Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kanun uygulanmadı. Bankalarını batıranların tüm borçlarını devlet üstlendi. Hakkı olmayanlara tıkır tıkır, son kuruşuna kadar ödeme yapıldı. Bu ödeme halka fatura edildi. Bu ödemeler sonucu iç borç belası gibi çözümü imkansız bir bela halkın sırtına bindirildi.Bizim ülkede "hafıza - i beşer nisyan ile malül - dür". Her şey üç günde unutulur. Halkımız ödediği, ödeyeceği faturayı unuttu. Unutuyor. Bu ağır faturayı sırtına bindirenlere acımaya başladı. Nerede ise onlar "masum"... Devlet "zalim"!Olamaz böyle bir şey... Ama burası Türkiye abicim... Burada olmaz, olmaz!Şu nedenle battı, bu nedenle battı. Ama bir gerçek var... Bazı bankalar halktan mevduat olarak topladıkları paraları şu veya bu nedenle batırdıkları, veya hortumladıkları veya yanlış yerlere yatırdıkları için battı.Kanuna göre, bu durumda bankanın kapısına kilit vurulur. Sadece ve sadece tasarruf mevduatı sahiplerine, sadece ve sadece 50 milyar liraya kadar olan mevduat hesaplarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan ödeme yapılır. Bankanın battığı tarihten sonra faiz işlemez. Fonda para olunca da ödeme zaman içinde gerçekleştirilir. Bunun dışında hiçbir yere, hiçbir şekilde ödeme yapılması söz konusu olamaz.Kanun uygulansaydı, batan bankalarda parası olan çok kişinin canı yanacaktı. İnsanlar önce bankaların önünde, sonra bankaları batıranların evinin önünde kıyameti koparacaktı. Banka binaları, evler yakılıp yıkılacaktı. Bankaları batıranlar bırakınız sokağa çıkmayı, kaçacak delik arayacaktı.Ama kanun uygulanmadı. Politikacılarımız (belki de haklı olarak) halkın sokağa dökülmesinden korktu. Kanun rafa kaldırıldı. Bankaların kapısına kilit vurulacak yerde batan bankalar devletin bankası haline getirildi. Ve de devlet, halkın kesesinden banka batıranların batırdıkları paraları son kuruşuna kadar ödemeye soyundu.Ama bu ödemeler "iç borçlanma" ile gerçekleştirildi. Parası olanlardan yüksek reel faiz ile borç toplandı. İç borç ödenemez boyuta ulaştı. Halktan bu borcun faizi için daha çok vergi toplanmaya başlandı.Bütçe gelirinin daha çok kesimi iç borca gider oldu. IMF baskısıyla "faiz dışı fazla" hedefine ulaşmak için hükümet para harcayamaz hale geldi... Allah rızası için söyleyiniz... Bunlar olmadı mı? Yoksa ben hayal mi görüyor, masal mı anlatıyorum?Banka batıranlar suçlu değil de güçlü halde ortalıkta dolanıyor. Mahkemelerden devleti küçültücü, suçlayıcı kararlar çıkartıyor. Halkımız ise onlara acımaya başladı. Nerede ise "halk kahramanı" olarak omuzlarda taşınacaklar... Bu işte bir terslik yok mu?Büyüklerimiz ne demiş? "Merhametten maraz doğar." guras@milliyet.com.tr Eğer bu ülkede kanun uygulansaydı, bankalarını batıranlar bugün "Devletin sillesini yemiş, bankaları haksız yere ellerinden alınmış saf ve bakir işadamları(!) olarak" ortalıkta dolaşamazdı. Bırakınız bankalarını geri almak için o mahkemeden bu mahkemeye başvurmayı, evlerinden dışarı adım atamazdı.