Özel sektör örgütlerinin tepe yöneticileri "illa da Ecevit’in kellesini isteriz" diyerek kıyameti koparıyor. Şimdilerde Ankara’da kapı kapı dolanıp, muratlarına erme çabası içindeler. Bizim özel sektör şu Ecevit’i hayat boyu sevemedi! Kelle isteme operasyonu yirmi yıl önce gazete ilanlarıyla başladı. Ecevit gitti. Son gelişinde korkusundan ‘Halkçı Ecevit - Umudumuz Ecevit - Karaoğlan’ efsanelerinin yok olması pahasına ne isterler ise verdi verdi... Vere vere kalmayınca, elden ayaktan düşer gibi olunca, özel sektör örgütleri gene ortalığa döküldü.
Ecevit’in kellesini isteyenlerin bekleyişinin ne olduğu da belli değil... Daha sonra ne olmasını beklediklerini kendileri de bilmiyor... Tek sorun Ecevit mi ki? Ecevit gidince bütün sorunlar çözülecek mi?
Halkın uyutulduğu, üretim sorumluluğunu unuttuğu, özel sektör örgütlerinin tepe yöneticilerinin kendi kabahatlerini, kendi sorumluluklarını hatırlarına bile getirmedikleri bir dönemde, Ecevit’in kellesinin gitmesi, kelle avcılarını mutlu etmekten başka ne işe yarayacak? Ama biz kelle istemekten pek hoşlanırız... Osmanlı’da Yeniçeriler kelle isterdi, ikide bir ‘kazan kaldırır’ sadrazamın kellesini isterdi.
Cumhuriyet’te kimse açık açık Atatürk’ün kellesini isteme cesaretini gösteremedi ama... Dikkat buyurunuz, Atatürk’ten sonra kelle isteme alışkanlığı hemen depreşti... ‘Geldi İsmet, gitti kısmet’çiler, İnönü’nün kellesini istedi. Ardından Bayar, Menderes gitti... Kaç defa Demirel’in kellesi istenildi... Erbakan kelle avcılarının elinde yok oldu... Çiller de kelle avcılarından nasibini aldı...
Ecevit’in kellesi gidince kelle avcılarının işlevleri sona erecek mi? Hayır... Erken seçim kampanyası başlayacak... Erken seçim kampanyaları ‘toplu kelle avı’dır... Tüm milletvekillerinin kellelerini koparma arayışıdır...
Özel sektör örgütleri yatırım, üretim, istihdam bakımından önemli sorumlulukları olan örgütlerdir. Ekonomiyi harekete geçirmeleri beklenirken, onlar kendi ev ödevlerinin kapağını açmadan sokağa dökülmüş durumdalar. ‘Hükümet gereğini yapsın... Biz uyarı görevimizi yapıyoruz...’ diyorlar... ‘Hükümet gereğini yapsın’ mesajının tercümesi ‘Hükümet para dağıtsın’dır. Hükümetin vere vere dağıtacağı para kalmadı...
Özel sektörün anlı şanlı holdinglerinin sayın sahipleri, özel sektörün ünlü ve güçlü örgütlerinin sayın başkanları, sayın yöneticileri... Bu işin ölçüsü kaçmaya başladı... Millete korku salıyorsunuz... Milletin moralini bozuyorsunuz... ‘Bu Ecevit ile olmaz... Bu koalisyon ile olmaz... Bu Meclis ile olmaz... Bu kanunlar ile olmaz... Bu IMF ile olmaz... Bu programı ile olmaz... Tren kaçtı... Avrupa treninin son vagonuna da binemedik... Ülke çöküyor... Artık çözüm kalmadı...’ Sabah akşam radyoda sizi dinleyen, TV’de sizi izleyen, gazetelerde sizin söylediklerinizi okuyan millet yavaş yavaş inanmaya, karalar bağlamaya başladı... İşin kötüsü, kapı aralarında beyanat verdiğiniz yabancı medya temsilcilerinin Türkiye’den uçurduğu haberler, yayımlanınca yabancılar da Türkiye’nin çöktüğüne inanmaya başlıyor... Yabancı medyada çıkan haberler, ‘bozacının şahidi şıracı’ misali dönüp dolanıp Türkiye’ye geri geliyor. ‘Bakınız yabancı medya da Ecevit’in kellesini istiyor... Türkiye’de umut kalmadığını yazıyor’ şeklinde, kelle avcılarına malzeme oluyor.