Tüketici Fiyatları Endeksi’ne göre, mart ayında tüm tüketici fiyatlarında artış yüzde 0.96 oranında gerçekleşti. Gıda maddesi fiyatları yüzde 1.04 oranında arttı.
Geliniz görünüz ki, bakkallardaki ve marketlerdeki fiyat artışları, devletin istatistik kurumu tarafından açıklanan fiyat artış oranlarının çok üzerinde.
Önceki gün marketin önünde beni yakalayan bir okuyucum, “Hoca, hoca...” dedi. “Bak gör... Yağ fiyatındaki bir aydaki artış ne kadar... Bunu bir kenara yaz. Önümüzdeki gün devletin enflasyon rakamı açıklanacak. O rakamları yorumlarken, yağ fiyatındaki artışı unutma”.
Okuyucum uyarınca, yağ fiyatlarını soruşturmaya başladım. Aymar’ın 5 kg’lık çiçek yağının toptan fiyatı 12 YTL iken, 18.YTL olmuş. Perakende satış fiyatı bu rakamların yüzde 20-30 üzerinde belirlenirmiş. Demek ki bu marka yağda fiyat artışı yüzde 50 dolayında. İnanamadım. Olmaz böyle şey dedim. “Hoca, senin dünyadan haberin yok. Mısırözü yağının tenekesi bakkalda 12 YTL iken, 19 YTL oldu dediler...”
Markette 3 ayda yüzde 27 artış
Mahalledeki markete uğradım. Yöneticisi, “Yıl başından bu yana fiyatlar ortalama yüzde 27 arttı” dedi. 5 kiloluk tenekesi 13 YTL’ye satılan Komili ayçiçeği yağının fiyatı 24 YTL olmuş. En ucuz makarnanın paketi 1.10 YTL iken, 1.30 YTL’ye yükselmiş.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği 27 Şubat ile 27 Mart arasında bir ayda hangi gıda maddelerinin fiyatının ne kadar arttığını gösteren bir çalışma yapmış. Bu çalışmada verilen bilgilere göre, kuru fasulyede bir aylık fiyat artışı yüzde 30, kırmızı mercimekte yüzde 19, yeşil mercimekte yüzde 12 oranında. Nohut fiyatı yüzde 9 oranında, yumurta fiyatı yüzde 6 oranında zam görmüş. Bir ayda dana kuşbaşı et fiyatı yüzde 12 artmış.
Çok tabii olarak insanlar bakkaldaki ve marketlerdeki fiyat değişimini görüyor, cebinden çıkan paraya bakıyor ve buna göre bir enflasyon değerlemesi yapıyor.
Devletin açıkladığı enflasyon, bununla uymayınca insanların kafası karışıyor. Acaba temel gıda maddelerinin fiyatları durup dururken neden artıyor? Başka bir anlatımla, enflasyonun kıpırdanmasının ardında ne var?
Maliyet enflasyonu var
Enflasyon iki nedenle kıpırdar: (1) İnsanların eline bol para geçer. Piyasadaki parasal büyüklük, piyasaya giren mal ve hizmet miktarından daha fazla artarsa, talep patlar. Bu talep patlaması karşısında üretici, toptancı, perakendeci fiyatları istediği gibi yükseltir. Kâr marjı artar. Buna “talep enflasyonu” denir. (2) İnsanların eline geçen parada bir değişiklik olmaz. Hatta insanların geliri azalır. Bu nedenle talep düşer. Üretici, toptancı, perakendeci piyasaya arz ettiği malın miktarını azaltsa da satmakta zorlanır. Fakat bu arada beklenmedik bir şey olur. Maliyetler artar. Üretici, toptancı, perakendeci malı satamasa da fiyatı yükseltmek zorunda kalır. Buna da “maliyet enflasyonu” denir.
Şimdilerde Türkiye’de gıda maddelerinde “maliyet enflasyonu” var. (1) Kuraklık nedeniyle yağlı tohum, tahıl, bakliyat üretimi geriledi. (2) Tarım üretiminde kullanılan girdilerin fiyatı arttı. Özellikle petrol fiyatındaki artışa bağlı olarak gübre fiyatı yüzde 37-46 oranında, mazot yüzde 20 oranında, sulama ücretleri yüzde 10 oranında, tohumluk yüzde 22 arttı. Süt hayvancılığı yapanların kullandıkları yem yüzde 64 oranında zam gördü.
İşte bu nedenle, üreticinin de tüketicinin de cebindeki enflasyon ile devletin açıkladığı enflasyon rakamı arasında fark var.