İNSANLAR yiyebileceklerinden (tüketebileceklerinden) fazla para kazanır ise ne yapar? Bazıları "hep bana, hep bana" diyerek paranın üzerine yatar. Kefenin de cebi olmadığına göre, bu dünyada paracıklarını bırakır, öbür dünyaya göç eder. Bazıları da bu dünyada kendilerinden sonra da kalacak ve de isimlerini yaşatacak bir şeyler yapar.
Vehbi Koç, eğitime meraklı idi. Kendi adına bir vakıf kurdu. Gelirinin yiyemediği bölümünü bu vakıf içinde eğitim faaliyetlerine adadı. Adı yaşıyor.
Oğlu Rahmi Koç'un merakı başka... Rahmi Koç merakını şöyle anlatıyor:
"Bilmiyorum kaç yaşındaydım. Babam Vehbi Koç bana Almanya'dan ilk elektrikli tren getirdiğinden beri mekanik ve endüstriyel objeleri toplamış, biriktirmişimdir. Seneler geçtikçe bu koleksiyon o kadar genişledi ki, ne evlerimde, ne bürolarımda, ne de depolarda yer kalmadı."
Rahmi Koç biriktirdiği parçalara evde, büroda, depoda yer bulamaz hale gelince, müze kurarak zevkini ve merakını başkalarıyla paylaşmak arayışına girdi. Önce "Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı" adı ile bir vakıf kurdu. Yiyebileceğinin fazlası olan gelirini bu vakfa akıttı. Sonra bu para ile Haliç'te, Kasımpaşa'da Bizans yapısı, Osmanlıdan kalma "Lengerhane" binasını satın aldı. Rahmi M. Koç Müzesi'nin ilk bölümü 1994 yılında burada halka açıldı. Lengerhane bir "butik" müze oldu. Rahmi Koç daha sonra özelleştirme programı çerçevesinde satışa çıkarılan ve Lengerhane'nin karşısında bulunan 1861 yılından kalma "Şirket - i Hayriye Tersanesi"ni satın alarak müzeyi büyüttü.
Bu hafta halkın ziyaretine açılan müzede Rahmi Koç'un otuz yılı aşkın süredir topladığı hakiki uçaktan hakiki gemiye, hakiki yol silindirinden bisiklete, zeytinyağı fabrikasından oyuncak trene binlerle parça var. Küçükten büyüğe, kadından erkeğe herkesi ilgilendiren parçalar. Rahmi Koç bunları bulması, buralara taşıması, bu sergiyi düzenlemesi alkışlanacak bir çaba. Bu iş sadece para ile olacak bir iş değil.
Müzenin sembolü / simgesi biri kocaman, biri küçücük iki tekeri olan ilkel bisiklet. Sanatçı Hilat Elmas bu sembolü altın ve gümüş ile model haline getirmiş. Hilat'ın 2001 yılı ürünü, el işi bisiklet modeli, müzede bulunan ve tamamına yakın bölümü yabancılar tarafından yıllar önce üretilen objeler arasında Türk sanatının inceliğini, güzelliğini sergiliyor.
Rahmi Koç Müzesi "kuru" bir müze değil. Bahçeleri ile, lokantaları, kafeteryaları ile, çoluk çocuk, bir bütün gün gezilebilecek, bir şeyler öğrenirken, bir şeylerden zevk alınabilecek bir yer. Pazartesi hariç her gün 10.00 - 17.00 saatlerinde açık. Giriş ücreti 3 milyon lira. Öğrenciler için 750 bin lira.