Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dağıtıcının dün ofisime getirdiği 19 Ocak tarihli 564 sayılı AGOS'un arka sayfasının tamamında Dink'in uzun bir yazısı vardı.Hrant Dink'in yazısının bulunduğu sayfada 3 fotoğraf yer alıyordu. Büyük fotoğrafta "Misyoner çocuğu Hrant-Türk Ermenilerinin huzurunu bozan Hrant, yediğin ekmeğe ihanet etme" afişi arkasında sıralananlar görülüyordu. "Dink'e büyük tepki!' başlıklı haberin içindeki fotoğrafta, üzerinde "Hrant Dink Taşnak, Hınçak, Asala devşirmeleri seninle gurur duyuyor!!! Büyük Türk Milleti" yazısı bulunan bir afiş vardı."Irkçılık en aşağılık suçtur. AGOS gazetesinin yayın yönetmeni Hrant Dink'in, hakkındaki hapis cezasının kesinleşmesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağı açıklandı" başlığını taşıyan üçüncü gazete kupürü içindeki fotoğrafta da "Soros'un çocukları... Hrant..." ve "Oyna Hrant, sen oyna" yazılı iki afiş görülüyordu. Hrant Dink'in genel yayın yönetmeni olduğu "haftalık siyasi aktüel gazete AGOS"un abonesiyim. 12 sayfalık gazetenin sadece ortadaki 2 sayfası Ermeni harfleriyle Ermenice basılır. Diğer 10 sayfasında Türkçe haberler, köşe yazıları vardır. Açık anlatımıyla, "Ermenice" yayımlanan bir gazete değildir. Hrant'ın son yazısının başlığı ise "Ruh halimin güvercin tedirginliği" başlığını taşıyordu. Hrant özetle şunları yazmıştı: "Başlangıçta, Türklüğü aşağılamak suçlamasıyla Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca hakkımda soruşturma başlatıldığında tedirginlik duymadım... Soruşturma sonunda bir dava açılmayacağına kesin gözle bakıyordum... Savcı bilirkişi raporuna rağmen cezalandırılmamı istedi. Davanın her celsesinde "Türk kanı zehirlidir" dediğim dile getiriliyordu. Gazete haberlerinde, köşe yazılarında, televizyon programlarında... Her seferinde "Türk düşmanı" olarak biraz daha meşhur ediliyordum... Pankartlarla hakaretler yağdırılıyor... Telefon, e-mail, mektup tehditleri her seferinde biraz daha artıyordu... Bütün bunlara "Ya sabır" çekip beraat kararını bekleyerek dayanıyordum... Ama mahkûmiyet kararı çıkmıştı. Tüm ümitlerim yıkılmıştı. Hâkim "Türk Milleti" adına karar vermiş ve benim "Türklüğü aşağıladığımı" tescil etmişti. Her şeye dayanabilirdim ama buna dayanmam mümkün değildi. Tedirgindi ...Şu çok açık ki beni yalnızlaştırmak, zayıf ve savunmasız kılmak için çaba gösterenler kendilerince muratlarına erdiler. Daha şimdiden topluma akıttıkları kirli ve yanlış bilgilerin tesiriyle Hrant Dink'i artık Türklüğü aşağılayan biri olarak gören ve sayısı hiç de az olmayan bir kesim oluşturdular. Bilgisayarımın hafızası gönderilen öfke ve tehdit dolu satırlarla yüklü... Kolay bir şey değil yaşadıklarım... Tıpkı bir güvercin gibiyim. Onun kadar sağıma, soluma, önüme, arkama göz takmış durumdayım... İNSANI BİR GÜVERCİN ÜRKEKLİĞİNE HAPSETMENİN NASIL BİR BEDEL OLDUĞUNU BİLİR MİSİNİZ? "Ölüm-Kalım" dedikleri bu olsa gerek..."Hrant Dink, tanıdığım, dost olduğum Ermeni asıllı Türk vatandaşlarından biriydi. Yazılarını izlerdim. Bazı yazılarındaki görüşlerine, eleştirilerine katılmaz, tartışırdım. Türkiye'nin Ermeni sorununun çözümünde kilit konumu olan bir entelektüeldi. Yazdıkları, konuşmaları incelenirse Türk-Ermeni düşmanlığını yumuşatmaya dönük çabaları kolaylıkla anlaşılır. Yurtdışındaki radikal Ermeni girişimlerine karşı Türkiye'deki Ermenilerin tarafsız sesi ve temsilcisi haline gelmişti.Öldürülmesi Türk - Ermeni sorununu içeride ve dışarıda daha da çözümsüz hale getirecek. Ermeni sorununun çözümünde katkısı olacak bir Ermeni vatandaşımızı kanunlarımız ve adalet sistemi köşeye sıkıştırdı. Karanlık güçler öldürdü. guras@milliyet.com.tr Barıştan yanaydı