Ekonominin bir kaptanı olur. Özellikle “kriz dönemlerinde” kaptan tüm yetki ve sorumluluğu üstlenir. Ve de ekonomiyi dalgalar arasında batmaktan kurtarır. Fırtına dindikten sonra da ekonominin kazasız belasız bir limana yanaşmasını sağlar.
2001 krizinde hükümet Kemal Derviş’i “kaptan” olarak atadı. Beğenelim, beğenmeyelim, Kemal Derviş gemiyi düze çıkarmayı başardı.
İyi de şimdi ekonomi dalgalarla boğuşurken, “kaptan” kim?
Başbakan R. T. Erdoğan mı? Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı N. Ekren mi? Devlet Bakanı K. Tüzmen mi? Devlet Bakanı M. Şimşek mi? Maliye Bakanı K. Unakıtan mı? Sanayi ve Ticaret Bakanı Z. Çağlayan mı?
Başbakan da bakanlar da ekonomiyle ilgileniyorlar. Tabii olarak, ekonominin dalgalardan zarar görmemesi için hepsi “iyi niyet”le bir şeyler yapıyorlar. İyi ama “kaptan” yok.
Sorumlu kim belli değil
Bu iş kaptansız olmaz. Bu tür dalgalı dönemlerde, olağandışı dönemlerde politika ve tedbir belirlemede ve uygulamada bütünlük esastır.
Hükümet bir kişiye güvenmek ve onu “kaptan” tayin etmek zorundadır. Kaptan, kendisiyle çalışacak ikinci, üçüncü kaptanlarını belirler.
Şimdilerde her şey normal imişçesine hükümet mevcut yapıda ve mevcut görev ve sorumluluk tablosunda günü geçirmeye çalışıyor.
Böyle olunca da IMF ile anlaşmanın gecikmesinin sorumlusunun kim olduğunu bilemiyoruz. IMF ile ilişkileri kimin yürüttüğünü, yürüteceğini bilemiyoruz. Sistemdeki tıkanıklıkları kimin açacağını bilemiyoruz. Yükselen dolar fiyatlarına bakarak dövünmekle kalıyoruz.
Kaptansız olmaz
Hükümetim bu fırtınayı önlemek için belirlediği politika nedir? Bu çalışmalarda Merkez Bankası ile uyum nasıl sağlanıyor? Merkez Bankası, “bağımsız olduğu için”, kendi başına bir politika uygulaması içinde mi?
Hükümetinin yapması gereken, öncelikle, “kaptan”ı belirlemektir. “İşte bizim kaptanımız budur ”demesi lazım. Biz hükümet olarak ona güveniyoruz, siz de güvenin diyecek ki, halk rahatlasın.
Ankara’da Devlet Planlama Teşkilatı gibi önemli bir insan kaynağı var. Ankara’da değişik kamu kuruluşlarında 2001 yılındaki sorunları yaşamış, kriz deneyimi kazanmış bürokratlar var. Ankara’da Maliye Bakanlığı’nda ve Hazine’de çok yetenekli elemanlar var.
Kaptan bunları bir araya getirecek, bunları çalıştıracak, ekonomiyi düze çıkaracak.
“Başbakan zaten her şeye hâkim... Başbakan zaten kaptan... Bakanların her biri kendi alanında çalışıyor. Sorunyok... Kaptana falan lüzum yok“ deniliyorsa, (maalesef) biz bu fırtınayı kolay atlatamayız. Büyük faturalar öderiz.