Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Yaş gruplarına göre, öğrenim görmeyen, istihdam edilemeyen ve iş aramayan kızların kendi yaş gruplarındaki toplam kız sayısına oranına "kızların atalet oranı" (işe yamamazlık oranı / üretmeden tüketme oranı) deniliyor. Daha basit anlatımıyla, diyelim ki, 25-29 yaş arasında 100 kızımız var. Bu kızlarımızın 35'i ya okuyor, ya bir işte çalışıyor, ya da iş arıyor ama bulamıyor. Geride kalan 65'i hiçbir iş yapmadan evde oturuyor. Bu durumda 25-29 yaş arasındaki kızların atalet oranı yüzde 65 oluyor. Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta şu: Atalet oranının yüksekliğinin suçu kızlarda değil. (1) Kızlara okuma ve çalışma imkânı yaratmayan ekonomik yapıda. (2) Kızları eve kapatan sosyal yapıda. Kızını evden çıkarmayanlara "Kızı evde sakla da... Turşusunu kur" derler ya... İşte o biçim. Biz "Kızlarımızı evde saklayarak turşu kurmada dünya şampiyonu olmuşuz" da haberimiz yokmuş. Bir yanda bu kızların hayatı kayıyor. Öte yanda bu kızlar ekonomik ve sosyal sistemin dışında kalıyor. Tabii ki bu durum ülke için çok önemli bir kayıp ama, kızlar için de bir kayıp. Onların hayatı kayboluyor. TİSK'in OECD kaynaklarına dayalı olarak yayımladığı araştırmaya göre: - AB ülkelerinde 15-19 yaş grubundaki her yüz kızın sadece 3.9'u evde otururken, Türkiye'de 47.5'i evde oturuyor. - AB ülkelerinde 20-24 yaş grubundaki her 100 kızın 10'u evde otururken, bizde 58.3'ü evde oturuyor. - AB ülkelerinde 25-29 yaş arasındaki kızların 17.1'i evde otururken, bizde 65.8'i evde oturuyor. TİSK'in araştırmasına göre, erkekler ve kızlar birlikte değerlendirildiğinde görülen şu: Bizde gençlerde atalet oranı (eğitime devam etmeyen, işi olmayan, iş aramayanların toplam genç sayısı içindeki büyüklüğü) yüzde 35. Bu oran OECD ülkelerinde ortalama yüzde 9, AB ülkelerinde yüzde 7 dolayında. İşin çarpıcı yanı ise şu: Türkiye'de evde oturan genç kızlarımızın toplam sayısının 16 Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla olması. Kızlarımıza yazık oluyor Danimarka, Slovakya, Finlandiya, İrlanda, Letonya, Litvanya, Slovenya, Estonya, Kıbrıs Rum kesimi, Lüksemburg, Malta, Norveç, İzlanda, Hırvatistan, Makedonya ve Arnavutluk gibi ülkelerin toplam nüfusları bizim eve kapattığımız kızların sayısından daha az. Eve kapattığımız kızlarımız ne yapıyor? Nasıl yaşıyor? Sorunları nedir? Beklentileri nedir? Bu konularla ilgilenen yok. Eğitim imkânından yoksun kalan, ekonomik bağımsızlığı olmayan, baba ve anne eline bakan bu genç kızlarımızın hayata açık tek pencereleri TV ekranı oluyor. İşte onun için Türkiye'de TV izleme oranı yüksek. İşte onun için TV ekranlarında gün boyu alt gelir grubuna ve alt eğitim düzeyine hitap eden kadın programları izlenme rekoru kırıyor. Kızları önce eve kapa... Sokağa çıkmaya kalkanların da başlarını türbanla kapa... Sonra, "Biz kızlarımız, kadınlarımıza değer veririz... Onlar bizim canımız" diyerek nutuk at... Bu araştırma, son günlerdeki türban tartışmalarına da neden kızlarımızın kadınlarımızın katkıda bulunamadıkları türban tartışmasına neden sadece erkeklerin sahip çıktığını ortaya koyuyor. guras@milliyet.com.tr Ülkeye de yazık oluyor