Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Libor, Londra para piyasasında, bankaların birbirlerine vermeye hazır oldukları krediler için istedikleri faiz oranıdır. Libor kelimesi, "London Interbank Offering Rate" ifadesinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. İngiltere Merkez Bankası (Bank of England) gün içinde önemli bankaların birbirlerine hangi vade ile hangi faizden para verip aldıklarını izler ve "ortalamalar" alarak faiz oranlarını açıklar. Libor denilen bu oranlar, hem içeride, hem de dünya piyasalarında kredilere uygulanacak faizin "esasını" teşkil eder.
Dikkat buyurunuz, Londra bankaları veya başka ülkelerin bankaları kredi işlemlerinde liboru ‘esas’ alır sonra da, kredi kullanacak kişinin, firmanın, bankanın, ülkenin ödeme gücüne (riskine) göre bunun üzerine bir ilave yapar.

Türk hükümeti, Türk bankaları, Türk firmaları da dış piyasalarda ‘libor + 3’ veya ‘libor + 11’ gibi farklı maliyetlerle borçlanır. Libor herkes için aynıdır. Kredi kullanan itibarını, saygınlığını, güvenirliğini libora eklenen (+) puan gösterir.
Türkiye’de de "Türk liborunu" (isterseniz TİBOR diyelim) belirlemek için Bankalar Birliği (BB) çalışma yaptı. 1 Ağustos 2002’den itibaren TİBOR oranları açıklanmaya başlandı. Belli büyüklüğün üzerindeki bankalarımız sabah saatlerinde, vadelere göre ne kadar faiz ile para alıp satacaklarını beyan edecekler. Bu oranların ortalaması da BB tarafından o günün TİBOR’u olarak açıklanacak.
Dün, 1 yıllık TİBOR yüzde 74.0 olarak belirlenmişti. Bir bankamızın yetkililerine 1 yıl için yüzde 74.0 faiz ile satın aldığı parayı, işadamına kaça kullandırabileceklerini sordum. Bana şu hesabı verdiler: (Yüzde 74.0 paranın alım fiyatı. (1) Çıplak faizin yüzde 4’ü oranında 3.0 puan banka operasyonel maliyeti, (2) Çıplak faizin yüzde 6’sı oranında 4.4 puan risk primi, (3) Giydirilmiş faizin yüzde 5’i oranında 4.1 puan, vergi, (4) Giydirilmiş faizin yüzde 3’ü oranında 2.4 puan, fon, kesintisi olmak üzere toplam 87.9 kredi maliyeti. Bu esaba göre bir işadamı TİBOR + 13.9 puan ile bankadan borçlanabilecek demektir.
Bizde enflasyonun ve risk priminin yüksekliği nedeniyle faiz oranları dünya para piyasalarında rastlanmayan biçimde oluşuyor. Bu nedenle libor bir anlam ifade etmiyor. TİBOR edecek mi? Yavaş yavaş ve de çok güç. Çünkü piyasa küçük. Bankalar güven bunalımı nedeniyle likit kalmak istiyor, birbirlerine para satacak yerde her gün 5 - 6 milyar dolar karşılığı TL’yi Merkez Bankası’na gecelik, bir haftalık, iki haftalık kiralamaktan başka bir şey yapmıyor. Üç ay, altı ay, bir yıl vade ile para kiralayacaklar ise de yüksek faizli Hazine bonosuna gidiyor. Bu nedenle TİBOR’da işlem hacmi şimdilik küçük kalacak, faiz oranları gerçeği yansıtamayacak. Uzun vadeli faiz oranları ise gerçekçi olamayacak. Ama bir yerden başlamak iyidir.


Açıklama: Bizim TİBOR’umuzda 1 yıl vadeli yüzde 74.0 faiz oranını, önce bizim 1 yıl vadeli Hazine bonolarının yüzde 70 dolayındaki faiz oranı ile karşılaştırınız. Sonra da ABD Hazinesi’nin 2 yıl vadeli tahvil faizinin yüzde 2.7, İngiliz Hazinesi’nin 2 yıl vadeli tahvil faizinin yüzde 4.0 olduğunu dikkate alarak, bizim TİBOR’umuzu, İngilizlerin LİBOR’u ile karşılaştırınız. O zaman TİBOR ile LİBOR arasındaki uçurumu daha iyi görebilirsiniz.