Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olarak Sosyalist Enternasyonal Konseyi’nin Paris’teki toplantısında yaptığı konuşma “mükemmel”. Teşhis doğru. (1) İstihdamsız büyümenin kötülüğünü anlatıyor. (2) “Dışa kanama” diye adlandırdığı, sıcak paraya ödenen faiz ve yabancı sermayeye ödenen kâr transferlerinin zararından söz ediyor. İşsizlik sorununun önemini anlatıyor.
Bütün bunları kısa bir konuşmanın içinde toplayarak dile getirmek iyi de... Bu konuşmayı yapan Kemal Kılıçdaroğlu, çaresiz sade bir vatandaş değil ki... CHP’nin Genel Başkanı. Sosyal Enternasyonal Konseyi’ne katılan, sosyal görüşlü (olduğu varsayılan!) bir partinin başkanı.
Arkasında koskoca (koskoca olduğuna inanmak istediğimiz) bir parti teşkilatı var. Partisinden, CHP’den beklenen sadece ve sadece ülke sorunlarına doğru teşhis koyarak, bu sorunları çözemeyenleri eleştirmek değildir. Bu sorunların çözümünün reçetesini ortaya koymaktır.
CHP Genel Başkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sosyalist Enternasyonal Konseyi’ndeki konuşmasında “mükemmel” teşhisler yanında, bu tür bir toplantıda “yer almaması gereken” söylemler var. Ki, bunların doğruluğu tartışılabilir.
Daha iyiyi arıyoruz
Kemal Kılıçdaroğlu, durup dururken Sosyalist Enternasyonal Konseyi’ne katılan partilerin temsilcilerine AKP’yi şikâyet ediyor. (1) “Türkiye krizden en çok etkilenen ülkelerin ilk sıralarında yer almıştır“ diyor. Onu dinleyenler biliyor ki, Türkiye krizden erken etkilendi ama erken çıkıyor. Türkiye’den çok daha kötü etkilenenler, krizden çıkamayanlar var. (2) “Türkiye’de sosyal harcamalar yetersiz ve keyfidir” diyor. Onu dinleyenler belki bilmiyor ama AKP iktidarının gücünün, oy çoğunluğunun arkasında sosyal harcamalardaki becerisi var. Ülke genelinde ücretsiz sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik ağının genişletilmesi, Yeşil Kart uygulaması, Sosyal Dayanışma ve Yardım Vakıfları kanalı ile her yerleşim biriminde ihtiyaç sahiplerine götürülen hizmetler (Alay edilen kömür, buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtımı dahil), öğrencilere ve çocuklarını okula gönderen kadınlara yapılan parasal yardımlar AKP’nin reyini artırıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sosyalist Enternasyonal Konseyi’ne katılan parti temsilcilerine, Türkiye’de emekçilerin, çiftçilerin, emekliklerin, esnafın, geniş halk kitlelerinin zorluklarını, çaresizliklerini dile getirmesi, sendikal hakların sınırlı olmasından yakınması, çalışanların ücret, düşük sosyal haklara razı olmak zorunda kaldıklarını vurgulaması da yanlıştır. Bu tür konuşmayı yapana “kimi kime şikâyet ediyorsun? Bunlar Türkiye’nin sorunları. Madem ülkende bu sorunlar var, senin partin ne yapıyor? Armut mu topluyor” derler.
Şikâyetle günler geçmesin
Anladık... Sıcak para kötü... İşsizlik kötü... Türkiye yeterince büyüyemiyor, gelişemiyor... İyi de... CHP’nin sıcak para konusundaki çözüm önerileri nedir? Daha hızlı büyüne ve gelişme için CHP nasıl bir programa sahiptir? İşsizlik nasıl önlenebilir? Sendika sisteminde yeni düzenlemeler nasıl yapılmalıdır? Bugün AKP’nin uyguladığı sağlık ve sosyal yardım politikasının yerine nasıl bir sistem getirilse daha iyi olur?
Sorunları alt alta dizerek liste yapmak kolay. Bunlar evlerde, kahvelerde her gün konuşuluyor. Gazetelerde yazılıyor. TV‘lerde anlatılıyor...
Marifet sorunları tekrarlamakta değil, marifet , “gerçekçi” reçeteler yazmakta. AKP de bu ülkenin partisi. AKP de bunları görüyor. İktidar partisi olduğu için başka partiler kadar açıklıkla sorunlardan söz edemiyor ama, bu sorunları çözmeye çalışıyor. Tabii ki AKP’nin sorunlara verdiği öncelik farklı. Ama doğru yanlış bir şeyler yapıyor.
Yazının sonunda tekrarda yarar var... CHP’nin teşhis konusunda sorunu yok. Teşhis mükemmel... Şimdi görelim reçeteyi... CHP bu ülkenin temel iç
ve dış sorunlarını nasıl çözecek?
Bunları duyalım.