaptı diye işadamı hapse mi girecek?
Bankacının bankası batmış... Bankacı bankanın parasını kendi şirketlerine hortumlamış... Yememiş ya... Şirketler kurmuş. İş yapmış. İşi büyütmüş... Parayı oralarda kullanmış. Şimdi iş yaptı diyerek hapse mi girecek?
Bankaların, şirketlerin bilançoları şişirilmiş... Zarar eden bankalar, şirketler yıllarca kar eder görünmüş. Borsada hisse senetlerini alanlar kandırılmış... Şirket zarar gösterip vergi vermese idi daha mı iyi idi? Kar gösterince hem vergi vermiş, hem ortaklara temettü dağıtmış... Zarar eden banka ve şirket vergi verdi, temettü dağıttı diyerek sahibi, yöneticisi hapse mi girecek?
Biz Türkiye’de bu tür yaklaşımlarla ekonomik suçları küçülte küçülte önemsiz hale getirdik. Nerede ise "ekonomik suç" kavramı bütünü ile ortadan kalkacak.
Kapitalist sistemin esası "serbest rekabetötir. Ama serbest rekabet "başı bozukluk" demek değildir. Serbest rekabet, piyasanın belli kaideler içinde çalışması, bu kaidelere uymayanların "acı şekilde" cezalandırılması ile gerçekleşebilir. Eğer bir piyasada oyunun kaideleri açık şekilde ortaya konulmamış ise, o piyasada "kurtlar kanunu" işler. Gücü olan gücünün yettiğini yer. Her ekonomik suç yeni suçlara davetiye çıkarır... Türkiye’de olduğu gibi!..