Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önce birkaç büyüklük vereyim de, sonra neyin ne olduğunu ve ne olacağını anlatayım.
- Türkiye'de, yerli yabancı bankalarda Türk halkının Türk lirası ve yabancı para olarak toplam 87 katrilyon Türk lirası parası (mevduatı - reposu) var.
- Bu 87 katrilyon Türk lirası rakamının ne anlama geldiğini başka büyüklüklerle karşılaştırdığında, bankalardaki paranın çok çok büyük para olmadığı, Türk halkının bankalardaki parasının çok çok fazla olmadığı görülür.
- Ankara hükümeti 2001 yılında, Bütçe Kanunu'na dayalı olarak 50 katrilyon lira harcayacak... Halkımızın bugüne kadar biriktirip, bankalara emanet ettiği para 87 katrilyon. Ankara'nın sadece bu yıl harcayacağı para 50 katrilyon.
- Ankara hükümetinin iç borcu geçen haziran ayında 30 katrilyon lira idi. Bu haziranda 90 katrilyon lira oldu. Bir yılda Ankara hükümetinin borcu 60 katrilyon lira arttı. Halbuki Türk halkının yıllardır biriktirip bankalardaki hesaplarına yatırdığı para 87 katrilyon lira.
Bu büyüklüklerden sonra bir de açıklama yapayım...
- Bankalardaki para, bankaların değil halkın parasıdır. Bunu şunun için yazıyorum. Bazı sivri akıllılar "Bankalardaki paraya el koyun. Türkiye'nin para sorunu çözülür" derler ya... Bu yanlıştır. (1) Bankalardaki para bankaların değil, banka sahiplerinin değil halkın parasıdır. (2) Bu para banka kasalarında durmamaktadır. Bankaya mevduat olarak girmiş, sonra kredi olarak başkalarına verilmiştir. Bankaların kasasında günlük işlem için, üç kuruş beş kuruş, üç dolar beş dolar bulunur işte o kadar.
Bankalar bir güven müessesesidir. Halk parasını istediğinde geri alabileceğine inandığı için parasını bankaya emanet eder. Bu güven sürdükçe de parasını bankadan çekmez.
Günümüzde Devlet Baba, bankalardaki mevduata (ayırım göstermeden tüm Türk lirası ve döviz mevduatına) yüzde yüz devlet güvencesi veriyor. Bunun anlamı şu: "Devlet Baba diyor ki, ey halkım, paranı banka ödeyemez ise, son kuruşuna kadar ben öderim." Demek ki, halkımız için önemli bir "güvence söz konusu". Her ne kadar halkımızın bankalara yatırdığı Türk liralarının ve dövizlerin tamamı banka kasalarında durmuyor ise de, halk şu güvence altında. Parasını bankadan geri istediğinde, bankanın Türk lirası veya dövizi yok ise, Devlet Baba, Türk lirası ve döviz bularak halka son kuruşuna kadar ödeme yapacak...
Bu iyi bir şey. İyi bir şey de, halk parasını çekmeye kalktığında Devlet Baba bu ödeme için parayı nereden bulur acaba? Devlet Baba'nın Merkez Bankası'nın döviz rezervi 17 milyar dolar dolayında. Türk lirası hiç yok. Ama sıkışır ise matbaayı çalıştırır, banknot bastırır.
Şimdi gelelim halkımızın bankalardaki parasının durumuna / konumuna.
- Halkımızın bankalardaki toplam 87 katrilyon liralık parasının yarısı, dolar ve mark olarak bankalara teslim edilmiş. 36.5 milyon dolarlık döviz mevduatı var.
- Halkımız 5.7 katrilyon lira tasarrufunu bankalara repo olarak verip alıyor. Bu para yüzer gezer para.
- Halkımız 38 katrilyon lirasını ise vadesiz, vadeli mevduat hesaplarında işletiyor.
Şimdi de gelelim "çömlek patlatma" işine... Halk banka sistemine güvenini kaybeder ise, bankalardan döviz mevduatını çeker. Türk lirası repo ve mevduat hesaplarını bozarak dolar ve mark alma peşine düşer. İşte o zaman çömlek patlar.
Ülkenin ve ekonominin şu hassas, sinirli günlerinde kriz üzerine kriz yaratmada ustalığın zirvesine tırmanan IMF - Ankara ikilisi şimdi de repo faizi ile döviz mevduat hesapları faizindeki vergi kesintisini yükselterek, döviz mevduat hesaplarından Türk lirası hesaplara geçişi sağlamanın ve Türk lirası mevduatın da vadesini uzatmanın hayali ile ortalığı karıştırıyor.
Saf ve bakir bir Anadolu çocuğu olarak ben bile tehlikeyi görüyorum, içim yanıyor. IMF - Ankara ikilisi ise "kör gözüm parmağına" ekonomiyi biraz daha batırmak için gerekeni yapıyor.


1) Yuvarlatılmış rakamlardır.
2) Türk lirası mevduatın dolar karşılığı, yabancı para mevduatın Türk lirası karşılığı tabloya eklenmiştir.