Açıklanan rakamlara göre, AKP 2002 yılından 2005 yılına kadarki dönemde yoksulluk sorununu çözme yolunda büyük başarı sağlamış.
- Hane sayısı 16.4 milyondan 17.5 milyona yükselirken, yoksul hanelerin sayısı 3.6 milyondan 2.4 milyona gerilemiş.
- Yoksul fert sayısı 18.4 milyondan 12.9 milyona inmiş.
- Çalışan nüfusun her 100’ünün 25’i yoksul iken, bu sayı 15 olmuş.
- Ücretli ve maaşlıların 100’ünün 14’ü yoksul iken, yoksul olanların sayısı 6‘ya düşmüş.
- Yevmiyeli çalışan her yüz işçinin 45’i yoksulluk sınırında iken, 2005 yılında yoksulluk sınırında kalanların sayısı 28 olarak belirlenmiş.
Bunlar Zafer Yükseler ve Ercan Türkan’ın, TÜİK’in rakamlarına dayalı olarak, ailelerin ve fertlerin gelir ve harcamalarını, çalışanların ve işsizlerin durumunu, ülkedeki yoksulluk tablosunu ve gelir dağılımını belirlemek için yaptıkları bir çalışmanın sonuçları.
Bunları TÜSİAD açıklıyor
Çalışma TÜSİAD tarafından yayın haline getirildi. Dün Ankara’da bir toplantıda açıklandı.
Uluslararası karşılaştırmalarda ülkelerdeki yoksulluk tablosu kişilerin günlük kişi başına (ABD doları olarak) harcama güçleriyle ölçülür.
Çalışmaya göre, 2005 yılında Türkiye’de günde 1 doların altında harcamayla yaşayan insan kalmamış.
Günde 2.15 dolar harcama yapanların sayısı 2002 yılında 2 milyon 82 bin iken, 2005 yılında 1 milyon 22 bine düşmüş. Günde 4.30 doların altında harcama yapan fertlerin sayısı 20 milyon 721 bin iken 9 milyon 680 bin olmuş.
Zafer Yükseler ve Ercan Türkan’ın çalışmasında Güneydoğu sorununu yaratan ekonomik çarpıklıkları sergileyen ilgi çekici rakamlar var.
Gelir dağılımında iyileşme var
- Türkiye genelinde her 100 kişinin 28’ini 15 yaş altı gençler teşkil ederken, bu rakam Güneydoğu’da 42 olarak belirlenmiş. Açık anlatımla, Güneydoğu’da hızlı nüfus artışına dayalı olarak genç nüfus sayısı büyüyor.
- Türkiye genelinde çalışabilir nüfus tanımına giren ve iş arayan her 100 kişinin 17’si iş bulabilirken (istihdam edilirken) Güneydoğu’da 100 kişinin 17’si iş bulabiliyor.
- İşsizlik oranı Türkiye genelinde yüzde 9.9 iken, Güneydoğu’da yüzde 14 oranında.
Çalışmada hane halkı gelirlerinin hane halkına ve fertlere göre 2002 ve 2005 yıllarında dağılımının nasıl değiştiğini gösteren tablolar da var. Bu tablolarda, üst gelir grubundakiler hariç gelir dağılımında da bir iyileşme görülüyor.
Çok önemli bir tespit ise, düşük gelir gruplarındaki hanelerin gelirleri yetersiz olsa da borçlanarak tüketimi sürdürmeleridir.
Önümüzdeki günlerde bu çalışmanın zengin içeriği herhalde kamuoyunda bol bol tartışılacaktır.