Opel fabrikasını kapıyor (Dışarıda üretip bize satacaklar)1999 yılında Türkiye'de 24.156 Opel marka binek otomobili satıldı. Bunun 19.859'u ithal, 4.297'si yerli idi.
2000 yılının ilk 11 ayında Opel firması Türkiye'de 48.241'i ithal 55.102 otomobil sattı. 36.951 ithal otomobil satan Volkswagen'in önüne geçerek ithal otomobil satışlarında birinci oldu. Türkiye'de satılan her 5 ithal otomobilden biri Opel marka.
Opel 1989 yılında yüzde yüz yabancı sermaye ile İzmir'in Torbalı bölgesinde bir montaj tesisi kurmuştu. Türkiye'deki satışları arttıkça, pazar payı büyüdükçe İzmir'deki tesisini büyütmesi bekleniyordu. Ama tersini yaptı. Türkiye'deki tesisini kapatma kararı verdi.
Sayın okuyucularım, sanmayınız ki Opel, Türkiye'deki krizden veya diğer şartlardan üşüyüp kaçıyor. Hayır. Opel'in fabrika kapatmasının nedeni Türkiye'de ekonomik şartların normale dönmesidir.
Opel, 1989 yılında Türkiye'de üretim yapmak için değil, Türkiye'yi "uyutmak için" yatırım yapmıştı.
Torbalı'da yaptığı yatırım, ciddi bir otomobil fabrikası değil, göstermelik bir montaj atölyesi idi. Bu montaj atölyesi için Türkiye'ye 20 milyon dolar getirdi. (1994 yılında kurulan Toyota fabrikasına 500 milyon dolar harcandı.)
Opel, Türkiye'de 1989 yılında montaj atölyesini kurarken, Türkiye'ye bitmiş halde getirilen yabancı otomobiller üzerinde yüzde 50 vergi vardı. Halbuki otomobili parçalayıp, öyle getirirseniz ve Türkiye'de monte ederseniz, vergi yüzde 20'ye düşüyordu. İşte bu nedenle Opel, parçalanmış otomobili yüzde 20 gümrükle getiriyor, Torbalı'da parçaları birleştirip, iç piyasada düşük gümrükle satabiliyordu.
Opel'in Torbalı montaj atölyesinde 1990 yılında 1.156 otomobil monte edildi. 1993 ve 1996 yıllarında 10 binlik kapasiteye ulaşıldı. Geçen yılın montajı 4.297, bu yılın 11 ayındaki montaj 5.861 adet. Topladım 12 yılda Torbalı'da 81.342 otomobilin montajı yapılmış. Saydım ve şaşırdım, Torbalı'da 12 yılda 36 farklı model otomobil monte edilmiş.
Artık Opel'in Türkiye'de montaj tesisini korumasına gerek kalmadı. Çünkü Gümrük Birliği ile, eskiden yüzde 50 olan ithal otomobil gümrüğü sıfıra indi. Şimdi tam tersine bir durum var. Bitmiş otomobili Türkiye'ye getirip satmak, parça parça getirip, burada monte etmekten daha zor. Daha pahalı. Opel Türkiye'ye kazık atmıyor. Kanun ve kararlar çerçevesinde kendi açısından doğru olanı yapıyor.
Buradan çıkarılacak dersler var. Türkiye'deki fabrikayı kapatıp, yurtdışından Türkiye'ye otomobil satmak Opel için daha iyi de, Fiat, Renault, Toyota, Hyundai, Honda için kötü mü? Onların yatırımları Opel'inki gibi de değil. Ciddi yatırımlar. Büyük paralar bağladılar. Düşük kapasite ile, sınırlı model ile yerli üretimi sürdürmeye çabalıyorlar... Otomobil fabrikaları için bugün söz konusu olan durum, yarın süt fabrikaları, kumaş fabrikaları, ekmek fabrikaları için de söz konusu olacak. Biz ne yapacağız?
Bırakacak mıyız yerli üreticileri kaderleriyle baş başa?.. Diyecek miyiz onlara "ne haliniz varsa görün!.." O zaman Türkiye'deki fabrikalar teker teker kapanacak... Yabancılar, yurtdışında büyük ölçekli fabrikalarında üretimi yapıp, Türkiye'ye satacak.
Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer diyor ki, "Tofaş ve Renault bu gerçeği görerek, dış pazara dönük üretime yöneldi. Toyota, Hyundai firmaları da niyetlerini açıkladı. Bu yapılırsa otomotiv sanayii yaşamını sürdürebilir..."
Otomotiv sanayiinde veya diğer sanayilerde, bizim henüz güreşe başlayan ve henüz mahalle minderlerinde güreş tutabilen pehlivanları, birden bire dünya minderindeki dev şampiyonların karşısına çıkarmak doğru mu? "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" dersek, yılların birikimi ile büyüyen, deneyim kazanan devlerin karşısında kim sağ kalabilir?
Gümrükleri indiriyoruz, küreselleşiyoruz, tam rekabete geçiyoruz demekle iş bitmiyor. Türkiye'deki tesisler rekabete dayanamayıp teker teker yok olursa, biz ithalatın faturasını nasıl öderiz? Unutmayınız bu yıl ithalatımız 38.8 milyar dolar olacak, ihracatımız 22.8 milyar dolar. Türkiye'deki fabrikalar kapandıkça bu açık büyüyecek...
Türkiye'de Opel üretimi ve ithalatı ile toplam otomobil üretim ve ithalatı | Yıllar | Opel Üretim | Opel İthalat | Toplam Üretim | Toplam İthalat |
1990 | 1.156 | - | 167.556 | 65.390 |
1991 | 6.528 | - | 195.574 | 33.651 |
1992 | 9.363 | - | 265.245 | 60.134 |
1993 | 12.093 | 6.630 | 348.095 | 101.070 |
1994 | 6.626 | 2.802 | 212.651 | 28.216 |
1995 | 7.729 | 2.043 | 233.412 | 21.651 |
1996 | 10.190 | 15.301 | 207.757 | 57.479 |
1997 | 9.469 | 25.910 | 242.780 | 125.025 |
1998 | 7.030 | 19.712 | 239.937 | 111.536 |
1999 | 4.297 | 19.859 | 222.041 | 121.215 |
200/11 | 8.861 | 48.241 | 283.362 | 240.969 |
Otomobil üretimi için Türkiye'de yapılan yatırımlar | |
Firma | Toplam kapasite | Üretime başlama tarihi | Kapasite kullanım oranı (%) 1999 | Kapasite kullanım oranı 2000/11 |
Ford Otosan (*) | 25.000 | 1959 | 3 | 0 |
Tofaş | 250.000 | 1971 | 26 | 44 |
Oyak Renault | 160.000 | 1971 | 78 | 91 |
Opel Türkiye | 25.000 | 1990 | 17 | 30 |
Toyota | 100.000 | 1994 | 9 | 16 |
A. Honda | 30.000 | 1997 | 22 | 36 |
Hyundai Assan | 100.000 | 1997 | 11 | 21 |
(*) Ford Otosan üretimi 1999 yılında sona ermiştir