Çünkü müfettişler, uzmanlar, kontrolörler, denetçiler "ayaklanmış durumda". Tabii olarak pozisyonlarını (sahip oldukları yetki ve gücü) korumaya çalışıyorlar.Bürokrasiyi bilmeyenlere neyin ne olduğunu anlatmakta yarar vardır.Ankarada her bakanlıkta, her kademede çalışanların kendilerine göre bir gücü vardır. Amma ve lakin "teftiş heyetleri" mensupları her bakanlıkta diğer bürokratlardan daha farklı bir konumdadır. Yetkileri ve güçleri daha yüksektir.Hükümet, "Kamu Temel Yönetimi" kanunuyla bu sistemi değiştirmek istedi. Teftiş heyetlerini kaldırmaya kalktı. Teftiş heyeti yerine (1) Kurum içinde, amir denetimini, (2) Kurum dışında, Sayıştay denetimini, (3) Bunlara ek olarak da istenirse bağımsız denetim kuruluşlarının denetimini hedef aldı. Ama bu gerçekleşemedi.Daha sonra bu rüzgarın mı etkisinde, yoksa IMFnin mi zorlamasıyla bilinmez, Maliye Bakanlığı içindeki "denetim birimleri"nin gücünü törpülemek için bir sistem değişikliği gündeme geldi. IMFye verilen niyet mektuplarında yer alan, özünde "Gelir İdaresinin yeniden yapılandırılması (onun da özünde Maliye Bakanlığı bünyesindeki müfettişlerin, uzmanların, kontrolörlerin yetkilerini ellerinden almak, güçlerini yok etmek) olan "Vergi İdaresi Reformu Yasa Tasarısı" bir türlü TBMM gündemine giremiyor. Maliye Bakanlığının içinde hemen hepsi "vergi denetiminden sorumlu" bakınız ne çok "vergi inceleme elemanı" var. (1) Maliye müfettişleri tüm kamu kurumlarının gelirlerini, giderlerini, vergi dairelerini, bunlara bağlı yolsuzlukları inceliyor. (2) Hesap uzmanları, vergi incelemesi yapıyor. (3) Gelirler kontrolörleri hem vergi incelemesi yapıyor hem vergi dairelerini denetliyor.Vergi teftişi bunlarla bitmiyor. (1) Maliye Bakanlığına bağlı defterdarlıklar var. Defterdarlar var. (2) Gelirler bölge müdürlükleri var. (3) Vergi dairesi başkanlıkları var. (4) Vergi dairesi müdürlükleri var.Maliye müfettişleri ve hesap uzmanları Maliye Bakanına ve Gelirler Kontrolörleri Genel Müdürüne karşı sorumluluk taşıyarak çalışıyor. Sadece Maliye Bakanlığı içinde değil, bürokrasinin başka tepe noktalarında da bu üç gruptan gelenlere yükselme şansı var. Bu gruptakiler bürokrasinin ve de teftiş heyetlerinin en güçlü elemanları durumunda. Bu üç grupta görev alanlar devletten ayrıldıklarında özel sektörün en güçlü kuruluşlarında mali bölümlerin başına geçiyor. Vergi denetim ordusu İşte, "Gelir İdaresinin Yeniden Yapılandırılması"nı hedef alan "Vergi İdaresi Reformu" yasa tasarısında bu çok yönlü, çok başlı denetim sisteminin ortadan kaldırılması, güçlü ve bağımsız bir Gelirler İdaresi oluşturulması hedef alınıyor. IMFnin bu konudaki ısrarının gerekçesi şu: "Maliye Bakanlığı içinde vergi incelemesi yapan bu kadar çok müfettiş, denetçi, uzman olduğu halde Maliye vergi toplayamıyor. Vergi kaçakçılığı önlenemiyor. Bu yetki ve güç dağılımı (çok başlılık) önlenir tüm yetki ve güç Gelirler İdaresinde toplanırsa daha iyi sonuç alınır. Bunun için Amerikayı baştan keşfe lüzum yok. ABDde IRS (Internal Revenue Service) isminde bir Gelirler İdaresi modeli var. ABDde her şey mümkün de vergi kaçırmak imkansız... IRS, binlerce denetim elemanı görevlendirmeden nasıl vergi topluyorsa Türkiyede de bu neden olmasın?"Bir şey daha var... Maliye Bakanlığı içinde yıllardır bir iktidar savaşı hüküm sürer... Müfettiş, uzman veya kontrolörlerden hangisi bakanlık yönetimine hakim olursa, o, kendi grubundaki kişileri üst görevlere atar.Ne olacağını yakında göreceğiz... Maliye müfettişleri, hesap uzmanları ve gelirler kontrolörleri sanıldığı kadar güçlü ise, "pozisyonlarını" korurlar. Bu yasa tasarısı TBMMye intikal edemez. IMFnin her istediği olur da bu isteği olamaz. guras@milliyet.com.tr IMF, ABD modeli istiyor