Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Normal dönemlerde ekonomiden sorumlu bir bakanın ayrılması hassas dengeleri çok az etkiler. Ama ekonomide durum normal değil. "Anormalin anormali"...
• Bir istikrar programı uygulanıyor. Program Türkiye dışında IMF tarafından hazırlandı ama uygulama zorunluluğunu Derviş üstlendi. Programı iktidardaki, muhalefetteki tüm partiler "kayıtsız şartsız" kabullendi ama, hiçbiri uygulamada sorumluluk üstlenmedi. Hiçbiri programın bir ucundan tutmadı. Tüm sorumluluk Derviş’e bırakıldı. Derviş de uygulamada iktidardaki ve muhalefetteki partilerin katılımına pek önem vermedi. Derviş gidince, program sahipsiz kalacak. Derviş’in yerine tayin edilecek birinin Derviş’in bıraktığı noktadan programı alıp, götürmesi imkânsız.
• Programı sahiplenen IMF, ABD yönetimi, dış finans çevreleri "muhatap olarak" Derviş’i tanıdı. Bugüne kadar ki diyaloglar Derviş ile yürütüldü. Program bir bakıma Derviş’in yerine tayin olunacak bir kişiyi dış çevrelerin tanıması, kabullenmesi, Derviş ile yürüttükleri ilişkiyi aynı çizgide sürdürmesi imkânsız.
• Türkiye ekonomisindeki oyuncular ve seyirciler Derviş’e güvendi. Derviş’in politikalarına yatırım yaptı. Derviş’in verdiği hedeflere inanarak riske girdi. Derviş’in yerine kim tayin olunur ise olunsun, piyasaların onu tanıması, ona güvenmesi zaman alacak. Hele hele araya bir de seçim telaşı girerse güven unsuru bütünüyle yok olacak.
• Derviş ekonomi politikaları uygulamasında nasıl ki iktidardaki ve muhalefetteki partilerin desteğini alamadı ise, bürokraside de geniş kadrolar oluşturamadı. Dar kadrolarla işi götürdü. Bakan Derviş sadece Hazine ve Merkez Bankası’nı kullandı.

Derviş’in istifasından sonra istikrar programını yürütme yükü iki tepe bürokratın, Hazine Müsteşarı ile Merkez Bankası Başkanı’nın omuzlarına binecek.
Çünkü, programın başından bu yana IMF, ABD yönetimi ve dış finans çevreleriyle temasların gelmişini geçmişini sadece bu iki tepe bürokrat biliyor.
Çünkü, dış finans çevreleri ile içeride ekonominin büyük oyuncuları bu iki tepe bürokratı tanıyor.
Fakat bu iki tepe bürokrat, Derviş’in yerine kim tayin olur ise olsun, Derviş başkanlığındaki takım çalışmasını yürütemez. Derviş’in yerine tayin olacak kişi ise, kendi kadrolarını oluşturma arayışına girerse, yeni kadrolar duruma hâkim oluncaya kadar ekonominin bütün dengeleri altüst olur.

Dengelerin altüst olması ne demektir? (1) Faizin, döviz fiyatının üzerine risk primi biner. Faiz ve döviz fiyatı yükselir. (2) Borsa’ya ilgi azalır. (3) Türk Lirası’ndan dövize geçiş ve dövizde yurtdışına kaçış hızlanır. (4) Olumsuz durum, enflasyonda ve büyümede görülen iyiye gidişi önler. (5) Önünü göremeyen yatırımcı, üretici, yatırımı ve üretimi yavaşlatır.
Denilebilir ki, Türkiye seçim ortamına girdi. Derviş şimdilerde görevden ayrılmasa bile, koalisyonun dağılması ile ekonomiden sorumlu bakanlık koltuğunu bırakmıyacak mı? Kamuoyu Derviş’in politikaya soyunmasını beklemiyor mu?
Bazı şeyler vardır ki, gerçekleşmeden önemi anlaşılamaz. Derviş’in ekonomiden sorumlu bakanlık koltuğundan şu veya bu şekilde ayrılması bekleniyordu da bunun "bugün - yarın olabileceği" kimsenin aklına gelmiyordu.
Türkiye bugün olmaz ise yarın veya öbür gün Derviş’siz olarak yola devam etmek, ekonomiyi yürütmek zorunda. Bu dönemde bürokratlara çok iş düşecek...Başka çare olmadığına göre işler şöyle veya böyle yürüyecek.