Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması kanun tasarısıyla banka hortumcuları ile banka batakçılarına Ankaramız yılbaşı hediyesi takdim etmek üzere... Parasını saf ve bakir Türk halkı ödeyecek. Bu kanun tasarısı ile Ankara şunları yapmaya hazırlanıyor:
Yürürlükteki yasalara göre, batan bankaların içinden kendi ceplerine para hortumlayanlar ile, batan bankalara borçunu ödemeyenler tüm varlıkları ile sorumlu. Borçları için icra takibi yapılacak, alınamayan bölüm için hortumcular ve batakçılar ömür boyu "borçlu" kalacak...
Yeni kanun teklifine göre, Bankacılık Üst Kurulu, batan bankaların içinden para hortumlayanları veya bu bankalardan kredi alarak parasını batıranları bundan sonra mahkemeye vermeyecek.
Yeni tasarıya göre, Fo’a devredilen bankaların hortumcuları ve batakçıları ile Ankara anlaşacak. Mahkemeye, icraya vermeyecek. Sulh yoluna gidecek. "Ne verecekseniz veriniz de anlaşalım" diyecek.
Böylece borçluların mal varlıklarındaki hukuki tedbirle (kısıtlamalar) kaldırılacak. Daha önce açılmış davalar anlaşma süresinde dondurulacak. Yeni davalar açılmayacak.
Bugüne kadar bazı banka sahipleri Bankacılık Üst Kurulu’na "ödeme planı" sundu. Ödeme planlarını sunanlar Bankacılık Üst Kurulu’nun belirlediği "yükümlülüğü" üstleniyor, battığı iddia edilen rakamın tamamını ödemeyi taahhüt ediyordu. Bankacılık Üst Kurulu mevcut yasalar çerçevesinde zararın yüzde yüzünü karşılamaya dönük bu tür ödeme planlarını kabul etmekte ayak sürüdü.
Şimdi ise Bankacılık Üst Kurulu, hortumcu ile batakçıyı çağıracak "Attır çanağa üç beş kuruş... Hesabını keseyim... Tak sevgilini koluna, git eski yoluna!.." diyecek.
(1) Bankalarda, banka sahiplerince hortumlanan, batakçıların cebine doldurulan paralar halkın parasıdır. Hortumlanan ve batırılan kasaları doldurmak için içeriden ve dışarıdan borçlanılarak bugüne kadar bankalara 20 milyar dolar dolayında para akıtıldı. Bu borç olarak bulunan paradır. Bunu da halk ödeyecek.
(2) Hortumcular ve batakçılarla "ne kadar verebilir isen ver de, bu dosyayı kapatalım" modeli bir anlaşma sadece ahlaka değil, hukuka da aykırıdır. Kamu vicdanını yıkar. İyi niyetlilerden çok kötü niyetlileri karlı çıkarır.
(3) Batan bankalara borçlu oldukları iddia edilenlerin malvarlıkları, özellikle iktisadi işletmeleri üzerine konulan tedbirler, büyük zarara yol açmaktadır. Hem borçlular ve hem de Türk ekonomisi içinde değer taşıyan bazı ekonomik faaliyetin yürütülmesini, üretim yapılmasını imkansız kılmaktadır. Borçluların borçlarını ödemede kullanılabilecek kaynakları kurutmaktadır.
Tamamı Bankacılık Üst Kurulu’nun portföyüne giren, Bankacılık Üst Kurulu’nu Türkiye’nin en büyük holdingi haline getiren bu varlıkların, bu iktisadi işletmelerin ekonomiye yararlı biçimde kullanımları için mutlaka bir şeylerin yapılması lazımdır.
Ama bir doğrudan (tersten) yola çıkarak, borçlular ile "ne verirler ise versinler de, bu defterleri kapatalım" arayışı pek doğru olmasa gerektir. Ama Büyük Türk Büyükleri her şeyi bizden daha iyi düşünür. Binaenaleyh ne yaparlarsa doğrudur efendim(!).