Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Fatih'in torunları "karadaki işgal harekatını sürdüredursun" şimdi de Barbaros'un torunları, "denizden karaya işgal harekatı"nı başlattı.
Barbaros'un torunları uzun süre denize çıkmadı. Biraz zenginleşenleri "plastik tekneler" satın alarak "kıyı kıyı" dolanmayı öğrendi. Zenginleştikçe plastik teknelerin sayısı ve her bir teknenin büyüklüğü ve yüksekliği artmaya başladı. Barbaros'un torunları "uzun yıllar apartmanda yaşamaya alıştığı ve de apartmana kat çıkmaya bayıldığı için" plastik teknelerini de "apartmana benzetti." Kat ve kat göğe yükselen plastik tekneler yaptırttı. Kat sayısını beğenmeyenler teknelerin tepesine bir de "kaçak kat" çıkartarak karadaki alışkanlığını denize taşıdı. Ama Barbaros'un torunları Barbaros gibi denizlere açılamadı. Çünkü denizciliği unutmuştu. Tekneyi denizden hoşlandığı için değil, karadaki işgal harekatını, denizden sürdürmek için satın almıştı.
Barbaros'un torunlarını teknelerinin dört yanı cam ile kaplı. İçine ne deniz havası ve ne de güneş girebiliyor. Havalandırma aletleri püfür püfür işliyor. Kaptanın tek görevi, apartman tekneyi sahibinin ve eşinin zevkine uygun bir kıyı parçasına "kıçından bağlayarak" veya o kıyı parçasının hemen karşısında "demir atarak" geçici işgali başlatmak. Kalıcı işgale hazırlık yapmak.
Barbaros'un torunlarının tecrübesizleri teknelerini koylara bağlayıp, mevsim boyu koyları işgal eyliyor. Tecrübe kazanan ve de "işgalciliğin" zevkini alanlar başlıyor "işgal edilecek" yeni yerler aramaya... İyi bir plaj mı var? Güzel bir turistik tesis mi var? Halkın denize girdiği, kıyıda güneşlendiği bir sahil mi var? Orayı hedef alarak plastik tekne ile "işgal harekatını başlatıyorlar." Tekneyi denizde yüzen insanların arasına, kumsalda güneşlenenlerin karşısına getirip dikiyorlar. Gücü yeten plastik tekneyi sahilden uzaklaştırsın bakalım! Bütün yaz tekneyi "deniz üstü yazlık" olarak kullanıyor, pencereden "halkı seyreyleyip" günlerini gün ediyorlar. Teknenin pis sularını denize basıyorlar. Çöplerini denize atıyorlar. Barbaros'un torunları olmakla övünüyorlar.
Barbaros'un öbür torunları ise, denizden karayı işgal amacıyla "balık çiftliği" harekatını yürütüyorlar. Ankara'dan dümenini bulup balık çiftliği ruhsatını alanlar ile bileğinin gücü ile balık çiftliği kuranlar, turistik bakımdan potansiyeli en yüksek, tabiat bakımından en güzel koyları seçip, ağlarını denize salıyorlar. Deniz işgalinden sonra kara işgali başlıyor. Kıyıda önce bir bekçi kulübesi, sonra daha büyük bir kulübe. Bir jeneratör... Derken kulübeden kahve ocağına, sonra balık lokantasına geçiş... Ve en sonunda araziyi genişletme, ormana dalma ve etrafı çevirme harekatı... Denizi yemlerle, karayı çöplerle kirleterek bu işi sürdürüp götürüyorlar.
Barbaros'un İstanbul Boğaziçi'ndeki torunları da iki yıldır denizden karayı işgal için "balık kebap" harekatını başlattılar. Köhne bir tekne alınıyor. İçine bir jeneratör konuluyor. Bir ocak yapılıyor. Üzerine "Taze Balık Lokantası" levhası asılıyor. Getirilip Boğaz'ın en güzel sahil noktasına bağlanıyor. Önce müşterilere paket servisi yapılıyor. Derken müşteriler gemiye alınıyor. Son aşamada, sahile plastik iskemleler diziliyor. Sahil açıkhava lokantasına dönüştürülüyor. Tekne mutfak olarak kullanılıyor... Becerili olanlar işi ilerletiyor. Sahili parmaklıkla çevirerek yeşillendirmeye, ışıklarla donatmaya ve de kıyıya sahip olmaya başlıyor. Bu tür işgal harekatında başarı şansı epeyce yüksek...
Tanrı Barbaros'un cümle torunlarını korusun!..


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr