Kars’ın Digor’undan Ali Çelebi, terör nedeniyle kapatılan otlakların açılmasını bekliyor.
Batman’ın Gürcüş’ünden Hanife Öz, apandisit ameliyatı için üçay sonraya sıra alabildi.
Van’ın Gevaş’ından Nuri Kayar, borcunu ödeyemediğinden, sığırını satmak istiyor. Ama alıcı bulamıyor.
Şırnak’ın Uludere’sinden Sait Baş, oğlu Hasan Baş’ın terörist zanlısı olarak jandarma tarafından götürülmesinden bu yana dünyasının karardığını söylüyor.
Şanlıurfa’nın Tonya’sından Şerife Sarı, oğlunu Çaykur’a işçi olarak sokamadığından dertli.
Tokat’ın Zile’sinden Muharrem Coşkun, oğlunu evlendirmek için borç arıyor.
Siirt’in Pervari’sinden Sait Molla, arazi anlaşmazlığından mahkemede sürünüyor. Davanın üç yıldır sonuçlanmamasından üzgün. Hakkari’nin Çukurca’sından çoban Saip Taş’ın yedi baş sığırı çalındı. Şimdi sığır sahiplerine nasıl hesap vereceğinin derdinde.
Hakkari’nin Çukurca’sından Muharrem Aşkın’ın dokuz çocuğundan en sevdiği kızı Ayşe’yi doktor parası bulamadığından kaybetti. Onun üzüntüsünü yaşıyor.
Ali Çelebi, Hanife Öz, Nuri Kaynar, Sait Baş, Zihni Var, Şerife Sarı, Muharrem Coşkun, Sait Molla, Muharrem Aşkın gazete okumuyor. Evlerinde televizyon yok. Onların Karaoğlan Ecevit’i duymuşluğu var, ama hiçbiri Ecevit’in hastalığından, Yeni Türkiye Hareketi’nden haberleri yok. Zaten haberleri olsa ne olacak? Ankara’da olan biten onları igilendirmiyor. Onlar kendi dertlerine çözüm arıyor.
Denizli’nin Buldan’ından Hasan Çiftçi, iç pazarın daralması karşısında dış pazara yöneldi. İhracatı öğrenince üretimi arttı. Yirmi iki kişiye daha iş imkanı sağladı. Şimdi yeni makineler almak için kredi peşinde.
Kayseri’nin Hacılar’ından Sabahattin ve Selahattin Duru kardeşler, şimdiye kadar sadece Alman pazarı için piston yapıyordu. Şimdi Amerika’ya ihracat şansı doğduğu için iyi büyütme telaşında.
Konya’nın Küçük Sanayi Çarşısı’ndan Fethi Tarhan Halk Bankası’nın KOBİ kredisi ile aldığı tezgahtan çok memnun. Otomotiv parçası üretimine başladı.
Gaziantep’ten Vahap Sorgun, Irak pazarından sonra şimdi Rusya pazarına da girmenin mutluluğunu yaşıyor. Bisküvi yanında, şekerleme işine de başlamak üzere.
Eskişehir’den Tuğrul Haybat hediyelik eşyada dış pazarı keşfetti. İhracata başladı. İşini büyüteceğine inanıyor.
İzmir’den Besim Özyol, selefon üzerine yazı basan tesisi ile ABD firmalarına iş yapıyor. Ambalaj etiketinde iyi bir pazar yakaladığını şimdi ABD’deki bazı Coca Cola tesisleri için mal hazırladığını söylüyor.
İstanbul’un Merter’inden Osman Baykal, ünlü Amerikan tekstil firmaları için fason pantolon dikiyor. Kota sınırlaması olmasa, işi daha da büyüteceğini söylüyor.
Hasan Çiftçi, Sabahattin ve Selahattin Duru, Fethi Tarhan, Vahap Sorgun, Tuğrul Haybat, Besim Özyol, Osman Baykal yatırım, üretim, istihdam, işçi üretimi, hammadde derdi, enerji tarifesi, banka kredisi, faiz ve döviz dışında konularla ilgilenmeye vakit bulamıyor. Akşamları eve yorgun argın döndüklerinde televizyondan olan biteni izliyor ama "onlar gitmiş, bunlar gelmiş ne yazar" diyerek olan bitene fazla ilgi duymuyor.
İyi de, bizim gazeteler, bizim radyolar, bizim TV kanalları sabahtan akşama kime ne gibi haber, ne gibi mesaj vermeye çabalıyor?
Aş ve iş derdinde olan 65 milyon insan Ankara’da olan bitene ilgi duymadığına göre Ankara’da sahneye konulan oyunun oyuncuları bu oyunu kimler için sergiliyor?
