Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şu anda Türkiye’de en çok yorulanlar Hazine’de, devletin iç borç servisinde çalışan kamu görevlileri... Ne politikacılar, ne de halk onların nasıl bir baskı altında olduklarının farkında değil.
Türkiye şu günlerde yeni bir krize girmiyor ise, piyasalar "pat diye" çökmüyor ise onların çabaları sayesinde bunlar oluyor.
O kamu görevlilerinin "Du bakalım Ecevit ne yapacak?" veya "Hükümetin durumu ne olacak?" veya "Seçim ne zaman yapılacak?" gibi konulara takılarak vakit geçirme şansları yok. Gece yatıyorlar, "Eyvah yarın vadesi gelen borçları nasıl ödeyeceğiz?" diyerek sabaha kadar uyuyamıyorlar... Sabah kalkıyorlar "Eyvah bugün bono satamaz isek ne yapacağız?" diyerek dertleniyorlar... Akşamüstü oluyor. "Eyvah gene yüksek faiz ile borçlanıldı. Bu yükün altından nasıl kalkacağız?" diyerek dövünüyorlar.
Hazineciler,
• Ocak - haziran döneminde 68.2 katrilyon lira borç anaparası ve faizi ödediler. Bu ödemeleri yapmak için de bu kadar borçlandılar.
• Temmuz - aralık aylarında 59.4 katrilyon lira para ödemek zorundalar. Bunu da ancak borçlanarak bulabilecekler.
• 2002 yılında borç ödemesi olarak toplam 112.8 katrilyon para bulmak gerekiyor. Bunun 73.3 katrilyon lirası daha önce alınmış borçların anaparası, 39.6 katrilyon lirası faiz olacak.
Bu baskı altındaki Hazineciler her hafta önce kağıt satarak para toplamaya, sonra topladıkları bu para ile vadesi gelen borçları temizlemeye çabalıyorlar.

Bu hafta büyük baskı altında idiler. Çünkü:
• Bugün 4.2 katrilyon lira borç ve faiz ödemesinin vadesi geldi.
• İşte bunun için pazartesi ve salı günleri kağıt satarak para toplama telaşı içinde idiler. Ama geliniz görünüz ki, "kör kalih" (pardon... Sayın Ecevit) pazartesi ve salı günleri piyasaları altüst etti. Hazineciler, "Ecevit piyasaları altüst etti" diyerek oturup bekleyemezdi. Kolları sıvadılar ve de faizine bakmadan para bulmaya çalıştılar.
• Pazartesi günü yüzde 9 faiz karşılığı 364 gün vade ile 305 milyon dolarlık kağıt sattılar.
• Salı sabahı politikacıların tozu dumana kattığı ortamda 154 gün vadeli 2.801 trilyon liralık kağıdı yüzde 76.53 faiz ile satarak 2.203 trilyon lira net para topladılar.
• 238 gün vadeli 959 trilyon liralık kağıdı yüzde 79.67 faiz ile satarak net 653 trilyon lira para buldular.
• İşte bu paralarla, bu sabah Hazine’nin yapacağı 4.2 trilyon liralık ödemeyi karşılayacaklar.

Sayın okuyucularım, bunlar yılda bir defa olmuyor. Haftada bir veya birkaç defa bu heyecan, bu macera yaşanıyor... İşte buna da "devletin iç borcunun çevrilmesi" deniliyor. Bu satışların birinde kağıtların alıcı bulamaması, vadesi gelen bir ödemenin yapılamaması, yeni bir kriz demektir. Ekonominin çöküşü demektir...
Hazineciler bu tansiyon, bu zaman ile yarış altında "günü kurtarıyor". Günü kurtarmak arayışında faize dikkat edemiyor. Kağıtlar kaça satılabilecek ise faizi o çizgiye kadar yükseltmekten çekinmiyor.
Başka devletlerin hazineleri 30 yıl vadeli dolar kağıtlarını yüzde 3 faiz ile satarken, bizim Hazinemiz borç servisini aksatmamak, herhangi bir tıkanmaya meydan vermemek arayışında 364 günlük dolar kağıdına yüzde 9 dolar faizi ödemek zorunda kalıyor. Yüzde 35 enflasyon bekleyişinde 238 gün vadeli kağıtlara yüzde 79.67 oranında faiz ödeme yükünü omuzluyor...
Hazinecilerimiz böylece günü kurtarıyor ama, bu yüksek faizleri biz ödeyeceğiz... Nasıl ödeyeceğiz? İşte orası belli değil. Hele bugünü kurtaralım yarın Allah kerim...