The New York Times gazetesinde önceki gün iki değişik sivil toplum örgütünün iki değişik tam sayfa "harp karşıtı" ilanı yayımlandı.
Bunlardan birinde Başkan Bush ile yardımcısı Dick Cheney ve Savunma Bakanı Rumsfeld’in fotoğrafları vardı. "Onlar harp pazarlıyor. Biz alıcı değiliz" başlığını taşıyan ilanda "Başkan’ın adamları, Irak harbini yeni bir ürün olarak piyasaya çıkardı. Büyük harcamalarla ürünü Amerikan halkına ve dünyaya pazarlıyorlar. Nasıl ki bazı ürünlerin üzerinde tüketici için uyarı yazıları yer alır ise işadamları olarak bizler de bu ürünün zararları konusunda ‘uyarı’ yapmayı görev biliyoruz" denildikten sonra uyarılar sıralanıyor. Uyarı 1: Harp ekonomiyi rezil eder. Uyarı 2: Harp terörü artırır. Uyarı 3: Harp Amerika’nın saygınlığını yok eder. Uyarı 4: Harp binlerce insanın ölümü demektir.
İlanı veren işadamları harbin ekonomiyi nasıl rezil edeceğini şöyle anlatıyor: ABD ekonomisi resesyon içinde. İnsanlar ıstırap çekiyor, gelecekten korkuyor. Uzun yıllardır ilk defa orta sınıfın geliri düştü. Fakirlik ve işsizlik arttı. Zengin ile fakir arasındaki uçurum büyüdü. Geçen yıl devlet, eyalet, şehir ve okul bütçeleri açık verdi. Borsa beş yılın en düşük çizgisinde.
Harbi isteyenler harbin bu kötü durumu düzelteceğini mi sanıyor? İnsan öldürmenin, binaları yerle bir etmenin "ceset torbası" imalatçıları dışında kime yararı olabilir? Harp harcama demektir. Beyaz Saray harbin faturasını 200 milyar dolar tahmin ediyor. Bu kadar parayı harbe harcayacak yerde bu para ile 10 yıl süre ile 200 bin yeni öğretmene, polise ve itfaiye erine maaş ödenir. İkinci ilanda Usame’nin kocaman bir fotoğrafı var. Parmağını okuyucuya uzatmış, "Irak’ta savaşa girmenizi istiyorum" diyor. Ve başlıyor anlatmaya: "Kongre Irak savaşına evet demekle çok iyi yaptı. Haydi durmayın... Gençlerinizi ölüme yollayın. Amerikalılar artık hiçbir yerde güvencede olmayacak. Haydi... Haydi savaş başlatın. Dünya kamuoyunu bölün. Bölgenin istikrarını yok edin. Nükleer silahı var ise Saddam’a silahını patlatma fırsatı yaratın. Belki İsrail’i de savaşa çeker... Haydi durmayın. Başlatın savaşı. Usame’nin gününü gün edin!.."
Saddam’ın sahip olduğu gizli silahların gücü ile ilgili "abartılı" anlatımını "hafif"e alan bir yazı vardı. Bu yazıda "Bush’un konuşması ile dalga geçiliyorödu. "Başkan Bush Kongre’de yaptığı konuşmada, Amerikan halkını Sadam’ın lazer bakışları konusunda uyardı" başlığı altında şunlar anlatılıyordu: "Başkan’ın Kongre’de yaptığı açıklamalara göre Saddam yakın zamanda çok ileri bir silah teknolojisi geliştirmiş. Bu lazer teknolojisi ile Saddam’ın bakışları lazer silahı haline dönüşmüş. Baktığı yeri 4 bin derece ısıtarak yok ediyormuş. Saddam dünyayı bakışları ile yok etmeden, Amerikalıların Saddam’ı yok ederek dünyayı yok olmaktan kurtarmaları kaçınılmaz oldu!"
Amerikan kamuoyunun tepkisine, işin ciddiyetinin kalmamasına karşın, Washington harp hazırlıklarını tamamlamakla yetinmiyor, harp sonrası bölgenin ne olacağı, Irak’ın nasıl yönetileceği de planlanıyor.
ABD yönetiminin özel daveti ile eski Dışişleri bakanlarından Hikmet Çetin de Washington’da bu tür bir çalışma grubuna katıldı. Açıklamalara göre ABD yönetimi, harp sonrası Irak’ta bir "işgal hükümeti" oluşturmayı planlıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası Japonya’da kurulan ve ülkeyi yöneten işgal hükümeti modeli benimsenmiş durumda. Japonya’da General Mac Arthur’un üstlendiği görevi, Irak’ta General Tommy Franks’ın üstlenmesi bekleniyor.
Irak’ta savaş sonrası seçimlerin yapılıp sivil bir Irak hükümeti kurulmasının zaman alacağı, bu nedenle ülkenin uzun bir süre Amerikalı general başkanlığındaki işgal hükümetince yönetiminin zorunlu olduğu belirtiliyor.