Berbere gittim, dükkân bomboş. Berber, ‘Başbakanımızın siniri ne zaman yatışacak? Sinirlenince sert konuşuyor. İnsanların kafasını karıştırıyor. İnsanlar berbere gelmiyor. Eskiden 15 günde bir gelen, şimdi ayda bir geliyor’ dedi.
Bakkala uğradım... Dükkân bomboş. Bakkal, ‘Hocam, bu gergin hava daha ne kadar devam eder?’ diye sordu. Sonra ekledi, ‘İnsanların morali bozulunca, eskiden üç kızartmada bir değiştirdiği yağı, altı kızartmada bir değiştiriyor, yağ satışları düşüyor’ dedi.
Başbakan ağzını her açtığında benim berberimin ve bakkalımın işini düşünerek ona göre konuşmaya mecbur değil ama... Bir gerçek var... Başbakan’ın konuşması ülkede tüm yaşamı altüst ediyor.
Konya’da atölyesine yeni bir torna tezgâhı siparişi veren KOBİ’ci telefon etmiş. Biraz bekleyelim demiş. Koltuğunu değiştirecek olan dişçi, ‘Şu aralar eskisiyle idare edeyim. Para harcamaya gerek yok’ demiş. Asker dönüşü iş bulduğu için sevinen üniversiteden öğrencimi işe başlatmamışlar. ‘Ortalık karışık. Şimdilik eleman almayı durdurduk’ demişler.
Kimseye yarar sağlamıyor
Açık anlatımıyla, kutuplaşma ve gerginlik sadece Başbakan, politikacılar, medya üçgeni içinde kalmıyor. Dalga dalga topluma yayılıyor. Kutuplaşmanın ve gerginliğin olumsuz etkisini görenlerin ortak görüşü şu: Kutuplaşmayı ve gerginliği Başbakan çıkardı. Başbakan sona erdirebilir.”
Başbakan, dün Bosna Hersek Başbakanı ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Ben hep uzlaşma mesajı verdim, hâlâ da vermeye devam ediyorum. Hiçbir zaman gerilimin tarafı olmadık, olmayacağız. Halkımın arasında buna gayret ediyorum... Eğer ülkem kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız” dedi. Başbakan, önce kutuplaşmayı ve gerginliği tırmandıran konuşmalar yapıyor. Hem de her gün ve günde birkaç defa yapıyor. Sonra da ‘...Hiçbir zaman gerilim taraftarı olmadık’ diyor.
Anahtar Başbakan’da
Bosna Hersek’te de benzer bir davranış sergiledi. “Hiçbir zaman gerilimin taraftarı olmadık, olmayacağız” dedikten sonra hemen, yeni bir gerilimin kapısını açtı. Dedi ki, “Gerilimde medya çok büyük rol oynadı... Tüm medya gruplarının gerek şahsım, gerek partimle alakalı şu ana kadar yaptıklarını ne yapacağız? Aynı şekilde diğer medya organlarının şu ana kadar yaptıkları tahrikleri nereye koyacağız? Diğer köşe yazarlarının hakarete varan yorumlarını, partimle ilgili yaptıklarını nereye koyacağız?”
Bir başbakan “tüm medya gruplarıyla ve köşe yazarlarıyla hesaplaşmaya hazırlandığı” anlamına gelecek bu gibi ifadeler kullanır mı?
Her nedense o iktidar olmanın rahatlığını bir türlü gösteremiyor. Hem kendi gergin hem de ülkeyi müesseseleriyle ve insanlarıyla geriyor. Kutuplaşmayı tırmandırıyor.
Önceki gün TÜSİAD uyarısı yayımlandı. İşadamları, ‘Kutuplaşma adım adım tırmanarak toplumsal travmaya dönüşmek üzeredir’ dedi. Bu sabah saat 9.30’da TOBB’un önderliğinde 50 milyonu temsil eden 7 kuruluş, 81 ilde aynı anda ‘sağduyu’ çağrısı yapacak.
Ümit edilir ki Başbakan bu gidişin iyi gidiş olmadığını görür... Çünkü tekrarda yarar vardır. Kutuplaşmayı ve gerginliği o artırdı. Artırıyor. Sona erdirecek olan da odur.