Kişi başı milli geliri 3 bin doların üzerine çıkmayan bir ülkede insanlar önce gıdaya, sonra temizlik malzemesine para harcar. İşte o nedenle de o ülke pazarına yabancı sermaye olarak önce temizlik devleri, sonra gıda devleri gelir.
Sabunlarıyla, deterjanlarıyla o ülke halkını temizler. Sonra da sütleriyle, yoğurtlarıyla, yağlarıyla, kıtırlarıyla besler. Sularıyla da yanık bağırlarını serinletir.
Abicim bizim yüz yıllık Hacı Şakir sabunumuz var... Bizim Alo’muz var... Bizim Marsa’mız, Tikveşli’miz, Kanlıca yoğurdumuz var... Bizim Hayat Su’yumuz var... Bizim kendi kıtırımız var... Demek para etmez pazara girmek isteyen dünya devleri Hacı Şakir’i de alır, Komili’yi de alır. Kanlıca yoğurdunu da alır. Hayat Su’yu da alır.
Efendim yabancı sermaye düşmanlığı mı yapıyorsunuz? Türkiye’ye yabancı sermaye gelmesine mani olmak mı istiyorsunuz? Estağfurullah!.. Yabancı sermaye mutlaka gelmeli. Yabancı sermaye (1) Kaynak, (2) Teknoloji, (3) Yönetim becerisi, (4) Küresel pazarlara ulaşma imkanı getirmeli. Türkiye’nin kalkınması ancak böyle hızlanır...
Ama bizim yaptığımız sabunu, bizim yaptığımız ayranı, bizim yaptığımız mısır kıtırını yapan fabrikaları satın alarak, kendi imkanlarımızla yapabildiğimiz, kendimiz üretip kendimiz tükettiğimiz malları yaparak ve de bunları sadece iç pazarda bize satarak, olmayan dövizimizi kazanç olarak çıkarırlar ise bu doğru olmaz. Biz, bizim imkanlarımıza ek olarak bize iş ve aş yaratacak yabancı sermayenin peşindeyiz.
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin bir numaralı, dünyanın iki numaralı gıda devi, sigaracı Philip Morris firmasının iştiraki Kraft Food International firması, patates ve mısır kıtırı üreten, kahve dağıtan bizim Kar Gıda isimli şirketimizi satın aldı.
Dikkat buyurunuz, dünyanın bu dev gıda kuruluşu Türkiye’de yeni bir yatırım, yeni bir üretim peşinde değil. Bizim müteşebbisimizin yaptığı yatırımı devralarak o yatırımdaki üretimi iç pazara sürdürmek istiyor.
Önce Kraft’ı anlatayım. Kraft firması 1993 yılında Marsa yağ tesisinin yüzde 50’sini satın alarak Sabancı ile ortak oldu. Marsa şemsiyesi altında her türlü yağ Milka Gofret, Tang meyve tozu üretimini sürdürürken 2002 yılı başında yüzde yüz yabancı sermayeli bir şirket olarak yurtdışındaki Kraft tesislerinde üretilen gıda ürünlerini ithal etmeye ve Türk pazarında satmaya başladı. Geçen yılki cirosu 35 milyon dolar dolayında idi.
Şimdi iç pazarda büyümeye ve ürün çeşitliliğine gitmeye karar verilmiş olmalı ki, yıllık cirosu 35 milyon dolar olan Kar Gıda şirketini satın aldı.
Kırklareli doğumlu Asım Ülker, Sabri Ülker ile birlikte Ülker Gıda’yı kurduktan sonra, 1987 yılında Ülker’den ayrılıp Kar Şirketler Grubu’nu oluşturdu. Kar Gıda 1994 yılından bu yana Pendik’teki tesislerinde patates ve mısır kıtırı (cips) üretiyor. Filtreli kahve, cappuccino ve ekspresso kahve satıyor. Yılda 18 bin ton cips üreten Kar Gıda’nın kıtır pazarındaki payı yüzde 40’lar dolayında. Pazarın diğer bölümü yabancı sermayeli Pepsi Cola’ya (ABD kuruluşu Frito Lay ürünü) Fritos ile, "Proecter and Gamble" firması Pringes’in hakimiyetinde... Bütün bu kıtırlar Türkiye’de üretiliyor ama, üreterek içeride satanlar yabancı sermayeli firmalar.
Kar Gıda Grubu’nun özelliği geniş dağıtım teşkilatı ile dış pazar bağlantısı idi. 500 araçlık filo, 150 distribütör ve 100 bin satış noktası ile güçlü bir pazarlama teşkilatına sahipti. Bulgaristan, Azerbaycan, Kosova, Makedonya, Kıbrıs, Irak, Yunanistan, Almanya ve Türki cumhuriyetlere ihracat yapıyordu.