Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

(Turist Bakan Şimşek’in New York’ta söylediği olur ve de IMF ile ilişkiyi kesersek döviz bulmakta zorlanırız.)

Bundan önce ekonomimizdeki sarsıntılar, yabancıların Türk parasından dövize dönmeleri ve yurtdışına döviz çıkarma telaşına girmeleriyle başlardı.
İşte onun içindir ki, Başsavcı’nın AKP’nin kapatılması için iddianame hazırladığına ilişkin açıklamanın ve bu açıklama sonrası Başbakan ile AKP ileri gelenlerinin başlattıkları ve tırmandırdıkları sert tartışmaların ekonomide öncekilere benzer sorunlar yaratması bekleniyordu.
Haftanın ilk iki günündeki gelişmeler bu olumsuz bekleyişin yanlışlığını ortaya koydu. Yabancılar Türk parasından dövize dönüş paniğine girmedi. Yurtdışına döviz çıkışı büyük boyutlara ulaşmadı.
Sonuç olarak, ilk iki günün faturası, dünya piyasalarındaki olumsuz gelişmelerin rüzgârında dolar fiyatında küçük bir artış, borsada önemli bir gerileme sonucu “hazmedilebilir boyutta” kaldı.

Haberin Devamı

40 milyar dolar açığımız var
Pazartesi ve salı günlerdeki şartlar sürerse, yabancıların (şimdilik) büyük ölçüde YTL’den dövize dönme eğiliminde olmadıkları, bu nedenle de kısa sürede yurtdışına büyük ölçüde döviz çıkışının beklenmediği söylenebilir.
Ama ortada bir gerçek vardır. Geçen cuma günü piyasalar kapandıktan sonra başlayan süreç, önümüzdeki dönemde döviz girişini aksatacaktır.
Bizim ekonomimizde “bugünkü şartların sürebilmesi”, yılda en az 40 milyar dolar döviz girişi olmasına bağlıdır. 40 milyar dolar girerse döviz açığımız kapanır. Bugünküne benzer biçimde döviz harcarız. 40 milyar dolardan daha fazla, örneğin 50-60 milyar dolar girerse, döviz bolluğu devam eder. Dolar ucuz ucuz satılır.
Bugüne kadar bu böyle oldu. Bunun için döviz sıkıntısı çekilmedi. Ucuz ithalat yapılabildi. Döviz fiyatı artmadı.

IMF’siz işimiz çok zor
Döviz açığını kapatacak döviz (sermaye hareketiyle) bugüne kadar ülkeye 3 kanaldan girdi:
(1) Genelde kamunun varlık satışları, banka ve şirket satışları nedeniyle yabancıların getirdikleri doğrudan yabancı sermaye, (2) Yabancıların hisse senedi ve bono satın almak için getirdikleri dövizler ve de (3) Bankaların ve özel şirketlerin yurtdışından buldukları döviz kredileri sayesinde ülkeye bol bol döviz geldi.
Dışarıda şartların kötüleştiği dönemde, içerideki şartlar da birdenbire kötüleşti.
Dışarıda, ABD kaynaklı krizin küresel boyut alması karşısında para eskisi kadar bol değil. Ucuz değil. Eskisi gibi gidecek yer arayışında değil. Eskisi gibi hangi ülkede olursa olsun şirket alalım, tahvil-hisse senedi satın alalım, kredi dağıtalım arayışı yok.
Küresel piyasalardaki şartlar böyle ağırlaşırken, Türkiye’nin döviz açığının kapatılmasını kolaylaştıran 2 önemli çapayı kaybediyoruz. AB ile ilişkiler gevşedi.

Haberin Devamı

Ölçüp biçmeden
“Turist Bakan Mehmet Şimşek, krizin Türkiye’ye faturasını ölçüp biçmeden New York’ta konuştu: “IMF ile ilişkiyi kesecekmişiz!”
Çok yanlış bir karar. Önümüzdeki zor dönemde IMF desteğini kaybedersek döviz bulmak daha da güç olacaktır..
Derken AKP’nin Anayasa’ya aykırı davranışları sürdürmedeki ısrarı hem partinin hem ülkenin başına dert açtı. AKP ile ilgili davanın yaratacağı “belirsizlik” ortamı, AKP iktidarının ve de siyasi kadroların geleceğinin ne olacağı sorusu, hem içeride hem dışarıda piyasa oyuncularının ellerini kollarını bağlayacaktır.
Önümüzdeki dönemde döviz açığımızı kapatmanın tek yolu kredi bulmak olacaktır. Dünya ve ülke şartları ise kredi bulmayı hem zorlaştırmakta hem de kredi maliyetini yükseltmektedir. Özelleştirme için, varlık ve şirket almak için, hisse senedi, bono ve tahvil almak için doğrudan yabancı sermaye girişi olmayacaktır. Açık anlatımıyla, işimiz zor...