Patara Feneri, bundan 2 bin yıl önce yapılan bir fener. Dünya üzerinde 2 bin yıl ayakta kalabilen tek fener. Patara Feneri’nden daha önce yapıldığı söylenen bir tek İskenderiye Feneri var. Fakat o fenerden bugüne kalan tek bir taş parçası kalmamış. Sadece ismi var.
Kumlar feneri korumuş
Eşen Çayı’nın getirdiği kumlar zamanla limanı doldurmuş, liman ağzını tıkamış, limanı kullanılamaz hale getirmiştir. Liman kullanılamaz hale gelince Patara da önemini yitirmiştir.
Patara çevresindeki kumlar yüzyıllar boyunca bu eski medeniyet kalıntılarının üzerini örtmüş, bir anlamda günümüze kadar korunmasına imkân vermiştir.
Prof. Dr. Havva İşkan Işık başkanlığındaki kazı heyeti 7 bin kamyon kumu taşıyarak 11 metrelik kum yığıntısının altında feneri bularak ortaya çıkardı.
Fener 20x20 m’lik bir taş platform üzerinde 13 m yükseklikte taş bir yapıdan oluşuyor.
Bundan sonra ne yapılabilir? Patara Feneri’ne gönül bağlayan Dr. Sezgin Gökmen diyor ki, “Amacımız Patara Feneri’ni tekrar yakabilmek. Antik limanı açarak Xantos, Letoon, Pınara ve Tios antik kentlerinin denizden ziyaret kapısını açmak.”
Şimdi sıra feneri yakmada
Dr. Sezgin Gökmen, Akdeniz’deki yat trafiğinin önemine işaret ediyor. Denizden, fenere kadar ulaşım imkânının sağlanması halinde, üst gelir grubundaki turistlerin 2 bin yıl önceki gibi yağ feneri ile denizcilere yol gösterecek fenerin büyük ilgi merkezi haline geleceğini belirtiyor.
Patara’da fenerden başka önemli kalıntılar da ortaya çıkarıldı. Gelemiş köyünden 2 km sonra yol kenarında MS 1. yy’da yapılan Roma Zafer Takı’nın (Metius Modestus) ve Bizans Bazilikası ile kutsal alanların kalıntıları bunların başlıcaları.
Tekrarda yarar var. Kalıntıları bulmak önemli. Ama kimsenin haberi yok ise ha toprak altında kalmış, ha toprak üzerine çıkarılmış, bir işe yaramıyor. Buluntuları tanıtmak, ziyarete açmak ise önce para, sonra gayret istiyor. Bu ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanına giriyor.