Daha iyi gazete için daha iyi gazeteci yetiştirmek zorundayız. Bunun için gazetecilik okullarında öğrencilere sadece nasıl yazı yazılacağının, nasıl haber toplanacağının, nasıl sayfa yapılacağının ötesinde, siyasi tarih, hukuk, ekonomi, sosyoloji, felsefe, ahlak, din, anayasa gibi konularda da temel eğitim vermek zorundayız. Gazeteci olacak gençlere bu tür eğitimi veremez isek basın giderek yozlaşır. Olayların önünde gidecek yerde gelişmenin gerisinde kalır. Okuyucunun güvenini yitirir."
Bunları Columbia Üniversitesi’nin yeni başkanı Lee C. Bollinger söylüyor.
New York’taki Columbia Üniversitesi, dünyanın ilk ve en ünlü gazetecilik okuluna sahip.
Gazetecilere verilen en önemli ödül olan Pulitzer ödülünü de bu okul dağıtıyor.
Joseph Pulitzer (1847 - 1911) bir Macar Yahudisi. Varlıklı bir ailenin çocuğu olduğu için özel eğitim gördü. Genç yaşta macera arayışında ABD’ye geldi. St. Louis şehrinde kütüphanede görevli iken Almanca yayımlanan günlük "Westliche Post" gazetesinin sahibi ile tanıştı. Bu ilişki sonucu gazeteciliğe başladı. Dört yıl sonra gazetenin sahibinin mali durumu bozulunca "Westliche Post"u ele geçirdi.
Altı yıl sonra da "St. Louis Post - Dispatch" gazetesinin sahibi oldu. Evlendikten sonra New York’a yerleşti. "The New York World" gazetesini satın aldı. Bu gazeteyi "The World" adı ile yayımlamaya başladı. 1880’li ve 1890’lı yıllarda "The World" gazetesi özel sektörde ve devletteki her türlü yolsuzluğa karşı savaşan bir yayın organı olarak ün yaptı. Gazetenin tirajı 600 bini aştı. The World küçük büyük demeden, sermayeden ve güçten çekinmeden her türlü ahlak dışı olayın, soygunun, yolsuzluğun üzerine gidiyordu. Pulitzer 43 yaşında iken gazetenin başından ayrıldı. Ama gazetelerinin yayın politikası değişmedi.
1904 Mayıs ayında The North American Review isimli dergide yer alan gazetecilik eğitimi ile ilgili söyleşide Pulitzer diyor ki: "Bir ülke basını ile birlikte yükselir veya batar. İyi basın iyi ülke demektir. Başarılı basın ‘doğruyu’ anlayacak yetenek ve zekaya ‘doğruyu’ yazacak güce sahip olan basındır. Böyle basın toplumsal değerleri ve fazileti koruyabilir. Toplumsal değerlere önem vermeyen hükümetler ve yöneticiler sahteci, ahlaksız, soyguncu bir ortamın yaygınlaşmasına neden olur. Maddi değerler ve güç karşısında eğilen, demagojiye kapı açan bir basın kendisi gibi düşük seviyeli bir toplumun oluşmasına neden olur. Ülkenin geleceği bu değerlere sahip çıkacak genç gazetecilere ait olacaktır."
1912 yılında Pulitzer’in ölümünden bir yıl sonra bağışladığı 2 milyon dolarlık fon ile New York’taki Columbia Üniversitesi’nde gazetecilik okulu açıldı. Bu okul 4 yıllık lisans ve lisans üstü mastır ve doktora eğitimi veriyor.
Pulitzer Gazetecilik Ödülleri
Pulitzer vasiyeti ve de bağışladığı para ile üniversite seviyesinde ilk gazetecilik okulunun açılması yanında her yıl başarılı gazetecileri ödüllendirmek üzere bir de ödül sisteminin oluşmasını sağladı. Columbia Ünivesitesi çatısı altındaki ödül komitesi 1917 yılından bu yana her yıl 21 dalda ödül dağıtıyor. Bir gazeteci için Pulitzer ödülüne layık görülmek çok büyük bir "onur".
Geçen yıl ödül için 1.518 başvuru yapıldı. Basının değişik dallarından ve üniversiteden 77 jüri üyesi bunları değerlendirerek basının 14 ayrı dalında ödül dağıttı.