Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ama ekonomi çökmedi: Ekonominin çökmesi demek, Türk lirası ve dövizin tükenmesi demektir. Türk lirası ve döviz tükenir ise, devlet maaş ödeyemez. Bankalar halkın parasını ödeyemez. Hazine ve dış borçları ödeyemez.Çöken ekonomi kısa sürede ayağa kalkamaz. Ama kötü durumdaki ekonomi, doğru politikalar ve uygulamalar ile, gerilemeden büyümeye geçebilir.Bizim ekonomimizin kötü durumunun ve fakirleşmenin göstergesi ve ölçüsü, milli gelirin (ülkenin toplam mal ve hizmet üretiminin) 2001 yılında yüzde 7.4 gerilemesidir. İç ve dış borcun milli gelire oranının büyümesidir. İç borcun vadesinin kısalığı, faizinin yüksekliği ve faiz yükünün ağırlığı nedeniyle çevrilmesinin büyük yük haline gelmesidir. İç borç faizinin yükünün fazlalığının devletin kaynaklarının yarısını yutması sonucu, devletin hizmet yapamaz duruma düşmesidir. Ekonomi kötü durumda: Yatırım yapılamıyor. Zaten işsiz sayımız çoktu. Kriz nedeniyle işi olan çok kişi işini kaybetti. 2001 yılındaki küçülmenin sonucu çok kişi fakirleşti. İç talep küçüldü. İç talebe yönelik olarak üretim yapanlar, ticaret yapanlar sarsıldı. Çıkışın şartı: Üretim artışı IMF destekli programlara sahip çıkan koalisyon hükümeti kötü durumun çöküşe neden olmasını sağladı. Türk lirası ve döviz politikalarına hakim oldu. Türk lirası ve dövizi piyasaya yeterli ölçüde saldı. Faiz oranlarında istenilen hedefe ulaşamadı ise de enflasyon kontrolünde ve döviz fiyatının bir banda oturtulmasında başarılı oldu.Bunun dışında sanayi ve tarımsal üretim ile ticaretin gelişmesi konusunu ihmal etti. Üretim ve büyüme konularına vakit ayıramadı.Bu çerçevede piyasa "dinamikleri" çalıştı. Sanayi kesimindekiler mevcut imkanlarıyla "kötü durumu" atlatma arayışına girdi. Tarım kesimindekiler "çaresiz" üretimi sürdürdü. Ve de bu kötü durumda, beklenmedik, umulmadık bir gelişme ortaya çıktı: İmalat sanayiinde üretim arttı. İç talebin küçülmesi karşısında imalat sanayii dış pazara yönelik üretime geçti. Fiyatı kırma pahasına, miktar olarak artan ihracat, içeride imalat sanayiinde büyüme fırsatı yarattı.Tarımsal üretim ile ilgili rakamlar yayımlanmadı. Tarım kesimindekilerin pazarlama ve fiyat sorunları var. Tarım kesiminde üretici çaresiz. Ama ortada bir üretim var.Turizm sektörü de bu yılı iyi geçiriyor. Bütün bunlar 2002 yılında ekonomiyi büyümeye götürüyor.Büyüme demek ekonominin kötüden iyiye yönelmesi demektir. Burada şu sual sorulacak: Büyüme var ise, ekonomi iyiye gidiyor ise, halk neden bunu fark etmiyor? Halkın durumu neden iyileşmiyor? Bu sorunun cevabı şudur: Büyüme, kalkınma, gelişme farklı şeylerdir. Ülke büyüyünce bu kaynaklar kalkınmaya yol açar. Kalkınma gelişmeye, refaha imkan verir. (Bunu bir başka yazıda anlatacağım.) Büyüme hemen ve de mutlaka halkın durumunun düzelmesine imkan vermez. Büyüme hemen ve mutlaka her sektördeki kişi ve kuruluşların durumunun düzeldiğinin işareti olamaz. Ekonomi kötü durumdan "üretim artışı" ile çıkabilir. Üretim artışı bir "yumurta - tavuk" ilişkisi ile gerçekleşir. İç veya dış talep artmadan üretim artmaz. Üretim artmadan iç talep büyümez. Bu nedenle kötü durumdan çıkış stratejilerine, politikalarına ve uygulamalarına ihtiyaç vardır. Yılsonuna kadar durum değişmez Geçen ağustos, ile bu ağustos ayları fiyatları esas alındığında enflasyon yüzde 40 dolayında hesaplanıyor. Demek ki, petrol fiyatı da artsa, döviz fiyatı da artsa yıl sonunda yüzde 35, yüzde 40 dolayında bir enflasyon rakamı ortaya çıkacak.Döviz fiyatı yıl sonuna kadar belki artar. Çünkü ocak - ağustos döneminde Türk lirası euroya karşı reel olarak yüzde 8.3, dolara karşı yüzde 14.8 değerlendi. Bu oranlarda bir fiyat düzelmesi mümkündür. Türk lirası mevduat yüzde 16 - 18 getiri sağlıyor. Faiz dahil olağan döviz gelir gideri açığı 649 milyon dolar. O da sermaye hareketi ile karşılanıyor. Yıl başında eksi 11 milyar dolar olan net döviz pozisyonundaki rezervi var. Yıl sonuna kadar döviz sorunu olamaz.Başımızın tek derdi, iç borcun kısa vadesi, yüksek faizi... Onu da "radikal bir yaklaşım ile" çözeriz diyerek bu iyimser değerlendirmeyi noktalayayım!.. guras@milliyet.com.tr Eylül ayını ortalamak üzereyiz. Yıl sonuna kadar ekonomiyi "çökertmek" büyük maharet ister. Normal olarak "kötü durumdaki ekonomideki iyileşme" yıl sonuna kadar sürer. Yedi aylık imalat sanayii üretim artış rakamları, yıl sonuna kadar büyümenin yüzde 6, yüzde 7 gibi rakamlara ulaşabileceği umudunu veriyor.