Fatura, işçi Memed'e çıktı, çıkıyor, çıkacak(!)

İşçi Memed dertli. "Hocam" diyor "işçi olduk, şamar oğlanına döndük. Enflasyon denilince işçiler akla geliyor. İşçiler olmasa bu memlekette enflasyon olmayacak. Enflasyonun faturasını bize çıkardılar. Ücrette frene bastılar. Faturayı üstlendik... Yetmedi... Şimdi enflasyon ücretlerdeki kısıntıya rağmen kontrolden çıkınca gene işçiler gündeme getirildi. Korkum o ki, IMF komiseri Cottarelli'nin istikrar planı başarısızlığa uğrar ise tek sorumlu gene işçiler olacak..."
İşçi Memed'i uyardım "O kadar ileri gitme... Cottarelli sadece işçinin değil, memurun, emeklinin, çiftçinin de gelirini kesti... Unutma..."
İşçi Memed, "İyi ya Hocam" dedi... "Madem ki, enflasyon işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin geliri kısılınca düşecek... O halde neden düşmüyor? Madem ki, bu iç borç yükünün ve yüksek faizin sebebi işçi, memur, emekli, çiftçi ödemeleri idi... Ödemeler kısıldı. Altı ayda neden iç borç artıyor. Faizin bütçedeki payı büyüyor. Faiz ödemeleri reel olarak yukarı tırmanıyor. Devletin finansman açığı kapanmıyor. Açık büyüyor..."
Baktım ki, işçi Memed "eski solcular gibi" (yeni solcu kalmadı ya!..) esiyor, üfürüyor. "Hocam" dedi. "Çiftçinin eline geçen fiyatlar DİE'nin açıklamalarına göre nisan ayında reel olarak geçen yıla göre yüzde 13.3 oranında düşmüş. DPT asgari ücretli işçinin ücretinin reel olarak yüzde 12.4 oranında, memur maaşının yüzde 10.8 oranında gerilemekte olduğunu açıkladı.
DİE açıklamalarına göre 2000 yılının ilk üç ayında özel sektörde çalışan işçilerin ücretlerindeki reel gerileme yüzde 12.0 oranında... İşçiler reel ücretleri gerilediği için küsüp oturmuyor. Üretimi yavaşlatmıyor. Tersine, verimliliği artırmak için elinden geleni yapıyor. Gene DİE'nin açıklamalarına göre, 2000 yılının ilk üç ayında işçinin reel ücreti düşerken özel sektör imalat sanayiinde çalışan işçi başına verim yüzde 14.2 oranında, çalışılan saat başı verim yüzde 10.4 oranında artmış... İşçinin reel ücreti düşüyor... Buna karşılık verimi kısa sürede inanılamaz ölçüde artıyor. Ama gene de enflasyon beklenenin üzerine çıkıyor... Ve de büyük Türk büyükleri hala işçi ile uğraşıyor... Büyük Türk büyüklerinin gözü işçinin ücretinde..."
İşçi Memed'i yatıştırmaya çalıştım. "- İşçi Memed kardeşim... Sinirlenme... İstikrar gelince ekonomi düzelecek... Ekonomideki düzelmeden işçi, memur, emekli, çiftçi de yararlanacak..." gibi klasik lafları sıraladım... O ateşli ateşli sözümü kesti "Peki Hocam" dedi "Bizden daha ne bekleniyor? İşte reel ücret geriledi... İşte verim arttı... İyi de bu işin meyvesini toplayan kim?" "Ne demek istiyorsun yani?" diye sordum. Anlattı, "Hocam" dedi "İşçinin, memurun, ekmeklinin, çiftçinin reel geliri düşmüş durumda. Reel geliri düşen insan ancak karnını doyurur... Halbuki bakıyoruz piyasa maşallah bir açıldı, pir açıldı... Otomobilde kuyruk, ithalatta kuyruk... Tatil yerlerinde kuyruk... Demek ki, işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin geliri azalırken, onların ceplerinden başkalarının cebine para hortumlanıyor... Demek ki bir kısım insanların geliri kısılırken, bir kısım insanların geliri artıyor... Onlar da kör gözüne parmağım... Caka ile para harcıyor... Onlar harcadıkça büyük Türk büyükleri "Oh oh işler düzeliyor" diyerek göbek atıyor. Sonra da işçiye, memura, çiftçiye dönüp sakın daha fazla para istemeyin, sakın para harcamayın komiser Cottarelli kızar diyerek bizi azarlıyor... Hocam bize yazık değil mi? Biz faturayı ödüyoruz, başkaları malı götürüyor... Bu düzeni kuran kim? İşletenlerin sorumluluğu nedir? Malı kim götürüyor? Soran yok!.."
İşçi Memed'in yanından kaçmanın yararlı olacağını anladım... Komünistliğin modasının geçtiğini unutmuş... Hala solculuk yapacağını sanıyor... Hala anlayamıyor ki, "düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşür, büyüklerimiz her şeyi bizden iyi düşünür!.."




Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr