Bizim IMF destekli istikrar programının "emniyet supapı" faiz idi. Sistemin dengede kalmasını faiz sağlayacaktı. Ama "faiz çalışamaz" oldu.
Bu çok ilginç gelişme dikkatlerden kaçıyor. Sayın okuyucularıma neyin ne olduğunu anlatayım:
(1) Bizim IMF destekli istikrar programımızda sadece bir tek şey sabitlendi. Döviz kazığa bağlandı. Merkez Bankası'na da "ne kadar döviz - o kadar Türk lirası" talimatı verildi.
(2) Programa göre, Merkez Bankası'na döviz girer ise, Merkez Bankası "ne kadar döviz - o kadar TL" diyerek piyasaya para çıkaracak. Merkez Bankası döviz satar ise, "ne kadar döviz - o kadar TL"yi kasasına koyacak. Piyasadan para çekecek. Merkez Bankası'na döviz geldikçe piyasaya TL çıkacağından para bollanacak. Faiz düşecek.
(3) Para bollanıp faiz düşünce, piyasa açılacak. İnsanlar daha fazla tüketecek. Daha fazla ithalat yapılacak. Daha fazla döviz talebi olacak. Merkez Bankası'ndan döviz almak isteyenler çoğalınca (örneğin ithalat için, artan üretim için döviz talebi artınca) Merkez Bankası sattığı döviz karşılığı topladığı TL'yi kasasına koyacak. Piyasadan çekecek. O zaman piyasada faizler yükselecek. Faizler yükselince talep kısılacak. İthalat yavaşlayacak.
Böylece inen ve çıkan faiz, talebi düzenleyecek. Talep patlamayacak.
Faiz sadece piyasa talebini düzenlemeyecek. Yurda döviz girişini de düzenleyecek. Şöyle ki:
(1) Türkiye'ye gereğinden fazla döviz gelirse, bu dövizler karşılığı Merkez Bankası'nın çıkardığı TL bolluğu nedeniyle faiz düşecek. Faiz düşünce, dışarıdan dövizle borçlanmanın cazibesi kalmayacak. Dövizle borçlananlar zarar edecek.
(2) Türkiye'ye gereğinden az döviz gelir ise, piyasaya TL çıkmayacak. Para kıtlığı nedeniyle faizler yükselecek. Yükselen faiz dışarıdan döviz kredisi getirip kullanmayı cazip kılacak. Döviz girişi başlayacak.
Sayın okurlarım IMF destekli istikrar programının böyle işlemesi ve de faizin düzenleyici rolü ile talebin artmaması, ithalatın artmaması, cari işlemler (döviz) açığının artmaması bekleniyordu.
Ama olmadı. Neden olmadı? Sayın okuyucularıma şimdi de onu anlatayım:
(1) Yukarıda anlatılan sistemde "faizin" düzenleyici rol oynayabilmesi için ülkeye gelen bütün dövizin Merkez Bankası'nın kasasına girmesi, ülkedeki döviz talebinin tamamının da Merkez Bankası kasasından karşılanması gerekiyordu.
Merkez Bankası kasasına 7 ayda 6 milyar dolar dolayında döviz girdi ama, bankalar da 7 ayda 4 milyar dolar dolayında doğrudan borçlanma gerçekleştirip dışarıdan döviz getirdi. Bazı büyük özel sektör kuruluşları da dövizi Merkez Bankası'ndan satın alacak yerde, dışarıdan kısa vadeli kredi kullandı.
Açık anlatımıyla Merkez Bankası döviz girişi ve çıkışı üzerindeki kontrolünü kaybetti. Bunun sonucu "faiz mekanizması" işleyemez oldu.
(2) Bir örnek: Bir büyük bankamız yıllık toplam (faiz ve sair toplamı) yüzde 8 maliyet ile yurtdışından geçen hafta 500 milyon dolar kredi buldu. Bir yılda kazığa bağlı döviz kuru yüzde 13 dolayında artacağına göre, bankamız 500 milyon doları yüzde 22 dolayında yıllık faiz ile kullanacak demektir.
(3) Yurtdışından yıllık yüzde 22 maliyet ile para bulabilen bankamız, mevduat müşterilerine yüzde 25'ten fazla yıllık faiz ödemek istemeyecektir. Bir başka anlatım ile mevduat faizini Merkez Bankası'nın para arz rakamına bağlı olarak değil, bankanın kredi maliyetine bağlı olarak belirleyecektir. Merkez Bankası'nın faizi mekanizmasının dışında kalacaktır.
(4) Bu bankamız döviz ihtiyacını yurtdışından karşıladığı için, döviz kullanımında Merkez Bankası'nın kapısını çalmayacak, döviz kullandığında bunun karşılığı kadar Türk lirasını Merkez Bankası kasasına teslim etmeyeceğinden piyasadan o kadar TL eksilmeyecektir. Hem döviz harcanacak, hem piyasada TL azalmayacak, hem de TL azalmadığı için faiz düşük seviyede kalacaktır.
Sayın okuyucularım işte bu nedenledir ki, (1) Faizin şimdilik yüzde 25'ler dolayında kalması normaldir. Faiz şimdilik yükselemez. (2) Cari işlemler açığı 6.5 milyar dolarlara yaklaştığı halde yerli ve yabancı yatırımcılar Türkiye'den dışarı para çıkardığı halde döviz rezervi azalmıyor. Artıyor. Yılbaşında döviz varlığı 26.8 milyar dolar idi. Şimdilerde 28.5 milyar dolar.
Önce durumu tespit edelim. Sonra sorunlara çözüm ararız.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr