Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kürsüye "kara yağız" bir genç adam çıktı. Kılığı, kıyafeti ve de konuşması ile "usul - adap" bildiği anlaşılıyordu. "Ben TÜSİAD’a Diyarbakır’dan üye olan Güneydoğu Anadolulu bir işadamıyım" diye başladığı konuşmasını şöyle bitirdi:
"- Diyarbakır’dan İstanbul’a gelmeden önceki akşam TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nde belki ben de bir konuşma yaparım diyerek evde bir şeyler karalıyordum. On dört yaşındaki ikiz kızlarımdan biri yanıma geldi, ‘Baba ne yapıyorsun’ diye sordu... ‘İstanbul’a gideceğim, oradaki işadamlarına buraları anlatacağım’ diye cevaplayınca, ‘Baba’ dedi, ‘Onlara de ki, Türkiye bir güvercin. Güneydoğu Anadolu ise güvercinin bir kanadı. Güvercinin bu kanadı kırıldı. Kırık kanat iyileşmeden güvercin uçabilir mi? Bunu sor!..’"
Konuşma bittiğinde benim gözlerimden yaşlar dökülüyordu... TÜSİAD üyeleri de konuşmadan etkilenmiş olmalı ki konuşmacıyı uzun süre alkışladı. Konuşmacıyı ilk defa görüyordum. İsmi Mustafa Akyıl imiş. Diyarbakır’da önceleri pamuk ekerlermiş. Sonra çırçır fabrikası kurarak pamuğun çekirdeğini ayıklamışlar. Derken iplik, iplikten bez yapmışlar. Şimdilerde tarladan pamuğu alarak konfeksiyon haline getiren entegre tesise sahiplermiş. Çoğu kadın iki bin Diyarbakırlıya iş ve aş imkanı sağlıyorlarmış. Almanya ve ABD’ye giyim eşyası ihraç ediyorlarmış.

Doğu gündemden düştü
Akyıl diyor ki: "1927 sanayi sayımında Diyarbakır iller arasında 7’nci sırada idi. 1997 sıralamasında 57’nci sıraya düştü. Güneydoğu Anadolu ihmal edildi. İhmal fakirliği, fakirlik terörü getirdi. Terör sadece Güneydoğu Anadolu’nun değil tüm ülkenin ekonomisini rezil etti. 30 bin insan öldü. 100 milyar dolar para harcandı. O kadar mı? Hayır... Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan göç eden insanlar Batı Anadolu’nun zengin şehirlerinin varoşlarına yerleşti. Batı’nın sosyal ve ekonomik dengesini bozdu. Tüketiciyi üretici yapalım derken, üreticilerin çoğu tüketici oldu. Ekonomik krizlerin önemli bir nedeni bu olumsuz gelişmelerdir.
Batılı işadamları Doğu’ya gelecek, yatırım yapacak hayali ile günler geçti. Şimdi artık Doğu ve Güneydoğu insanı kendi ayağının üzerinde kalkınmaktan başka çaresi olmadığını anlamış durumda. Dibe vurduk. Artık çıkmak üzereyiz. Sermayeyi, kalifiye elemanı, iç ve dış pazarı kendimizin bulması gerektiğini biliyoruz. Doğu ve Güneydoğu için 4325 sayılı Teşvik Kanunu iyilikler getiriyor. Ama tarım çok önemli. Doğu ve Güneydoğu’ya yapılan barajlar sadece elektrik üretmede kullanılıyor. Baraj ve santral yapılınca sulama yatırımlarına para kalmadığından sulama sistemi tamamlanamıyor. GAP’ta 22 barajdan el edilen elektrik 20 milyar kilovat saat. Halbuki aynı enerjiyi ENKA’nın iki doğalgaz santralı üretebiliyor. Barajlar enerji yerine sulamaya yöneltilse Doğu ve Güneydoğu’da tarım gelişecek."
Akyıl’ı dinledikten sonra telefon ile Diyarbakır’dan Güneydoğu Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD) Danışmanı Celal Balık’ı aradım. Balık, gıda, mermercilik, tekstil, konfeksiyon ve turizm alanlarında yerel sermayenin bir şeyler yapmak için harekete geçtiğini anlattı. GÜNSİAD Başkanı Bedrettin Karaboğa ise, Irak konusundaki belirsizliğin, savaş çıktı çıkacak söylentilerinin bölgeyi huzursuz ettiğini, söyledi. Karaboğa, "Terör bitti... Doğu ve Güneydoğu insanı normal şartlarda üretime geçmek için ayağa kalktı. Pat diye bir savaş belası ile karşılaştı... Büyük şanssızlık" diyor.
Sayın okuyucularım, bunları neden yazıyorum? Terör bitti diyerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ekonomik, sosyal sorunları Batı’da yaşayanların gündeminden çıkıverdi. Doğu ve Güneydoğu unutuldu. Akyıl’ın 14 yaşındaki ikiz kızı ne kadar güzel anlatıyor: "Bir kanadı kırık Türkiye güvercini kırılan Doğu ve Güneydoğu kanadı iyileşmeden, güçlenmeden uçamaz!.."