Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu çok çok önemli bir gelişmedir. Çünkü üretimde, ihracatta başarının sırrı "verimliliği artırmak"tır. Verimliliği artırmak demek, aynı emeği, aynı sermayeyi kullanarak daha çok katma değer yaratmak, daha bol, daha kaliteli üretim yapmak demektir.Verimlilik, işçinin daha çok üretim yapması ile veya üretimi sağlayan yatırımlardaki gelişme ve değişme ile sağlanır. Bir işçi günde 2 gömlek dikerken 6 gömlek diker. Böylece daha fazla katma değer yaratır. Bu katma değer artışı nedeniyle hem kendi geliri, hem de firmanın geliri, hem ülkenin geliri artar. Veya sanayici yeni teknolojiyi getirerek, yeni makineler satın alarak üretim yapısını değiştirir. Aynı yatırım (sermaye) ve aynı işçiler ile günde 100 gömlek yerine 600 gömlek üretilir.Acaba 2000 yılının ilk yarısında ne oldu da Türkiyede verimlilik arttı? Yıllardır özlediğimiz, beklediğimiz verimlilik artışı trenine nasıl bindik? Tren bundan sonra tam hız gidecek mi?İlk altı ayın göstergelerine bakıyoruz... Neler olduğunu görüyoruz: 2000 yılının ilk altı aylık dönemine ait göstergeler Türkiyede imalat sanayiinde üretim artışını ortaya koyuyor. Yılın ilk altı ayında ihracat artışına dayalı büyümenin verimlilikten kaynaklandığı anlaşılıyor. (1) İmalat sanayiinde çalışanların sayısında azalma var Fakat burada bilinmesi gereken bir şey var... İşçi sayısı azalmasına karşın işçiler daha çok ücret alarak üretimi artırdı ise, verimlilik artışı bir mana ifade etmez. Onun için ücretlere bakmak gerekir. Bu yılın ilk yarısında imalat sanayiinde çalışanlar sayısında geçen yıla göre ortalama yüzde 3.5 dolayında azalma var. Buna karşılık sanayi üretiminde yüzde 7.4 oranında artış gerçekleşti. Bu verimlilik artışı göstergesi. Daha az işçi ile daha çok üretim gerçekleştirilmiş. (2) İmalat sanayiinde çalışanların ücretleri önemli ölçüde geriledi İmalat sanayiinde çalışanların enflasyondan arındırılmış (reel) ücretleri 2002 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.5 oranında, 2000 yılının aynı dönemine göre yüzde 18.8 oranında gerilemiş.Demek ki, imalat sanayiinde işçiler daha az ücretle çalışıyor. Daha çok üretim yapıyor. Aferin işçilere... Hemi de kocaman bir aferin!.. Devlet İstatistik Enstitüsünün verilerine bakıyoruz. (3) İşçinin üretimde çalıştığı saatler yüzde 2.6 uzadı İşçi sayısında azalma var. İşçi ücretinde azalma var. Buna karşılık sayısı azalan, ücreti azalan işçiler üretimde daha çok çalışıyor. Bu da verimlilik bakımından önemli, işçi bakımından kötü bir gelişme. Devlet İstatistik Enstitüsünün belirlemelerine göre, imalat sanayiinde işçilerin üretimde çalıştıkları saat de yüzde 2.6 oranında artmış. (4) İmalat sanayiinde verimlilik yüzde 11 oranında arttı Evet bu artışın arkasında, işçi ücretlerindeki gerilemenin etkisi var ama, çalışan sayısı yüzde 3.5 azalırken, sanayi üretiminin yüzde 7.4 oranında artması, hem de yenileme ve modernizasyon yatırımları yapılmadan bunun gerçekleşmesi mümkün mü? Bunun arkasında bir başka "püf" noktası olmasın?.. 2002 yılının ilk yarısında imalat sanayiinde verimlilik artışı yüzde 11 olarak belirlendi. Bu belirlemeyi Devlet İstatistik Enstitüsü yaptı. Bu bir yılda bir ülkede gerçekleştirilmesi çok çok güç, çok çok önemli bir verimlilik artışı. (5) Kayıt dışı (kaçak) işçi kullanımı giderek yükseliyor Kayıt içi, sigortalı işçi çalıştıranların yükü artırıldıkça kayıt dışı işçi çalıştırmak teşvik ediliyor. İşçiye yaptığı net ödeme kadar vergi, fon ve sigorta ödemesi yapmak istemeyenler kaçak işçi çalıştırıyor. Kaçak işçi sayısı bilinmediğinden hesaba girmiyor. O zaman daha az işçi ile daha çok üretim yapıldığı gibi yanıltıcı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. İşte burada, tespiti mümkün olmayan, ama varlığı bilinen ve görülen bir gerçek karşımıza çıkıyor: Kayıt dışı (kaçak) işçi kullanımındaki artış. (6) Ucuz emek ihracatı coşturuyor. Türkiye ucuz emek ihraç ediyor Buna rağmen ihracatımız miktar olarak yılın ilk yarısında yüzde 15 dolayında arttı. Türkiye daha çok malı daha az fiyatla satarak ihracat gelirini 3 milyar dolar dolayında artırmayı başardı.Acaba bu nasıl mümkün olabildi? İşte bunun arkasında, kayıtlı işçilerin reel ücretlerinin gerilemesi, yani daha ucuz fiyatla daha uzun süre çalışmaları var. İşte bunun arkasında kayıt dışı (kaçak) işçi çalıştırmanın sağladığı avantaj var. Türkiye ucuz emek satarak ihracatı artırıyor. Artan ihracat üretim artışını sağlıyor. Artan üretim ucuz işçi sayesinde gerçekleşiyor. Anka ekonomi bültenini hazırlayan iktisatçı arkadaşlarım, Türk lirasının bu yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 21 oranında reel değer kazandığını hesaplıyor. Bu ihracatçının rekabet gücünü yok eden bir gelişmedir. 2000 2001 2002 2001 - 2002 değişim (%)Reel ücret (1997=100) 110.5 100.2 89.7 -10.5Verimlilik (1997=100) 110.6 108.6 120.5 11.0Çalışan sayısı (1997=100) 87.8 83.2 80.3 -3.5İhracat miktarı (1994=100) 162.8 192.6 221.6 15.0Reel kur (1995=100) 113.6 102.1 123.5 21.0Sanayi üretimi (1997=100) 98.6 92.4 99.2 7.4 Ucuz işçiliği ihraç ediyoruz (šcret azalıyor, çalışan sayısı azalıyor sanayi üretimi artıyor) Kaynak: Anka ekonomi bülteni. guras@milliyet.com.tr