Ayşe Hanım Teyzem’in suratı bir karış idi. “Ne oldu?” diye sordum: “Bankadaki mevduat hesabımın vadesi dolmuş. Hesabı 1 ay için yüzde 8.90 faiz ile uzattılar. Elimde bankanın hesap cüzdanı var. 2008 Aralık ayında bana yüzde 20.0 faiz vermişler. 2009 Ocak ayında yüzde 17.5 olmuş. Mayısta yüzde 12.60’a düşmüş. Bu yılbaşı faiz yüzde 9.5 imiş. Martta 9.2, haziranda 9.6, temmuzda 9.25 imiş. Yüzde 8.90 faizden vergi kesilince benim elime yüzde 7.5 gibi bir para geçecek. Bankada bin lirası olan yılda 75 TL, 10 bin lirası olan 750 lira alabiliyor. Böl 12 aya... Bin lirası olanın aylık net geliri 6.25 lira, 10 bin lira mevduatı olanın 62.5 lira demektir. Bu para ile ne yapılır?”
Ayşe Hanım Teyzem’i teselli etmeye çalıştım...” Teyzeciğim” dedim... “Kriz sonu yeni bir yapı oluştu. Artık birikimler eskisi kadar getiri sağlamıyor. Bakınız, altın iniyor çıkıyor, Cumhuriyet 400 lira. Dolar 1.50 liranın etrafında dolanıyor. Yatırım fonları neşesiz. Açık anlatımıyla paradan para kazanma dönemi kapandı. Hele hele faizden para kazanmak mümkün değil.”
Bankaların durumu iyi
Ayşe Hanım Teyzem ciddileşti, “Faizden para kazanmak mümkün değil diyorsun. Evet faizler yerlerde sürünüyor. Parası olan faizden para kazanamıyor ama, faiz düştükçe bankalar nasıl daha fazla kazanıyor?”
Ayşe Hanım Teyzem kahvesini içti. Gitti. Ama benim kafam karıştı. BDDK’nın 2010 yılında Bankacılık Sektörü Genel Görünüm Raporu’nu açtım. Faizin düşerken bankaların kârlılıkları nasıl yükseliyor, anlamaya çalıştım.
- Yılın ilk yarısında bankaların toplam faiz gelirleri 38 milyar TL. Faiz giderleri 18 milyar TL.
Net faiz gelirleri 20 milyar TL. (Vergi incesi kâr rakamları 15 milyar TL.)
- Bankalar 564 milyar TL mevduat toplamış. 454 milyar TL kredi vermiş.
- Bankalar topladıkları mevduata 15 milyar TL faiz ödemiş. Kredilerden 23 milyar TL faiz almış, devlet bonolarından 13 milyar TL faiz geliri elde etmiş. (Daha başka faiz gelir gideri de var. Toplamlar tutmaz.)
Demek ki, işin püf noktası bankaların mevduata düşük faiz vermelerinde, kredilerden ve özellikle devlet bonolarından yüksek faiz alabilmelerinde.
Parası olan da olmayan da dertli
İyi de acaba düşük faize rağmen halkımız mevduat hesabına para yatırıyor mu? Yüksek faize rağmen halkımız hazineye borçlanmayı sürdürüyor mu?
- Bankalardaki mevduat 1 yılda 56 milyar TL, 6 ayda 15 milyar TL artmış. Demek ki halkımız (Ayşe Hanım Teyzemler) alternatif yatırım alanı olmadığından tasarruflarını bankalara yöneltmeye devam ediyor.
- Krediler bir yılda 86 milyar TL, 6 ayda 62 milyar TL artmış. Hazine bono satarak bankalardan 1 yılda 56 milyar TL, 6 ayda 15 milyar TL para çekmiş. Demek ki faizin (göreceli olarak) yüksek olmasına rağmen halk kredi kullanıyor, hazine bankalardan para çekiyor.
Gelelim zurnanın zırt sesi veren son deliğine... Bu anlatılanlara dayalı olarak kimsenin bankalara ”Çok kazanıyorsunuz. Mevduat faizini artırınız. Kredi faizini düşürünüz” demek hakkı da, yetkisi de yok. Banka sisteminde kamu bankaları, özel bankalar, yabancı bankalar rekabet ediyor. Demek ki, bu piyasa düzenini değiştirme imkânı yok... Demek ki, Ayşe Hanım Teyzem üzülmeye, bankalar kazanmaya devam edecek.