Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP yandaşı olsun olmasın, Sayın R. T. Erdoğan’ı sevsin sevmesin işadamları, evet oylarının çokluğu karşısında rahatladı. Büyük bir sermaye grubunun temsilcisi referandum sonuçlarını bu sözlerle değerlendiriyor.
Ve ekliyor: ”Eğer ‘hayır’ oyları daha fazla olsaydı, pazartesi piyasalarda ‘kaos’ yaşanırdı. Çünkü iş âlemi her gün adımını yarınları, geleceği düşünerek atar. ‘Hayır’ oylarının çokluğu gelecek için belirsizlik yaratırdı. Seçimler konusunda tereddütler oluşurdu. Önce R. T. Erdoğan’ın sinirleri gerilir, daha sonra ülkede politik tansiyon yükselirdi. İnsanlar, yerli ve yabancı iş çevreleri bırakınız orta dönemi kısa dönem için bile riske girmekten çekinmeye başlar, harcamaları kısardı.
Siz bakmayınız iş çevrelerinin şikâyetlerine... Şöyle veya böyle her işadamı, mevcut duruma göre pozisyonunu almış durumda. İşini yürütebilen yürütüyor. Eğer ‘hayır’ oyları çoğunlukta olsaydı, her işadamının düzeni şöyle veya böyle bozulacaktı.” İş camiasının önde gelenlerinden biri olan, çevresi geniş bir işadamı bunları söylüyor. Sayın R. T. Erdoğan, oylama öncesi TV‘deki konuşmalarından birinde, İstanbul sermayesi ile Anadolu sermayesi ayrımı yapmıştı. İstanbul sermayesinin “evet” yanlısı olmadığını söylemişti.
Gerçekte bu hatalı bir değerlendirmeydi. İstanbul’daki büyük sermaye gruplarının tepesindeki işadamları “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim!” havası içinde, “Biz aslında AKP’ye hiç rey vermedik. Sayın R. T. Erdoğan’ın politikalarını desteklemiyoruz ammmma... Reylerin çoğu hayır çıkar ise, ekonomi çalkalanır. İşler bozulur. Bu nedenle referandumda evet reyi kullanacağız.” diyordu. (Ve de kullandılar.)
Bu söylemleri kapalı kapılar arkasında dile getirdikleri, kamuoyunun tepkisinden korkarak açık açık biz “evetçiyiz” diyemedikleri için Sayın R. T. Erdoğan’ı gücendirdiler. Evet oyu kullanarak “istikrar”ı satın aldılar ama bakalım Sayın R. T. Erdoğan’ın gönlünü nasıl alacaklar.
Gelelim yabancı sermayeye... Yabancı sermaye kimdir? Türkiye’ye para getirenlerdir. Bunların bir kısmı kalıcı para getirir. Fabrika kurar. Elini taşın altına koyar. Uzun dönemli riske girer. Büyük çoğunluğu ise paradan para kazanmaya gelir. Para kazandıkça kalır. Riski görünce kaçar gider.

Yabancılar “evet”ten memnun
Yabancı sermaye de istikrar ister. Yabancı sermaye için istikrar, yarını, orta vadede, uzun vadede geleceği görmenin de ötesinde “muhatabının kim olacağını” bilmektir. Yabancı sermaye uzun süredir “muhatap” (ülkenin sahibi/paranın patronu) olarak Sayın R. T. Erdoğan’ı belledi. Yabancılar belledikleri, tanıdıkları “muhatabın” değişmesinden hoşlanmaz. Bunu istemez. İşte bu nedenle yabancı sermaye çevreleri de evet oylarının çokluğundan memnunlar.
Şimdi soracaksınız : ”Ya diğerleri?” Ben de sizlere bir hikâyeyi hatırlatacağım. “Mustafa Kemal, Anadolu’da bir kasabayı ziyaret ediyormuş. Kaymakamın odasında, kasabanın ileri gelenleriyle oturur, sohbet ederken, bir görevli kahve siparişi almak için salona girmiş. Salondakiler görevliye ‘benimki şekerli, benimki sade, benimki az şekerli’ diyerek siparişlerini vermişler. Odadan çıkarken Mustafa Kemal görevliyi çağırmış. ‘Otuz kişiden kahve siparişi aldın. Bunları bir kâğıda yazmadın. Kimin ne istediğini nasıl hatırlayacaksın?’ diyerek sual eylemiş. Görevli gülmüş. ‘Paşam’ demiş, ‘Sana az şekerli kahve getireceğim. Ben senin ne istediğini biliyorum ya... Sen memnun ol yeter... Geri kalan ne versem içer.”