Cebinde 1 doları olanın 1 doları gene 1 dolar ama... Doları bozdurarak euroya dönmeye mecbur ise veya bunu düşünüyor ise, doları olduğu yerde yüzde 30 eridi demektir.Kamyon satın almak için 3 yıl önce 100 bin dolar biriktirmeye başlayan şoför Ali, 3 yıl önce 100 bin dolara satılan kamyonun 100 bin euroya satıldığını görünce, dolar biriktirmekle 30 bin dolar zarara girdiğini anlayacak. Çünkü 100 bin euroluk kamyonun bedelini ödemesi için 130 bin dolara ihtiyaç var.Ne oluyor da dolar değer kaybediyor, euro değer kazanıyor? 1) Başkan Bush, çok masraflı askeri operasyonlara girişti. Askeri operasyon, ek para bulmayı gerektirir. Halbuki Bush zenginlerin vergisini düşürdü. Sonuç olarak ABD bütçesi açık veriyor. Askeri harcamalar devam ettiği sürece bütçe açığının küçülmesi imkansız. 2) Bütçe açığı ancak dünyanın başka yerlerindeki paraların ABDye akmasıyla kapatılabilir. Dünyanın başka yerlerinde parası olanlar, ABDye para akıtmaktan çekiniyor. Hele hele gösterge faizin yüzde 2lerde, bono faizinin yüzde 3lerde dolanması para akımını güçleştiriyor. ABD, faizi artırarak para akımını hızlandırabilir ama, faiz yükselir ise içeride ekonomi duraklayacak. Ekonomi, şu günlerde askeri siparişlerin desteğiyle ayakta kalabiliyor. Faizi yükseltmek çok zor. Bir euro almak isteyen, şimdilerde 1.30 dolar ödemek zorunda. Veya tersten alalım, 1 euroyu bozdurana 1.30 dolar veriyorlar. 3) Doların değer yitirmesi bir bakıma kötü ama, bir bakıma da ABD için avantajlı. Dolar değer kaybedince (a) ABDnin Uzakdoğudaki, paralarını dolara bağlamış olan rakipleri zararına satış yapıyor. (b) ABDnin malını euro ile satan Avrupalı rakipleri fiyat yüksekliği nedeniyle pazar kaybediyor. Sonuçta ABD ucuz dolar ile ihracatını sürdürüyor. (Buna rağmen tarihinin en büyük cari işlemler açığını veriyor. 4) Ekonomilerini dolara bağlamış Uzakdoğu ülkeleriyle petrolü dolara bağlayan Ortadoğu ülkeleri şimdilik ABD dolarının arkasında. 5) Bu gelişmelere Başkan Bush seyirci kalıyor. Üzülmüyor ama, dolar/euro eşitliği 1.30dan 1.40lara doğru gitmeye başlar ise ABD ekonomisi altüst olur.Çünkü (a) Petrol üreticileri dolardan euroya geçer. (b) Daha da önemlisi, dolar güven kaybedince "rezerv para" (yatırım/birikim parası) olma özelliğini kaybeder. Euro rezerv para olunca, dolara talep yok olur. O zaman ABD dolar basarak dolar ihraç etme şansını kaybeder. Dünyada paritelerin (değişik para cinsleri arasındaki denge fiyatlarının) ne olacağını bilen yoktur. Ama bilinen bir şey var... Bir euronun karşılığı dolar 1.30dan 1.40lara yaklaşır ise "çömlek patlar". ABD buna dayanamaz. Ama sadece ABD değil, euro kullanan ülkeler de buna dayanamaz. Bu kadar değerli euro ile mal satamaz.Gelelim Ayşe Hanım Teyzemin durumuna... Halkımızın büyük bölümünün parası markta iken mark ortadan kalktı. Markçılar da dolara döndü. Şimdilerde bankalardaki yastık altındaki dövizin çoğu dolar. Dolar gene aynı ama, doları olanlar, euronun fiyatını gördükçe "Bizim dolarların değeri yüzde 30 eridi" diye dövünüyor. Bizde bazı fiyatlar, kiralar dolara bağlanmıştı. Açıkgözler dolar fiyatlarını ve kiralarını euroya dönüştürdü. Şimdi euro fiyatlarla mal alanlar, kira ödeyenler dolara yüzde 30 fazla ödeme yapma durumunda kalıyor. Euro değerlendikçe Türk lirası karşılığı yukarılara çıkıyor. Bu gelişmeler ihracatçımızın işine yarıyor. Çünkü ihracatımızın yarıdan fazlası euro ülkelerine yapılan ihracat.Ülke olarak dış borcumuzun büyük bölümü dolar cinsi olduğundan, enerji faturamızı dolarla ödediğimizden, euronun değer kazanması henüz bizi büyük ölçüde vurmuyor. Ayşe Hanım Teyzem bana soruyor... "Mademki bu euro devamlı değer kazanıyor... Dolarları bozdurarak euro satın alayım mı? Türk liralarımı euroya bağlayayım mı?" Ben bu konuda bir tavsiyede bulunamam. "Ben olsam şu anda fiyatı almış başını gidiyor iken euro satın almaya kalkmam..." diyecek olsam, ileride bir de bakarız 1.50 euro = 1 dolar olmuş... İşte o zaman ben ne yaparım? guras@milliyet.com.tr 1.40ta çömlek patlar